Reel politik bir kurban bayramı

Yine bir Kurban Bayramının arifesindeyiz.

Bu bayram öncesi diğer kurban bayramlarında yaşananlardan farklı bir tartışma ortamı mevcut.

Geçtiğimiz yıllarda genelde çevreci, vejeteryan, hayvan hakları savunucuları televizyonlara çıkarılır, hayvanların kesilmesini doğru bulmadıklarını, bunun bir katliam olduğunu, onun yerine bağışta bulunmanın daha iyi olacağını söylerlerdi.

Bu yıl bu tip haberlere rastlamıyoruz, çünkü o çevrecilere neredeyse ihtiyaç kalmadı.

Hatta onların kendi açısından makul olan gerekçelerini bile aratan gerekçelerle bu yıl kurban ibadetinin üzerine gölge düşürülmeye çalışılıyor.

Kurban bayramı ilk kez sistemik bir krizle tartışılmaya başlandı…

Tartışmanın merkezinde ise ekonomi, siyaset ve diyanet var…

Yaşananı kısaca özetlemek gerekirse, Türkiye’de hayvancılığın geldiği nokta itibariyle insanlar kurban kesmek için neredeyse bir servet ödeyecek haldeler.

Bu nedenle kurban ibadetini sırf hayvan hakları savunucularının baskıları nedeniyle değil de, hayvancılık politikaları nedeniyle, ekonomik gerekçelerle yerine getiremeyecek pek çok vatandaşa söz konusu….

İnsanlar eskiden de aslında ekonomik gerekçelerle kurban kesemiyorlardı, ancak ilk kez yukarıdan birileri bu yıl kurban ibadetini bu gerekçelerle yapamayanlara cevaz verecek cümleler sarf ettiler…

Öyle ki, canlı hayvanda yaşanan azalma dolayısıyla kimi siyasetçiler, kimi kamu yetkilileri, din yetkilileri bu yıl çevrecilerin yerini aldı ve ibadetlerin illa ki kurban kesmeyle yapılması gerekmediğine, bağış da yapılabileceğine dair önerilerde bulundular.

Kurban ibadetinin özüne aykırı olan bir cümleyi de böylece ilk kez biz çevrecilerin dışında muhafazakâr bilinen çevrelerden de duyar hale geldik.

Aslında bundan sonra muhafazakâr diye bilinen, hatta bir dönem bu konuda radikal olanlardan bu tip ilginç, garip çıkışların sık sık yaşanacağını söylemek abes olmasa gerek.

Çünkü reel politik denen şeyin yansıması bu.

Reel politik ne anlama gelir?

Mevcut durumu korumak adına inandığın şeylerin dışında düşünceleri savunabilmek…

Biraz daha açacak olursak şöyle diyebiliriz reel politiğe…

Daha önce sistemin dışında olan, sistemin dışında olduğu için de rahat rahat sistemi eleştirebilen, bu eleştirilerini de en acımasız şekilde yapabilen hareketlerin, daha sonra sistemin merkezine oturmasıyla birlikte karşılaştığı bir durumu anlatır reel politik.

Daha önce çevrecilere haklı gerekçelerle eleştiriler yöneten, ibadet meselesinin çok farklı olduğunu bunu çevrecilikle izah edemeyeceğinizi, bu ibadetin dini boyutunun yanı sıra , tarihi, sosyal bir arka planı olduğunu söyleyenler bugün itibariyle reel politik gerçekler ışığında kimi çevreci hayvan severlerle aynı noktaya gelmişlerdir.

Önümüzdeki dönemlerde reel politik hangi ibadetin sorgulanmasına sebebiyet verecektir onu Allah bilir…

Ancak biz yine de bütün reel politikleri, dengeleri bir tarafa bırakarak Hz. İsmail’in yerine gönderilen kurbanın anlamını o günkü gibi idrak etmek için elimizdeki bütün imkânları kullanarak, dün olduğu gibi bugün de ibadetimizi özüne uygun olarak yerine getirmeye çalışacağız…

İnşallah , Allah diğer vatandaşlarımıza da Kurban bayramını ve ibadetini özüne uygun şekilde geçirmeyi nasip eder..

Bu vesileyle, Türk İslam aleminin Kurban bayramı hayırlı ve esenlikler içinde geçirmesini diliyor, özellikle büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpüyorum…

Önceki ve Sonraki Yazılar