Sağlık Bilimleri Üniversitesi Fahri Doktora Tevdi Töreni
Cumhurbaşkanı Erdoğan: (4)- "20 Temmuz 2015'ten bu yana PKK, 787 güvenlik görevlimizi, 312 sivil vatandaşımızı şehit etti. Bu eylemlerde 4 binin üzerinde güvenlik görevlimiz, 2 binin üzerinde vatandaşımız da yaralandı. Bölücü terör örgütüne yönelik operas
İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "20 Temmuz 2015'ten bu yana terör örgütü PKK, 787 güvenlik görevlimizi, 312 sivil vatandaşımızı şehit etti. Bu eylemlerde 4 binin üzerinde güvenlik görevlimiz, 2 binin üzerinde vatandaşımız da yaralandı. Bölücü terör örgütüne yönelik operasyonlarda 5 bin 500 silah, 650 bin mermi, 142 ton patlayıcı malzeme, 15 bine yakın bomba ele geçirildi. Ey batı, bunları duy bakalım. Bir başka ifadeyle Türkiye terör örgütüne karşı pek çok batı ülkesinin İkinci Dünya Savaşından beri görmediği, yaşamadığı çapta bir mücadeleyi sadece bir yılda verdi." dedi.
Erdoğan, Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nin Fahri Doktora Tevdi Törenindeki konuşmasında, batının haksız ithamlarla Türkiye'ye saldıran siyasetçilerinin ve medya kuruluşlarının, gerçek yüzlerini görmenin aslında çok kolay olduğunu söyledi.
Bunun için hiç uzağa gitmeye de gerek olmadığını belirten Erdoğan, aynı kişilerin, cuma sabahı Diyarbakır'da patlayan bombayla orada şehit edilen 11 kişiyle, yaralanan 100 kişiyle ilgili rahatsızlık ve kaygı ifadelerinin duyulmadığını kaydetti.
"Ben duymadım. Bilmiyorum duyanlarınız oldu mu?" diyen Erdoğan, bunların hepsinin 15 Temmuz'da zaten sınıfta kaldığını, "Türkiye'de bir darbe girişimi oldu; ziyaret edelim, geçmiş olsun diyelim" demediklerini anlattı.
Erdoğan, Türkiye eşine ender rastlanacak çapta ve mahiyette bir darbe girişimi, vatandaşlarının tarihe altın harflerle yazılacak sağlam duruşu sayesinde bertaraf edilirken bunlardan çıt çıkmadığını ifade ederek, çoğunun olayın hemen ardından bizzat gelip destek vermediğini, bir geçmiş olsun için, hükümetin bu işin üstesinden gelmesinin ardından, 3 gün sonra aramaya başladığını söyledi.
- Son 1 yılda verilen mücadele
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 Temmuz 2015'ten bu yana PKK'nın, 787 güvenlik görevlisini, 312 sivil vatandaşı şehit ettiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Bu eylemlerde 4 binin üzerinde güvenlik görevlimiz, 2 binin üzerinde vatandaşımız da yaralandı. Bölücü terör örgütüne yönelik operasyonlarda 5 bin 500 silah, 650 bin mermi, 142 ton patlayıcı malzemesi, 15 bine yakın bomba ele geçirildi. Ey batı, bunları duy bakalım. Bir başka ifadeyle Türkiye terör örgütüne karşı pek çok batı ülkesinin İkinci Dünya Savaşından beri görmediği, yaşamadığı çapta bir mücadeleyi sadece bir yılda verdi. Bunların elinde yakaladığımız silahlar var ya, hepsi batının silahları. Artık ağır silahlar da kullanmaya başladılar. Bu silahlarla geliyorlar. Bahaneler hazır. Ne diyorlar? 'Irak'taki koalisyon güçlerine bunları vermiştik, herhalde oradan onların eline geçti.' Ya kimi uyutuyorsunuz ya... Bunları direkt veriyorsunuz kendilerine. Aynı şey Suriye'de. Bunca şehit, bunca yaralı, ele geçirilen bunca silah, patlayıcı konusunda batı ülkelerindeki siyasetçilerin, medya kuruluşlarının herhangi bir endişe, kaygı, tepki ifadelerine rastlamadık. Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve Türk milletinin maruz kaldığı terör saldırılarına işte bu kadar ilgisiz, bu kadar bigane, bu kadar kör olanlar, hadise terör örgütleri ve onlara destek verenler olunca birden ortaya dökülüyorlar. Hal böyle olunca da bu olayların müsebbibi olan, terör örgütünü destekledikleri için ifadeye çağrılan, gelmeyip zorla ifadeleri alınan, kimi serbest bırakılan, kimi tutuklanan milletvekilleri konusundaki feveranları da açıkçası umurumuzda değil."
Erdoğan, şimdi "Terör eylemleri ve terör örgütü başka, siyasi konular başka" diyeceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 Temmuz 2015 ölçü olarak alındığında, 1 yılı aşkın süredir, ülkenin belli yerlerinde bir siyasi partinin çok sayıda mensubunun, bölücü terör örgütünün üyeleri tarafından katledildiğini, aralarında milletvekili adaylarının, ilçe başkanları, belediye meclis üyeleri olduğunu, her kademeden siyasetçi bulunduğunu anlattı.
Erdoğan, "Bunlar öldürülürken, bakınız gözaltına alınmalarından değil, taammüden öldürülmelerinden söz ediyorum. Aynı çevrelerin en küçük bir kaygılarını, derinliğinden vazgeçtik, şöyle yüzeysel de olsa bir endişelerini görmedik, duymadık. İktidar partisinin il başkan yardımcılarını, ilçe başkanlarını, gençlik kolu başkanlarını öldürüyorlar. Hani nerede batı? Şu anda en az 30'a yakın kaçırdıkları mühendis, öğretmen, polis, subay var. Hani nerede sesiniz? Öğretmenler var. Niye sesiniz çıkmıyor? Batı bu konularda da sessiz. Ötekiler siyasetçi, bunlar siyasetçi değil mi? Ötekiler insan, bunlar insan değil mi? 14-15 yaşındaki Yasin Börü'yü bir binanın üçüncü katından attılar. Bugün yarın tekrar yargılaması devam ediyor. Atmakla kalmadılar üstünden de arabayla geçtiler. Böyle şehit ettiler. Ses var mı? Yok. Bütün bunları söylerken elbette karşımızdakilerin kafalarının arkasındaki gerçek niyetleri bilmiyor değiliz." ifadelerini kullandı.
- Belçika mahkemesinin kararı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Belçika'da bir mahkemenin nihayet ağzındaki baklayı çıkardığını, mahkemenin Avrupa Birliği'nin terör örgütleri listesindeki PKK'nın eylemlerini terör suçu değil de silahlı mücadele kapsamında gördüğünü ifade ettiğini söyledi.
"Bunların ben aklını neyle yediklerini bilemiyorum" diyen Erdoğan, üst düzey tüm yöneticilerinin Avrupa ülkelerinde cirit attığı PKK'nın nasıl olup da bu kadar rahat hareket ettiğinin, böylece anlaşılmış olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Burada sorulması gereken soru şudur: Yarın Avrupa ülkelerinde terör eylemleri düzenleyen bir örgütün işlediği cinayetleri biz veya bir başka devlet, silahlı mücadele kapsamında görmeye kalkarsa ne olacak? Diyelim ki bizim bir mahkememiz çıktı, Avrupa'da herhangi bir ülkede, bir yılda 700-800 güvenlik görevlisini katletmiş, binlercesini yaralamış, bir orduyu donatacak kadar silah ve mühimmat yakalatmış bir örgütü böyle vasıflandırdı. Bu yaklaşım beraberinde örgüt üyelerinin ülkede diledikleri gibi hareket edebilmelerini sağlayacak rahatlığı da getiriyor. Böyle bir durumda batı ülkelerinin vereceği tepkiyi az çok tahmin ediyoruz. Ama bu da bitmiyor. Yarın ülkemde yakalanmış bunların aradığı bir terörist olursa ve bunu da bizden isterlerse, o zaman bizim vereceğimiz cevap ne olacak. Onu da onlar düşünsün."
Arapların "Men dakka dukka" sözüne atıfta bulunan Erdoğan, "Siz mi böyle yapıyorsunuz? Buyurun aynıyla biz de size cevap veriyoruz." dedi.
Erdoğan, tüm bu tepkiler karşısında yapılacak şeyin herhalde demokrasi, hoşgörü, Avrupa Birliği ilkeleri gibi ifadeleri sıralayıp ardından Avrupa'nın aksi yöndeki uygulamalarını, endişeleri ve kaygıları dile getirmek olduğunu kaydetti.
Şu anda görülen muamelenin bu olduğunu dile getiren Erdoğan, "Batı dünyası bir süredir kendi eliyle kendi sonunu hazırlayacak uygulamalar içerisindedir. Bumerang gibi dönecek, bir gün onları da vuracak. Terör örgütleri karşısındaki ilkesiz, ikircikli, riyakar tutum bunların başında geliyor. Mültecilere karşı sergilenen insanlık dışı tavrı da unutmamak lazım. Irkçılık, yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı gibi batının geçmişinde zaten var olan hastalıklar da yeniden nüksetmeye başladı." diye konuştu.
Akdeniz'de, Ege'de ölen çocukları, kadınları ve erkeklere işaret eden Erdoğan, "Binlerce, on binlerce yine başladı. Tamamen kendi yanlışlarının ürünü olan küresel ekonomik krizin üstesinden gelemeyen batı ülkelerinin yaşadığı bu savrulma ortak geleceğimizi tehdit ediyor. Suriye'de ve şimdi de Irak'ta göz göre göre oluk oluk Müslüman kanı akıtan, akıtacak olan politikaları sinsice ve hatta gerektiğinde zorla dayatanlar da aynı ülkelerdir. Kendi sınırları içinde kurdukları suni refah ve güven iklimini sürdürebilmek için dünyanın kalanını kana ve ateşe boğmayı göze alanlar attıkları her adımda şunu iyi bilmemiz lazım, insanlıktan biraz daha uzaklaştıklarını bilmelidirler. İnsanlığını kaybeden her şeyini kaybeder. Bu sürdürülebilir bir durum değildir. Batının bu bencillikten, bu hayati yanlıştan dönerek, tüm insanlığın ortak geleceğini gözeten bir yaklaşımı benimsemesini temenni ediyorum." ifadelerini kullandı.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi'ne fahri doktora unvanı için teşekkür eden Erdoğan, çalışmalarında ve yeni öğretim yılında başarılar diledi.
- Törenden notlar
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan tören, İstiklal Marşı'nın okunması ve saygı duruşunda bulunulmasıyla devam etti.
Törendeki konuşmaların ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a tevdi edilen fahri doktora unvanı Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl tarafından takdim edildi.
Törene Sağlık Bakanı Recep Akdağ, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık da katıldı.
Konuşmasının ardından hediye takdimi yapılan Erdoğan, daha sonra Sağlık Bilimleri Üniversitesi Somali Mogadişu Recep Tayyip Erdoğan Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu ile yapılan canlı bağlantıda, okul hakkında bilgi aldı.
Tören öncesinde Erdoğan, Sağlık Bilimleri Üniversitesi olarak kullanılan tarihi binanın günümüze kadar olan sürecini anlatan "Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'nin Kuruluşu" sergisini gezdi. Erdoğan'a, Prof. Dr. Erdöl de sergi hakkında bilgi verdi.
(Bitti)
AA
Kaynak: