A Milli Takımımız Dünya Kupası elemelerine Gürcistan deplasmanında başladı. Daha maçın 3. dakikasında Mert Müldür’ün golüyle öne geçtik, ilk yarıyı Kerem’in golüyle 2-0 kapattık. İkinci yarıda bir gol daha bulup farkı üçe çıkardık. Her şey yolunda giderken, Barış Alper’in kırmızı kart görmesiyle sahada 10 kişi kaldık. Son yarım saat bizim için adeta bir sınav gibiydi. Gürcistan baskısını artırdı, 90+8’de ikinci golü buldu. Ama millilerimiz yılmadı, direnç gösterdi ve zorlu deplasmandan 3-2’lik zaferle döndü.
Bu galibiyet yıllardır içimizde büyüttüğümüz bir özlemi de yeniden canlandırdı: Dünya Kupası’na yeniden gitmek!
2002 yılını hatırlıyor musunuz? Sabahın köründe televizyon başında toplandığımız günleri, İlhan Mansız’ın tarihi golünü, Rüştü’nün kurtarışlarını, Hasan Şaş’ın hiç bitmeyen koşusunu… Dünya üçüncüsü olmuştuk. O gün gençliğimizin en coşkulu günlerini yaşadık. Bayraklarla sokaklara döküldük, milletçe tek yürek olduk. İşte o günleri, o heyecanı yeniden yaşamak istiyoruz.
Belki de bugün sahada ter döken futbolcularımızdan bazıları o yıllarda henüz doğmamıştı. Ama önemli olan bu değil. Çünkü o formanın üstünde ay-yıldız var, ruh aynı ruh. Bugün Kerem’in mücadelesinde, Barış’ın azminde, Mert’in hırsında o aynı ateşi görebiliyoruz.
Şimdi gözler Pazar günü Konya’da oynanacak İspanya maçına çevrildi. Mevlana’nın şehrinde, binlerce taraftarın tek yürek olup milli takımı destekleyeceği o gecede, biz bir kez daha tarih yazmak istiyoruz. Konya’daki atmosfer Özlemin, umudun ve inancın şöleni olacak.
Haydi çocuklar, size güveniyoruz!
23 yıl sonra o büyük hayali yeniden gerçekleştirelim. Biz tribünde ve ekran başında, dualarımızla yanınızdayız. Siz sahada elinizden geleni yapın, biz de milletçe arkanızda dağ gibi duralım. Çünkü bu ülke 2002’deki heyecanı yeniden yaşamak istiyor.