169 numaralı vatman kendini Batman mı zannediyor?

Memleketi Kurtaran Adam

Tramvayları süren kişilere bildiğiniz gibi vatman denir. İlk yıllarda epeyce bir otobüs şoförü Almanya’ya giderek vatman olarak dönmüştü. Artık Almanya’ya gitmeye gerek yok, eksilenlerin yerine hemen yenileri geçiveriyor. Mutlaka bir kurs ya da benzer bir eğitim faaliyetinden iyi not alanlara emanet ediliyordur o koltuklar, ama arada bir arızalı, temsil ettiği kuruma yakışmayan, taşıdığı insanlara gülmek şöyle dursun, surat yapan, daha ilerisi kızıp bağıran vatmanlara emanet ediliyoruz.

Bizim gazetede Burhan isimli çalışkan bir delikanlı var. Beni sabahın köründe arayarak, “Hacıabi, dün akşam Bosna-Hersek’teki evime gitmek üzere tramvaya bindim. Kontörlü kartımı cihaza uzattım ve gazeteci kartlarına üç kez sinyal sesi gelir, bunları da duydum ve arkaya doğru ilerledim. O sırada vatman bana milletin içinde ‘hooopp, sen para ödemedin’ diye bağırdı. ‘Kardeşim, kartımı uzattım ve üç kez sinyal sesi geldi ya’ dediysem de anlatamadım. Kartımı yeniden makineye uzattım, az önce kontör aldığı için yeniden ötmedi. Bakın demek ki siz haksızsınız, makine kontörümü almış dedim. ‘Tamam, çok konuşma, vermedin’ diye yeniden bağırınca, çıkardım cebimden bilet parasını ikinci kez ödedim ve adama seni Memleketi Kurtaran Adam’a şikayet edecem, dedim. Lütfen bu adama bişeyler yaz da haddini bilsin” dedi. Delikanlıya yazacağıma dair söz verdim…

Bu vatmanların numaraları olurmuş, bunun ki de 169’muş. İşte buradan yetkili amirine sesleniyorum. Bu kendini ‘batman’ zanneden adamına bi insanlık dersi ver. Sabahtan akşama kadar millete surat yapmaktan vazgeçmeyecekse, verin eline süpürgeyi sokakları süpürsün. Daha adam olmuyorsa, ondan sonrasını siz bilirsiniz.

Belediye otobüsleri ve tramvaylarında görevli şoför ve vatmanlar başkanı temsil ederler. Her daim güler yüzlü bir başkana, önüne gelene hakaret eden adamlar yaramaz.
Bir de bu vatman ve şoförler bilet mi satıyorlarmış, ne. Sattıkları kadar pirim alıyorlarmış. Bunu duyunca, “tamam” dedim, adam işi paraya döktüyse, babasının malı gibi gelene geçene bağırır. Öyle ya Deli Dumrul’un köprüsü değil mi burası…

169 numaralı vatman!
Sana söylüyorum, izinli bi gününde gelip bu genç gazeteciden özür dileyeceksin. Aksi takdirde, senin bu numaranı her gün buraya yazar, senin onu rezil ettiğin gibi ben de seni her gün rezil ederim.

Bundan sonra da bu işi güler yüzle adam gibi yapmayacaksan defol git. Bir sürü insan evladı iş diye sırada bekliyor…

Bozuk plak

Çocukluk yıllarım. Köyde bakkalın oğluyla ters düşünce birbirimize kızdık. Ben biraz büyük olunca, oğlan doğal olarak biraz fazla hırpalanmış oldu. Akşam tam yemek için sofraya oturmuştuk ki, bakkal çıktı geldi. Babama hiddetle bağırıyor, “Niye benim oğlanı dövmüş senin oğlan?..” Babam, “Haberim yok, madem öyle ben kızayım, cezasını vereyim” diyerek adamı güzellikle yollamak istedi. Bakkal biraz daha sertleşerek, “Niye böyle, şöyle..” dedikçe babam, “Tamam arkadaş, cezasını vereceğim” diyor. Fakat babam ne derse desin, adam bozuk plak gibi niye niye diye sorup duruyor. Babam da kızdı en sonunda, “Bak kardeşim sen laftan anlaman mı, gereğini yapacağım diyorum, haydi git akşam akşam…”
Bakkal ısrarla niye diyor, babam da ısrarla tamam diyor. Epeyce süren bu karmaşa, babamın sigortalarını attırdı en sonunda, “Ülen senin oğluna da sana da …”
Bakkal tabanları yağlarken, babamın bana vereceği cezayı düşünüyorum. Geldi sofraya oturdu, yeniden euzü besmele çekti ve “Oğlum bulaşma şu tahtası kırıklara” dedi.
Şu fıkrayı okuyunca, aklıma düştü bu anım. Haydi bir de siz okuyun.
Temel arabası ile Taksim Meydanı’nda dönüp duruyormuş. Aynı trafikçinin önünden beşinci defa geçince, polis de merak edip Temel'i durdurup sorar, “Bir yeri mi arıyorsunuz? Niye meydanın etrafında dönüp duruyorsunuz?” Temel cevap verir, “Sol sinyal takıldı da.”

Yorum Yap
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.