Hüseyin Altunbaş

Hüseyin Altunbaş

Reklamlar büyüteç altında

Bugün açıkhava mecraları dışında hem gazete hem de televizyon mecralarında bazı reklamları büyüteç altına alalım. Açıkhava mecraları göz önünde olmayı sürdürdüğü için yine analiz edeceğiz tabiî ki. Ama şu dönemde Açıkhava kan kırmızı. Kırmızı olsunda iki lira fazla olsun reklamları yapılıyor. Hani nerede farklılaşma. Olmadı. Entegre reklam bakışı nerede. Ben yaparım rakibi bilmem dersen. Senin yaptığını kimse görmez. Sende paranı çöpe atarsın.

Geçen hafta dershane iletişiminin kötü iletişim yaptığını söylemiş ve Sabah Dershanelerinin “Yorumsuz” iletişimini ancak halkla ilişkiler mecralarında yapılması gereken iletişim özelliğinde olduğunu vurgulamıştım. Sistem Dershanesinin iletişimini hatırlattılar. Türkiye haritası üzerinde yapılan iletişim de maalesef reklam iletişimi değildir. O reklamda diğer reklam kadar başarısız bir reklamdır diyelim ve dershane yöneticilerine daha iyi iletişim tavsiye edelim.

Geçen haftadan alışveriş merkezlerinin iletişim savaşına değinmiş ve Makro ile Sincap rekabeti dışında diğer aktörlerin sessizliğini sorgulamıştım. Merak ediyorum demiştim. Cevap Adese’den anında geldi. Adese Genel Müdür Yrd. Ahmet İzgi, Türkiye genelinde bir market markası olduklarını, Ankara ve Mersin’de de Açıkhava uygulamaları yaptıklarını ancak Konya Açıkhava ücretlerinin özellikle Ankara’dan bile aşırı yüksek olmasından dolayı Konya’ya giremediklerini, açıkhavayı kullanmak istediklerini ancak satıcı ajansla anlaşamadıklarını söyledi. Adese gibi markanın reklamlarını mecralarda göremiyor olmak kötü. Adese reklam kültürü olan bir markadır çünkü. Orta yolu bulmak lazım. RoRo ajansa duyurulur. Tüketiciyi Konya’nın birinci sıradaki markası Adese reklamlarından mahrum bırakmayın.

Makro marketlerin tavsiyemize anında refleks gösterip iletişim dillerini değiştirmelerini tebrik ediyorum. Hemen farklılaştılar. Yaptıkları iletişimin rakibin işine yaramasına son verdiler. Marka olmak demek refleksleri hızlı olan demektir. Makro hoşuma gitti. İşte budur! Makro satışlarına bunun yansımasını görecektir. Sincap’taki refleksi ise merak ediyorum? Merak ne güzel değil mi?

 

Slogan’ın Önemi “Çelikkayalar”

Çelikkayalar Alışveriş Merkezi gazete reklamlarında ramazan için iletişim yapmış. Kaç liralık alışveriş yapana alışveriş çeki ya da yardım paketi verildiği belli olmayan bir iletişim. Her isteyene mi veriliyor? Her telefon açana mı veriliyor? Belli değil. Çelikkayalar’ın sloganını ilk kez orada gördüm ve hakikaten hem çelik ve hem kaya gibi oldum. “Hem cana yakın hem cebe yakın” slogan bu. Bir alışveriş merkezine insanlar niye gider ve oradan ne bekler? Bu sorunun cevabını bulacaksın ve bunu en kısa, en net hangi cümle ya da cümlecikle anlatacağını araştıracaksın. “Cebe yakın olmak” özünde olumsuz bir anlamı olan bir deyimden iyi bir çağrışım olmasını beklemek kesinlikle en büyük intihar. Kimler sizin cebinize yakın olur? Ben kimsenin benim cebime yakın olmasını istemem. Siz ister misiniz? “Cana yakın olmak” kim sizin canınıza daha yakındır? Aklıma çocuklar geliyor. Demek ki burası çocuk ürünleri satıyor? Hayır! Alışveriş merkezinin cana yakın olmasını çok zorlamayla anlayabilir tüketici. İletişim ne kadar hızlı ve doğrudan olursa o kadar başarılı olursunuz. Bu böyle yazdım gittiyle olmuyor. Bir daha düşünün ve işlevsel sloganınızı bulun. Canımıza da cebimize de yakın olmayın.

 

Aykon Güllaç

Memleket Gazetesi logo yanı iletişiminde gördüm. Doğrusunu söylemek gerekirse fark etmemiştim bu markayı. Suç bende değil ama fark ettirmek için iletişim yapmadıkları için fark etmemiştim. Çünkü iletişim fark ettirecek şekilde yapılmalı. Sitesine girdim baktım. Konya firmasıymış. Hayret! ettim. Zeytin, süt mamulleri, bal ve tatlılar kategorilerinde ürünleri varmış. “Tabiî ki Aykon” diyorlar ne demekse. İyi bir ürün kalitesi olduğunu gördüm ama iletişimini de kaliteli yapmasını tavsiye ediyorum. Önce isimden başlayarak, slogan, görsel, tümü stratejik olarak yeniden düzenlenmeli. Baykon firmasının ürünlerini Aykon ismiyle iletişime çıkartmak ilk bakışta mantıklı gelebilir ama marka iletişimi açısından yanlıştır. Başarılar.   

 

Kocaman İzoBims

Aslında açıkhavada “Mantolomaya Son” başlıklı iletişimini görmüş ve yazıma almayı düşünmüştüm ama yoğunluk arasında kaynadı gitti. Televizyon reklamlarını da izledim. Endüstriyel bir ürünün iletişime çıkması Konya’da alışılmış bir şey değil. Bu açıdan Kocaman İzoBims’in iletişimini tebrik etmek lazım. Aferin. Ama iletişim yapma düşüncesi iyiyken iletişimin kalitesi maalesef kötü. Yani reklamı kaliteli olur ve derdini daha iyi anlatırsa kesinlikle rakiplerini çıldırtır. Bu kategoride çünkü bilgilendirme eksikliği var. Boya firmaları nasıl insanları bilgilendiriyorlar. İnşaat sektöründe de mantolamayı birileri insanlara anlatsın ve benim ürünümü al desin.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
  • albatros / 03 Eylül 2009 Perşembe 10:35

    algılama sorunu yaşayan burda kimin olduğu belli gerçekten. iyi bir iş çıkartamamış ama eleştirildiğinde de ne yapacağını şaşıran biz bunu yaptık şunu yaptık deyip reklam yaptığını sanan sizler Konya'da reklamcılığı öldürdünüz zaten. Hocamızın kimlere danışmanlık yaptığını söylersem bu sayfaya sığmaz.Konya'da düşünebileceğin bütün markalara hocamız danışmanlık yapmıştır. Konya'nın en büyük firmalarına marka değeri katmış kurumsallığın yolunu göstermiştir. Bence bi araştır oku hocanın hayatını.Yürüttüğü kampanyaları aldığı başarıları görmek istiyorsan da git bi üniversitenin arşivini karıştır. Aldığı başarıları gör. Her sene kazandığı ödülleri hocamız önüne sersin. Gelelim Konya reklamcılarına. Tekrar söylüyorum "Köylüsünüz". Hocamız o dernekte de ne yapıyor onu da söyliyim. Kendini reklamcı sanan ve reklam kirliliğine yer açan biraz parası olup da bir ajans açıp kendini reklamcı sanan bu köylülere reklamın ne olduğunu anlatmaya çalışıyor. Ama malesef senin gibiler eleştiriyi kabul etmemek ve bizim yaptığımız güzel demekten öteye gidemiyorsunuz. Açıl bak bakıyım şöyle İstanbul'a yurt dışına hanigisi sabah dersanesinin yaptığı köy reklamını yapıyor. Reklamcılık pazarcılık değildir deniz kardeşim. böyle reklamcılık yaparsan ancak ürününü semt pazarında satarsın. Konya reklamcıları dünyaya açılmışlar diyorsun. Ben neden görmüyorum acaba bu dünyaya açılan reklam duayenlerini :) reklamcılığın temelini bunlar attıysa zaten reklamcılık baştan bitmiş :) bu kadar yıldır okuduğun reklamcılıkta bunları öğrenebildiysen yazık sana, üzüldüm haline :) al baştan oku hepsini ya da çık bi araştır reklamı nerden öğrenebilirim diye. sende alınmassın umarım senin reklamcıları bu kadar aşşaladım diye :) ayrıca ben mezun olalı çok oldu ve şu an da Türkiye'nin sayılı ajanslarından birinde çalışıyorum. Eğer istersen sana da bir staj ayarlıyımda şehir reklamcılığı görsün gözün :)) belki köylü reklamcı kafasından kurtulursun.

    Yanıtla (0) (0)
  • deniz / 02 Eylül 2009 Çarşamba 16:23

    Aa iki gözüm sözüm sana değil hocama.Mantolamaya gelince gözünle bir kez daha oku mantolamayı mı övmüş yoksa izobims firmasını tanımadan,ürünü bilmeden ahkam kesmiş olduğunu anla.Ama ben sana bir daha anlatayam.İzobims firması için de ne demiş hocam:Ama iletişim yapma düşüncesi iyiyken iletişimin kalitesi maalesef kötü. Yani reklamı kaliteli olur ve derdini daha iyi anlatırsa kesinlikle rakiplerini çıldırtır. Bu kategoride çünkü bilgilendirme eksikliği var. Boya firmaları nasıl insanları bilgilendiriyorlar. İnşaat sektöründe de mantolamayı birileri insanlara anlatsın ve benim ürünümü al desin.Sizce İzobims firması mantolamayı övmekte mi? Algı problemi olmayanlar için Kesinlikle övmüyor!Yani hocam hızını alamamış atlamış.hocamız zaten orda reklamın mantolamayı desteklediğini söylemiyor. Mantolamayı anlatın ki insanlar sizin ürününüzü neden mantolamaya tercih etmesi gerektiğini bilsin diyor. albatros kardeşimde kalkmış İnsanların çoğu mantolamayı bile bilmezken senin ürününün mantolamadan daha iyi olacağını nası anlayabilir diyor. Şimdi dumur oldum,anacığım derdi,seni okutan hocanın diye.Eğer iletişimciysen ya da okuyorsan.Hakikaten seni okutan hocanın? Bu yaklaşımın harikaymış.15 yıldır bu konularda okur-ilgilenirim ama böyle bir reklam taktiğini ilk defa duydum.Sana tavsiyem bunu hemen hocama maille o da bir kongrede sunsun.Çünkü senin bu yaklaşımın reklamcılıkta bir çığır açar.Gelelim köy reklamcılığına sizler dalda portakalken o köy reklamcısı dediğiniz insanlar bu sektörün temellerini attılar.Beğenin beğenmeyin imkanlar ve şartlar dahilinde birşeyler ürettiler. Pek çok ulusal ve yerel kampanyaya imza attılar.Dünyanın dört bir yanında ürünleri olan pekçok reklamcı var konyada.Dedim ya beğen beğenme realite bu.Buradan hocama geçelim,akademik kariyeri olan,saygıyı hakeden bir kimsedir.Ama bu doğru eleştiriler yapacağı anlamına gelmiyor.Şunu sor bakalım hocama:Hocam;bu kariyere geldiniz kaç kampanya yürüttünüz,kaç konya markasına can verdiniz,kaçına danışmanlık yaptınız? Ya da onca gelişmiş altyapısı ,gerçekten çok kaliteli ve eğitimli insan gücüne rağmen fakültenizin pörtföyünde kimler var? Hangi markalar var?şayet varsa bu markalara kattığınız değerin ölçülebilirliği nedir?Deniz bilmek başka denizde yüzmek başkadır.İşin ilmi tarafını gözardı etmeden sahadaki durumu da gözönüne alarak esip gürlemek gerek.hocam DEsinki işte benim yaptığım çalışma-kampanya ya da herneyse ve bu da sonucu? Hocamın bizim çalışmalarımızı falan eleştirdiği yok,böyle bir derdim de yok.Yapılan bir çalışma eleştirilir.Ama yapılmayan eleştirilemez. Önce akvaryumdan çıkıp okyanusa şöyle ayağını bir sok,ondan sonra görüşelim.O Köylü dediğin reklamcılarında bulunduğu derneğinde hocam napar diye sorsam alınmassın değil mi?Yoksa köyden indim şehre mi? Hocama saygılar,taraftara da allahım algılama yetisi versin...

    Yanıtla (0) (0)
  • albatros / 02 Eylül 2009 Çarşamba 10:55

    Sayın Deniz, hocamız zaten orda reklamın mantolamayı desteklediğini söylemiyor. Mantolamayı anlatın ki insanlar sizin ürününüzü neden mantolamaya tercih etmesi gerektiğini bilsin diyor. İnsanların çoğu mantolamayı bile bilmezken senin ürününün mantolamadan daha iyi olacağını nası anlayabilir. Bence de sizin bir çalışmanız hocamızın sert ve dobra eleştirilerinden nasibinizi almış. Hocamız çoktan okyanusu aşmış ama malesef, Konya reklamcıları henüz dereye bile giremiyor. Hocama yorumlarından dolayı teşekkür ederim. Konya'da reklamcılık açısından katkıları çok fazla olan hocamızın yorumlarına sonuna kadar katılıyorum. Bugüne kadar Konya'da yapılan köy reklamcılığını yürekli bir şekilde eleştiremeyenler olduğu için buradakiler kendilerini reklamcı olamadıkları halde reklam duayeni gibi gördüler. Hocamızın yorumları herkesin yerini bilmesi açısından çok önemli. Reklama at gözlüğü ile bakan ve tam bir reklam kirliliği yapan Konya reklamcıları bu yorumlar sayesinde yaptıkları köy reklamcılığına, belki son verirler, en azından biraz olsun kendilerini düzeltirler. Hocamızın yorumlarını da nasibini alan birinin içerisindeki intikam hırsıyla değil de objektif gözle incelersek ne demek istediğini anlarız
    ve iyi dersler çıkartırız. Çünkü REKLAMIN İYİSİ KÖTÜSÜ OLUR!!!

    Yanıtla (0) (0)
  • albatros / 02 Eylül 2009 Çarşamba 09:18

    Sayın Deniz, hocamız zaten orda mantolamayı desteklediğini söylemiyor. Mantolamayı anlatın ki insanların sizin ürününüzü neden mantolamaya tercih etmesi gerektiğini bilsin diyor. Bence de hocamızın sert eleştirilerinden birinden sizinde bir çalışmanız nasibinizi almış. Hocama yorumlarından dolayı teşekkür ederim. Konya'da köy reklamcılığı yapanlar en azından biraz olsun kendini düzeltir belki..

    Yanıtla (0) (0)
  • rahman / 01 Eylül 2009 Salı 21:28

    BİR ÖNERİ
    Yaktıysan, söndür
    Kirlettiysen, temizle
    Dağıttıysan, topla
    Vaat ettiysen, yerine getir
    Bozduysan, onar
    Daha iyisini yapamayacaksan, eleştirme
    Yardım edemiyorsan, rahatsız etme


    "Sayın hocam,maşallah okyanus görmemiş akvaryum balığı gibi olmanın verdiği hızla kesip,biçiyorsunuz........"
    bazı çok sevdiğim laflar denk geldi yazdım

    Yanıtla (0) (0)