M. Ali Köseoğlu

M. Ali Köseoğlu

Okudan'a bir tebrik bir soru

Cumartesi günü TYB’de ‘Mevlana’nın Konya’ya gelişi’ konuşuldu…

Aslında başlığı itibariyle hem bilindik hem de çok işlenmiş bir konu gibi değerlendirilebilir…

Fakat Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Yrd. Doç Dr. Nuri Şimşekler, konu başlığının çok ötesinde mevzulara girerek ‘akıllarda soru işaretleri uyandırabilecek’ pek çok mevzua açıklık getirdi.

Şimdi bu cümlede bazılarınız ‘yanlış’ bir kurumu zikrettiğimi zannedebilirsiniz…

Oysa yanlış değil…

Mevlana Araştırmaları Enstitüsü’nün kurulduğunu da Nuri Bey, TYB üyeleriyle ilk kez paylaştı…

Mevlana Araştırmaları Merkezi’ni kurma yönünde harcadıkları çabadan çok daha kolay bir şekilde enstitünün kuruluşuna YÖK’ten onay alındığını anlattı.

Fakat ayrıntıyı da SÜ Rektörü Süleyman Okudan’a bıraktı…

İnternet sitesinden öğrendiğimize göre SÜ’de Fen Bilimleri Enstitüsü, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü ve Eğitim Bilimleri Enstitüsü bulunuyordu…

Şimdi bir de Mevlana Araştırmaları Enstitüsü oldu…

Süleyman Okudan Beyi ve bu işte emeği olanları kutluyoruz…

Ucunu buradan kanattığımız meselede sanırım Rektör Bey de önümüzdeki günlerde bir açıklamada bulunur.

ÜNİVERSİTENİN EKONOMİK DURUMU

Son yazımda ‘Üniversite ekonomik krizde mi?’ diye sormuştum…

Selçuk Üniversitesi, Selçuklu TOKİ ve Garanti Konutları’nın bulunduğu bölgeye gönderdiği servisleri kaldırmıştı…

Bana durumu aktaran hocaların görüştüğü yetkililer ‘ekonomik gerekçelerle’ servislerin iptal edildiğini söylemişler…

Hatta ‘herkes kendi imkânıyla gelsin’ demişler…

Rektörlük Basın Müşaviri Kerem Pulgat aradı…

Genel Sekreter Yardımcısı Atilla Bey’le konuyu görüşmüş…

Servisleri kaldırmalarının nedeni ekonomik değilmiş…

Üniversitenin 2 büyük otobüsü, 1 de küçük arabası bakımdaymış.

Bakım bitene kadar, bir süreliğine mecburen durmuş servisler.

Bu hafta Çarşamba ya da Perşembe günü Selçuklu TOKİ ve Garanti Konutları’nın bulunduğu bölgeye servis yeniden başlayacakmış…

OKUYUCU VERYANSINI

İnternet sitemizde haberleri ya da yazılarımızı okuyan okurların da düşüncelerine yer vermek maksatlı ‘Yorum Ekle’ bölümü var…

Uğur abi zaman zaman, kendisine gelen yorumları özellikle hafta sonlarında ‘bir yazı’ mahiyetinde de sunabiliyor. Benim genel eğilimimse ‘okur ne derse desin’ yönünde…

Yani nasıl ki ben belli hadlerde görüşlerimi beyan ediyorsam okuyucu da söylesin söyleyeceğini… Yalnız ben gibi o da haddini bilsin.

Site editörümüz son yazıma gelen bir okur yorumunu göstererek, çok eskiden yazdığım bir yazıdan alıntıyla buna cevap getirmek istediğini söyledi. ‘Olur’ dedim…

Okuyucu beni ‘haksızlığı meşrulaştırmak’la eleştirmiş.

Doğrusu büyük bir vebal yüklemiş omuzlarıma…

Düşünebiliyor musunuz; zamanında Rektör Okudan’a haksız bir uygulamada bulunduğunu söylediğim bir konuda eleştiriliyorum.

05.12.2007'de 'Okudan'ın hesabı ahretlik' başlıklı yazıda aynen şöyle demişim:

Öğretim üyelerine laptop, öğretim görevlilerine kol saati” başlıklı bir yazı yazmış ve Süleyman Okudan’ın ‘bankalar arası maaş transferi’ neticesinde elde ettiği gelirle öğretim üyelerine laptop hediye ettiğini duyurmuştum. Bu hadiseyi bana aktaranlar da üniversitede ‘görevli’ olan hocalardı… Şimdi arkadaşlar, öğretim görevlilerine de laptopların verilmeye başladığını söylediler… “Peki ya okutmanlara, uzmanlara, araştırma görevlilerine, memurlara”… Arkadaşlar onlara da sıra geleceğini kuvvetsiz bir ses tonuyla dillendirdiler. Benim bu hadisedeki kastım şu: Üniversite ödediği maaşların tümünü bir bankadan bir başka bankaya taşıdığı için gelir elde etmiştir. Bu gelirde bir hocanın maaşının da bir memurun maaşının da ayrı ayrı oranlarda etkisi vardır… Elbette Okudan’ın da içinden geldiği Tıp Fakültesi hocası ile memurun aldığı maaşın getirisi aynı değildir. Fakat bu zihniyet, ‘fakirden alıp zengine vermektedir’. Kimlerin maaşı bir bankadan alınıp diğer bir bankaya verilmişse, herkesin bu işte bir hakkı vardır… Süleyman Okudan, Gül tarafından atanırsa bu vebali temizlemek için bir fırsat bulacaktır… Atanmazsa hesabı ahretlik…

Okur yorumuna itimat edersek, “Bilgisayarları oy imtiyazına sahip olanlar aldı ve kullanıyor.”

Bu konuda Süleyman Hoca’nın söyleyeceklerine itimat etmek isterim…

Konuyu ahirete mi bıraktı yoksa çözdü mü?

Okutmanlara, uzmanlara, araştırma görevlilerine, memurlara maaşlarından kaynaklanan ‘hediyeleri’ takdim edildi mi, edilmedi mi?

Gördüğünüz gibi ‘insafsız’ okurlar yüzünden bazen eski defterleri açmak zorunda kalıyoruz.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum