Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Gıda Güvenliği Denetim Uzmanı Gıda Mühendisi Nurten Sırma, son günlerde ABD ve Almanya'da yaşanan gıda geri çağırma kararlarının, gıda güvenliği sistemlerinin işlerliği açısından önemli birer örnek olduğunu ifade etti.
ABD’de bir firmanın kabak çekirdeğinde "Salmonella" bakterisi tespit etmesi, Almanya'da ise bir Türk baharatçısının sattığı toz zencefilde "Bacillus cereus" bakterisine rastlanması üzerine ürünlerin toplatılması, konunun ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi.
“Salmonella doğada birçok yolla yayılıyor”
Salmonella bakterisinin kümes hayvanlarının bağırsaklarında bulunduğunu belirten Sırma, bakterinin kesimhanelerden kanalizasyona, oradan toprağa ve tarım ürünlerine kadar birçok yolla bulaşabildiğini söyledi.
“Gıda kaynaklı zehirlenmelerin başlıca sebebi salmonelladır” diyen Sırma, şunları kaydetti:
“En çok kümes hayvanlarının dışkısı ve bağırsak florası aracılığıyla bulaşıyor. Kötü kesimhane koşulları, eksik hijyen uygulamaları, kirli sular, kuşlar, toprak ve yaban hayatı gibi yollarla doğaya yayılıyor. Mezbahalarda yanlış işlemlerle deriye ve ete bulaşabiliyor. Sonra bu su toprağa geçiyor, oradan da tarım ürünlerine ulaşıyor.”
“Salmonellasız bir hayat mümkün değil ama…”
Salmonella bakterisinin doğada sürekli var olduğunu, ancak bağışıklık sistemi zayıf bireylerde belirli limitin üzerinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurgulayan Sırma, ABD’de geri çağrılan ürünün organik pazar ürünü olduğuna dikkat çekti.
Almanya’daki olayda ise market raflarında satılan zencefilde, doğada doğal olarak bulunan Bacillus cereus bakterisine rastlandığını aktaran Sırma, her iki olayda da firmaların sorumluluk alarak ürünlerini geri çağırdığını söyledi.
“Türkiye’de geri çağırma yok denecek kadar az”
Türkiye’de gıda kaynaklı geri çağırma olaylarının neredeyse hiç yaşanmadığını belirten Sırma, “Bu, bizde hiç hata yapılmadığı anlamına gelmiyor” dedi.
“Geri çağırma kötü bir şey olarak algılanıyor ama öyle değil. Aksine bu, firmanın güçlü bir gıda güvenliği sistemine sahip olduğunu gösterir” diyen Sırma, şöyle devam etti:
“Ürün piyasaya çıktıktan sonra bile izlenebilirlik sistemiyle geri çağırma yapabiliyorsanız, bu başarılı bir uygulamadır. Türkiye'de ise hangi firma ya da marka böyle bir şey yaptı? Neredeyse hiç yok.”
“Gıda güvenliği izlenebilirlikle mümkün”
Sırma, Türkiye’de özellikle salmonella kaynaklı zehirlenmelerin sık yaşandığını anımsatarak, gıda güvenliği sisteminin ve izlenebilirliğin bu açıdan çok kritik olduğuna vurgu yaptı.
“Firma, market rafında bile fark ettiğinde o ürünü geri çağırmalı. Ama başarılı bir sistemi olmayan firmalar bunu başaramıyor. Çünkü ürünün hangi noktaya gittiğini takip edemiyorlar” diye konuştu.