“Pakistan Körfez krizinde diplomatik açmaz ile karşı karşıya kalabilir”

“Pakistan Körfez krizinde diplomatik açmaz ile karşı karşıya kalabilir”

Analistler, Körfez krizinin sürmesi ve etki alanının genişlemesi halinde Pakistan'ın tarafsız kalmasının zorlaşacağı görüşünde birleşiyor- Pakistan ordusundan emekli general ve savunma analisti Mesut:- "İslamabad yönetiminin tarafsızlık politikası şu an i

İSLAMABAD (AA) – YUSUF HATİP - Pakistan'ın, Katar ile bazı Arap ülkeleri arasındaki krizde "tarafsızlık" politikası benimsemesi olumlu karşılanırken, krizin uzaması halinde İslamabad yönetiminin diplomatik açmaz ile karşı karşıya kalabileceği belirtiliyor.

Pakistanlı analistler, Körfez krizi derinleşirken, “arabulucu rolüne aday olan” ve “yatıştırıcı açıklamalar yapan” İslamabad yönetiminin mevcut politikasını olumlu buluyor. Bununla birlikte, analistler, nükleer güce sahip tek Müslüman ülke Pakistan’ın, Körfez krizinin sürmesi ve etki alanının genişlemesi halinde, “tarafsız” kalmasının zorlaşacağı görüşünde birleşiyor.

Pakistan ordusundan emekli general ve savunma analisti Talat Mesut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İslamabad’ın gerek Riyad gerekse Doha ile yakın ilişkileri olduğunu belirterek, “Pakistan, Körfez ülkeleriyle ekonomik ve stratejik ilişkilerinden dolayı daha tarafsız bir politika benimsedi. Her iki taraf arasında dengeli ilişkiler yürütmek adına adeta buz üzerinde yürüyor.” dedi.

“İslamabad yönetiminin ‘tarafsız’ politikası şu an için en iyi alternatif olarak gözüküyor.” diyen Mesut, “Bununla birlikte, Pakistan, Körfez krizinin derinleşmesi halinde tarafsız politika yürütmekte zorlanabilir.” değerlendirmesinde bulundu.

Pakistan’daki Preston Üniversitesinden Prof. Dr. İman Memun ise Körfez krizinde Pakistan’ın tarafsızlık politikasını sürdürmesinin zor olacağı öngörüsünde bulunarak, “Pakistan Başbakanı Navaz Şerif ve ailesinin hem Katar hem de Suudi Arabistan ile yakın ilişkileri bulunuyor. Suudi Arabistan, Şerif ailesine, 1999’daki darbenin ardından kapılarını açmıştı. Diğer yandan, Şerif ailesinin Katar ile de yakın ticari ilişkileri bulunuyor.” ifadelerini kullandı.

Pakistanlı savunma analisti Ayşe Sıddıki ise ülkesinin Yemen savaşında tarafsızlık politikası benimsediğini ancak, Pakistan Eski Genelkurmay Başkanı Rahil Şerif'in, Suudi Arabistan'ın öncülük ettiği 41 üyeli "Teröre Karşı İslam İttifakı" komutanlığına atanmasını kabul ettiğini hatırlattı.

Sıddıki, söz konusu atamadan dolayı, Pakistan’ın Riyad ile daha “hassas” bir politika yürütmeye gayret ettiğini belirterek, "Mevcut 'denge politikası' kısa vadede 'tercih edilebilir' bir yol. Ancak uzun vadede, Pakistan Körfez krizinde diplomatik açmaz ile karşı karşıya kalabilir.” dedi.

- Pakistan'ın Körfez ülkeleri ile ilişkileri

Pakistan'ın Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Katar ile ilişkileri, diplomatik ve ekonomik temellere dayanıyor.

Hükümet verilerine göre, Suudi Arabistan, çoğu niteliksiz işgücünden oluşan yaklaşık 2 milyon Pakistanlıya ev sahipliği yaparken, BAE'de 1 milyondan fazla Pakistanlı bulunuyor.

Katar ise bu ülkelerle karşılaştırıldığında daha az olsa da 120 bin Pakistanlıya ev sahipliği yapıyor.

Körfezdeki “gurbetçi” Pakistanlılar, ülkelerine döviz akışı sağlayarak ekonomiye katkı sunuyor. Pakistan Merkez Bankası verilerine göre, Suudi Arabistan'da yaşayan Pakistanlı işçiler geçtiğimiz mali yılda ülkeye 4,52 milyar dolar döviz akışı sağladı. BAE'den sağlanan döviz akışı ise 3,47 milyar doları buldu. Katar'da yaşayan Pakistanlılar ise ülkelerine 304 milyon dolarlık döviz gönderdi.

Pakistan'ın BAE, Suudi Arabistan ve Katar'dan ithalat rakamları sırasıyla 5,84 milyar dolar, 1,95 milyar dolar ve 864 milyon dolar şeklinde gerçekleşti.

Anayasa Mahkemesinde Başbakan Navaz Şerif'in ailesi hakkındaki yolsuzluk iddialarına ilişkin dava sürerken, eski Katar Başbakanı Hamad bin Casim bin Cabir el Tani'nin Şerif lehinde birtakım adımlar atması, İslamabad yönetimini Doha ile daha da yakınlaştırmıştı.

Bununla birlikte, Suudi Arabistan'ın Şerif hükümetine 2014'teki 1,5 milyar dolarlık hibesi, o dönemde Pakistan Maliye Bakanı tarafından "hediye" olarak nitelendirilmişti.

Şerif'in 1999 darbesinden kaçarak, 8 yıl boyunca Cidde'de kalmış olması da iki ülke ilişkilerinin bir başka boyutunu gözler önüne seriyor.

- Pakistan’ın Körfez krizi politikası

Pakistan Başbakanı Navaz Şerif, Katar krizinin çözümüne yönelik çabalar kapsamında önceki gün Suudi Arabistan'a gitmiş ve üst düzey Suudi yetkililerle görüşmüştü.

Şerif, daha önce yaptığı açıklamada, Katar ve bazı Arap ülkeleri arasındaki diplomatik krize çözüm bulmak için arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu söylemişti.

Parlamentonun alt kanadı Ulusal Meclis, Katar krizi ile ilgili itidal çağrısı yapmıştı. Ulusal Mecliste kabul edilen önergede sorunun diyalog yolu ile çözülmesi gerektiği vurgulanmıştı.

Ulusal Meclis ayrıca hükümeti "Müslüman ümmeti arasında bölgesel iş birliğini artıracak somut adımlar atmaya" çağırmıştı.

Ayrıca, Pakistan Petrol ve Doğal Kaynaklar Bakanı Şahid Hakan Abbasi, yaptığı açıklamada, ülkesinin Katar ile geçen yıl imzaladığı ve 2031'e kadar geçerliliği olan 1 milyar dolarlık LNG ithalatı anlaşmasına bağlı kalacağını açıklamıştı.

Abbasi, Birleşmiş Milletler tarafından Katar'a herhangi bir kısıtlama kararı gelmediği için anlaşma hükümlerine bağlı kalacaklarını belirtmişti.

Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, bazı yabancı medya kuruluşlarının haberlerinde yer alan "Pakistan'ın Katar'a asker göndereceği" iddialarının ise "tamamen uydurma ve temelsiz" olduğu belirtilmişti.


AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :