Otel Altında Tarih Yatıyor
Şems Tebrizi Mahallesi’ndeki Safa Royal Museum Hotel’in alt katında yer alan Konya Kalesi kalıntısı taşlarında haç işaretleri ve Latince harfler bulunması dikkat çekti
.jpg)
Konya’da 2012 Kasım ayında otel inşaatı sırasında ortaya çıkan Konya Kalesi kalıntısı o dönemde tüm dikkatleri üzerine çekmişti. İnşaat kazısında çıkan bu kalıntının yetkililere haber verilmesinin ardından inşaata müdahale edilmiş ve otelin yapılması kale kalıntısına göre projelendirilmişti. Otelin yapılmasının ardından Kale kalıntısı müze müdürlüğü tarafından incelenerek koruma altına alınmış ve sergilenmesi kararlaştırılmıştı. Müze otel olarak isimlendirilen Sefa Royal Museum Hotel, müşterilerine tarih havasında hizmet vermeye devam ediyor.
.jpg)
ERTAŞ KAPISI
Yer altından çıkan Konya Kalesi kalıntısıyla ilgili yapılan çalışmalarda ilginç bilgiler de ortaya çıktı. Yerin yaklaşık 8 metre altında Selçuklu Hükümdarı I. Alaeddin Keykubat tarafından 1221’de yaptırılan Konya Dış Kalesi’ne ait Ertaş Kapısı ile daha önceki dönemlerde yapıldığı değerlendirilen ve haç işaretleri de bulunan dış kale burçları olduğu öğrenildi. 26 adet kapısı bulunan Konya Kalesi’nde bu kalıntının ise Ertaş Kapısı olduğu üzerinde duruldu. Konya Kalesi’nin en önemli kapıları arasında bulunan Ertaş Kapısı’nı yerindeki tek kalıntısı burası olduğu düşünülüyor. Araştırmalara göre, Ertaş Kapısı; Konya Kalesi’nin en büyük kapısı ve kapı üzerinde iki melek figürünün yer aldığı kapı olarak biliniyor. Konya Kalesi’nin en büyük kapıları arasında olan Ertaş Kapısı, İbrahim Hakkı Konyalı’nın Konya Tarihi adlı kitabında geniş bilgilere yer verilmiş. Bu kitaba göre Ertaş Kapısı; “Bu kapı surun şimalinde idi. Yıkılan Guraba Hastanesi kısmen kapının yerine yapılmıştı. Bu kapının asıl adı Çeşnigir Kapısı’dır. I. Alaeddin-i Keykubad'ın emirlerinden Çeşnigir (zevvak) tarafından yaptırılmıştı. Sonra Ertaş Kapısı olarak adlandırıldı. Selçuk Sultanlarının alâmetlerinden Doğan Kuşu resmi büyük kapının üzerine hâk edilmiştir
Burcun şimal yüzünde duvara yerleştirilmiş mermerden büyük bir insan heykeli görülüyor. Sol elinde kalkana benzeyen bir şey vardır. O vakit heykelin başı ve sağ eli bileğinden kopmuştur. Bu heybetli heykele Türkler 'Asker taş', 'Erkek taş' anlamına ' Ertaş' demişlerdi. Sonra bu deyiş kapıya da ad olmuştur. Taş! kelimesinin başındaki 'T' bazı lehçelerde 'D' ye kaybolduğu ve Konyalılar'da 'taş' a 'daş' dedikleri için kelime ve Erdaş ''şekillerinde yazılmış ve telâffuz edilmiştir. "Ertaş’daki put gibi" sözü Konyalılar arasında hâlâ yaşayan bir atalar sözü haline gelmiştir”
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
KALINTILAR İNCELENİYOR
2012 yılında otelin temeli atıldıktan sonra devam eden inşaat çalışmaları kalıntıların olduğu bölüm “müze”, üstü ise ‘otel’ oldu. Kalıntı taşlara detaylı bakıldığında haç iki adet haç işareti göze çarpıyor. Bunun yanında Latince harflerden oluşan bazı kelimeler de yer alıyor. Müze yetkililerinden alının bilgiler doğrultusunda kale kalıntılarının devşirme taş olduğu söylendi. Konya, Selçuklular tarafından fethedildikten sonra taşların Bizans kale kalıntılarından yaptırıldığı düşünülüyor. Bunların yanında dış surların daha önce var olan surlar üzerine yaptırıldığı da bazı teoriler arasında bulunuyor. Kalıntılar bulunmasından sonra burası koruma altına alındı ve kurul kararıyla inşaatın yeniden projelendirilmesi gerekli görüldü.
MÜZE CAFE OLDU
Royal Museum Hotel’in Ön Büro Müdürü Mustafa Akbaş, “Müşteriler için zemin katta küçük bir kafe tarzı oluşturduk. İnsanlar hem bu tarihi kalıntıları gezip inceliyorlar hem de oturup çay içip sohbet ediyorlar” dedi. Otele gelen müşterilerin zemin katta tarihi kalıntılar olduğunu duyması ile hayrete düştüklerini de belirten Akbaş “Müşteriler önce hayrete düşüyor, ardından tarihi kalıntıları görmek için zemin kata iniyorlar. Burada küçük bir kafe tarzı oluşturduk. İnsanlar hem bu tarihi kalıntıları gezip inceliyorlar hem de oturup çay içip sohbet ediyorlar” dedi. Akbaş ayrıca tarihi eser kalıntılarını görmek için otel müşterisi olmayanlarında geldiğini söyledi.
-001.jpg)
2012 yılında Otelin inşaatı sırasında ortaya çıkan kalıntılar
OTELİN AÇILIŞI GECİKTİ
Otelin ön Büro Müdürü Mustafa Akbaş, tarihi kalıntının tamamen 2012 yılındaki inşaat çalışmaları sırasında rastlantı sonucu bulunduğunu belirtti. O gündü inşaat çalışmasında kalıntıların bulunduğu anı anlatan Akbaş, “Otel inşaatı devam ederken çalışan kepçelerden bir tanesi bir taşın uç bölümüne rastlıyor. Taşın eski dönemlerden olabileceğini düşünüp inşaat alanına hemen otel yetkililerini çağırıyor. Biz de durumu yetkilileri bildirdik. Yapılan ilk incelmelerde Konya dış kalesine ait olan bir bölüm olduğu ortaya çıktı” şeklinde konuştu. Çalışmalar ilerledikçe Kale surlarının ortaya çıktığını ifade eden Akbaş, “Her gün yeni bir gelişme olup olmadığını takip ediyorduk. Kazılarda ortaya çıkanlar tam anlamıyla muhteşem bir olay” dedi. Kazıların bitmesinin ardından mimari farklıklar olduğunu belirten Akbaş, “Otelin birinci katında çok önemli değişiklikler yaptık. Mimar arkadaşlarımız eserlerin sergilenebileceği Bir tasarım yaptılar ve düzenlemeler bu şekilde devam etti. Oteli yaklaşık iki sene de tamamlamayı bekliyorduk ama bu süreç tarihi kalıntılara zarar vermemek için yapılan titiz çalışmalar nedeni ile üç yıl uzadı ve oteli açmamız beş seneyi buldu” dedi
KONYA KALESİ KAPILARI
Konya’nın tarihi ile ilgili alınan bilgiler doğrultusunda Konya Kalesi’nin toplada 26 kapısı olduğu ortaya çıkıyor. Kalenin en önemli kapılarından birisi Ertaş Kapısı olurken diğer kapıları şu şekilde bulunuyor, “Mevlâna İdris Kapısı, Halka Begüş Kapısı, Aksaray Kapısı, Telli Kapı, Atpazarı Kapısı, Demirciler Kapısı, Lakende Kapısı, Deli Kapı, Darı (Yahut Deri) Kapısı, Meram Kapısı, Yapılı Kapı, Eski Kapı, Çeşme Kapısı, Lâdîk Kapısı, lstanbul Kapısı, Konya Kapısı, Taş Kapı, Sille Kapısı, Meram Kapısı, Şam Kapısı, Yeni Kapı, Put-Ahmet Kapısı, Sultan Kapısı, Pazar Kapısı, Ayaz Kapısı”
.jpg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
KALINTILAR İNCE MİNARE MÜZESİNDE
Konya Kalesi kalıntıları bugün birçok özelde sergilenirken İnce Minare Müzesi’nde Ertaş Kapısı üzerindeki ‘Melek’ ve ‘Çift Başlı Kartal’ figürleri günümüze kadar ulaşan eserler arasında bulunuyor.
Servet R. Çolak- Memleket
