1073’te Fethedilen Ankara Kalesi’ndeki Sultan Alaaddin Camii, Selçuklu Mirasını Yaşatıyor

Ankara’nın ilk fetih camisi olan Sultan Alaaddin Camii, Selçuklu dönemine ait minberi, külliyesi ve tarihi dokusuyla ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Moğol istilasında harap olan cami, asırlardır ayakta kalmayı başardı.

Ankara Kalesi’nde yer alan ve şehrin fethinden sonra inşa edilen ilk cami olma özelliğini taşıyan Sultan Alaaddin Camii, Selçuklu döneminden günümüze ulaşan tarihi minberi ve külliye yapısıyla dikkat çekiyor. 1073 yılında şehrin fethedilmesinin ardından inşa edilen cami, bugün de ibadet ve ziyaret amaçlı olarak hizmet vermeye devam ediyor.

Yaklaşık 16 yıldır camide görev yapan İmam Mustafa Kavlak, İhlas Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, caminin tarihçesine ilişkin önemli bilgiler paylaştı. Kavlak, “Burası Ankara’mızın ilk fetih camisi. 1070’te Malazgirt Zaferi ile Türklerin Anadolu’ya girişi sonrası 2 yıl içinde Sivas, Ankara ve İzmir kaleleri fethedilmiş. Bu cami de o dönemin izlerini taşıyor” dedi.

Caminin ilk mihrabının bugün avluda bulunduğunu belirten Kavlak, Selçuklu Sultanı Kılıç Arslan’ın oğlu Mesud döneminde caminin “ulu cami”ye çevrildiğini ve yaklaşık 7-8 bin kişilik kapasitesiyle cuma namazlarının kılındığı, meşveretlerin yapıldığı önemli bir merkez haline geldiğini ifade etti.

“Selçuklu döneminde camiler külliye şeklinde, çok amaçlı inşa edilirdi. Burası da şifahane, misafirhane, aşevi, kütüphane, han, hamam, medrese gibi yapılardan oluşuyordu” diyen Kavlak, yapının zamanla uğradığı yıkımı da şöyle anlattı: “1200’lerde yaşanan Moğol istilasında bu alan yerle bir edildi. Taş üstünde taş kalmadı. Binlerce şehit verdik. Şu anda surların arkasındaki park alanı tamamen eski şehitlik. Ancak bir mezar taşı dahi kalmamış durumda.”

Cami içerisinde yer alan minberin, Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan’ın oğlu II. Mesud tarafından yaptırıldığını ve üzerinde, “Selçuklu Devleti Sultanı, Rum ve Yunan mülkünün efendisi, İslam dininin ihyacısı Kılıç Arslanoğlu Muhyiddin Mesud döneminde” yazılı bir kitabe bulunduğunu aktaran Kavlak, ayrıca minberdeki top atışı izlerinin hâlâ görülebildiğini belirtti.

Tarihe tanıklık eden bu kıymetli yapı, yalnızca bir ibadethane değil, aynı zamanda Anadolu’nun İslamlaşma sürecinin simgesi olarak da öne çıkıyor. Sultan Alaaddin Camii, bugün hem manevi mirasın korunması hem de tarihle bağ kurmak isteyen ziyaretçiler için önemli bir durak olmaya devam ediyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Kültür Sanat Haberleri

'Acı(n)mak için Değil, Anlamak için Down Sendromu Tarihi' kitabını Şule Uzel anlattı
BU YIL İLK KEZ KARAMAN'DAN BAŞLADI
PAPA BİR GELDİ PİR GELDİ
TÜRKİYE ARTIK KÜRESEL SAHNE
Kurtlar Vadisi müzikleri çalıntı mı yoksa esinlenme mi?