16. Ufuk Turu Kayseri’de yapıldı –Sosyal Sorumluluk ve İş Ahlakı (3)

Salih Sedat Ersöz

                

Aynı gün AİLE VE EĞİTİMDE SOSYAL SORUMLULUK başlıklı ikinci oturuma geçildi. Bu oturumun ilk konuşmasını İlahiyatçı ve işadamı Mustafa Koruyucu, İş Hayatına Hazırlamada Aile konusu ile ilgili yaptı.

Koruyucu konuşmasında özetle şunları söyledi:

“Eğitimde genetik, çevre, zaman sürecinin doğru değerlendirilmesi gerekir. İş ahlakı, ahlaktan ayrı bir şey değildir. Ahlakta vazgeçilmez değerlerimiz, iş ahlakında da geçerlidir.

Çevresindeki insanlar özgüvenli, emin, dürüst ise çocuğumuzun rol modeli oluşmuş demektir. Güzel insanın üç özelliği Aidiyet, Fedakârlık, Adanmışlıktır. Aidiyet özelliği her zaman ve her yerde kimliği belli, bir davası olan demektir. Davası uğruna her türlü fedakârlığı yapanlar ve kendilerini davalarına adayanlar  ikinci ve üçüncü özelliği de taşıyorlar demektir.     

Bizim çevremiz böyle insanlardan oluşuyorsa, her yerde aynı kişi ise, hep ben demiyorsa bizim evladımız bunlardan etkilenir.

Çocuğun yapısına, istidadına uygun bir meslek seçimine dikkat edilmelidir. Çocuklarımıza efendi gibi muamele edersek efendi, aziz gibi muamele edersek aziz olurlar. Çocuklarımıza hürmet ederek hürmet etmeyi öğretebiliriz. Nasıl davranırsak onlar da öyle olacaktır. Kitap okumuyorsan, çocuğuna kitap oku demenin faydası olmaz.

Allah’ın rızkını arama yollarının hepsi iştir. Zühdün başı helal lokmadır. Ailenin her alanda sermayesi olmalıdır. Sermaye sadece para değildir. Gerçek sermaye birikimdir. Aile, çocuklarına gerçek sermaye vererek destek olabilir.

Başarı putuna kapılmak bizi mahvetti. İlkokuldan itibaren dershanelere göndermek başarı putuna ibadet etmek demektir. Böylece çocuklarımızı elimizden aldılar. Başarı, Allah için kulluk yapabilmektir. Ahlakımız, edebimiz, şeytanla olan kavgamız sermayedir. Bizim en güzel kişisel gelişim kitaplarımız Siyerlerdir.”

Prof. Dr. Mehmet Zeki Aydın, Eğitimciler ve Sosyal Sorumluluk konulu sunumunda özetle şu görüşlere yer verdi:

“Hadis-i Şerif’te; ‘hepiniz çobansınız ve hepiniz sorumlusunuz’ buyrulmaktadır. Sorumluluk, mesuliyet demektir. ‘Din nasihattır. Kim için? Allah için, kitabı için, tüm Müslümanlar için nasihattır.’ hadisi her Müslümanın sorumluluğunu ortaya koymaktadır.

Sorumluluk, insanın kendi iç dünyası, vicdanı ile ilgili bir olaydır. Sorumluluk iyi ve kötü yapılan işlerin sahibi olmaktır. Ademoğlunu beşikten alarak mezara kadar alıp eğiten muallimdir. Muallimlik bir sevdadır. Eski öğretmenler, ‘ben bu vatanın evlatlarını yetiştirmekle görevliyim’ düşüncesinde gece gündüz öğrencileri ile ilgilenirler, onları takip altına alırlardı. İşte  bu sorumluluktur.

Bir öğretmenin yapacağı en iyi şey, dersine tam girerek öğrencilerini en iyi şekilde yetiştirmeye çalışmaktır. İlmin sonu yoktur. Kişi bildiğinin âlimidir. Dünyanın herhangi bir yerinde senin bildiğini bilmeyen bir kimseye gidip anlatmazsan mesulsun. Dünyanın herhangi bir yerinde bir kötülük var da sen onu engellemiyorsan mesulsun.” 

Prof. Dr. Sinan Gönen, Eğitilenler ve Sosyal Sorumluluk konulu sunumunda özet olarak şunları söyledi:

“Allah bize akıl vermiş. Akıl vermediği insanı da sorumlu tutmamış. O halde sorumluluk akılla doğru orantılıdır. Sorumlulukta öncelikle üzerinde durulması gereken aile sorumluluğudur. Daha sonra eğitim sorumluluğu gelir.

Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Resûlüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. (Tevbe 71)

Allah yolunda sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça iyiliğe asla eremezsiniz. Ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir. (Âli İmran 92)

 “Sizden biriniz kendisi için istediğini mümin kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz”, “sizden kim yarım hurma ile de olsa ateşten korunabilirse bunu yapsın.”

Bu Ayet ve hadisler sorumluluğumuzu ortaya koymaktadır.  İyiyi kötüden, hayrı şerden ayırmayı sağlayan ahlak şuurudur. Bir kavmi başkasından ayıran inancımız ve kültürümüzdür. Batı kültürünün çocuklarımızı etkisi altına almaması için her türlü tedbir alınmalıdır.”

Prof. Dr. Ertan Özensel, Eğitim Sistemi ve Sosyal Sorumluluk konulu sunumunda özetle şunları söyledi:

“İnsanoğlu son yıllarda inanılması güç başarılar elde etmiştir. Dünyada sürekli ekonomik sorunlar konuşulmasına rağmen dünyanın bir tarafında maddi alanda büyük gelişmeler yaşanmaktadır. Dünyanın diğer tarafında ise kan, gözyaşı, zulüm, fakirlik, adaletsizlik hüküm sürmektedir.

Bir tarafta küreselleşmeden, diğer tarafta ise radikalleşmeden söz ediyoruz.  Bir tarafta bireycilik, bireysel hareketler diğer tarafta toplumsal hareketlerden, sivil toplum hareketlerinden söz ediyoruz. Bir tarafta ilerlemelerden, diğer tarafta karamsarlıktan söz ediyoruz. Bir tarafta daha uzun yaşamadan diğer tarafta toplu katliamlardan söz ediyoruz.

Biz yerine ben, diğerinin yerine ötekileştirme yer aldı. Tamamen bireyselleşen bireylerde sosyal sorumluluğun bilincine ulaşmak nasıl mümkün olabilir?”

Oturum Başkanlığını Prof. Dr. Recai Kılıç’ın yaptığı bu oturumda böylece sona erdi. (Devam edecek)