NATO PA 62. Genel Kurulu

NATO PA 62. Genel Kurulu

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: (2)- "Bugün içinde bulunduğumuz en büyük sorun, terör örgütlerinin çok rahat şekilde faaliyet göstermesi ve gizli ya da açık destek bulmasıdır. Bunun önüne geçersek terörle iyi mücadele ederiz. Terör örgütleriyle mücadelede son

ANKARA (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bugün en büyük sorunun terör örgütlerinin çok rahat şekilde faaliyet göstermesi, gizli veya açık destek bulması olduğunu belirterek, "Bunun önüne geçersek terörle iyi mücadele ederiz. Terör örgütleriyle mücadelede sonuç odaklı olmamız lazım." dedi.

Bakan Çavuşoğlu, TBMM'nin ev sahipliğinde İstanbul'da düzenlenen NATO Parlamenterler Asamblesi 62. Genel Kurulu kapsamında "Siyasi Güvenlik" oturumunda "Türk Dış Politikası ve Bölgesel Güvenlik" konusundaki konuşmasının ardından soruları yanıtladı.

Irak'taki sorunun yıllardır devam ettiğine değinen Çavuşoğlu, PKK ve DEAŞ gibi çeşitli terör örgütlerinin varlığının Türkiye'yi ve NATO'yu da tehdit ettiğini dile getirdi.

Çavuşoğlu, Irak’ta kalıcı istikrarın sağlanması için gelir ve güç paylaşımına dayalı kapsayıcı siyasi sistemin kurulması gerektiğine işaret ederek, "Bugün Irak'ın içinde bulunduğu durumun sebebi Maliki'nin mezhepçi yaklaşımları ve politikalarıdır. Irak'ın geleceğiyle ilgili vizyonumuz, toplumun bütün kesimlerinin demokratik bir sistem içinde, mezhepçiliğe maruz kalmadan, eşit biçimde temsil imkanı bulabilmesidir." dedi.

Irak'ın istikrarını somut adımlarla da desteklediklerini dile getiren Çavuşoğlu, Kuzey Irak'ta kurulan üç kampta, Irak'ta yerlerinden edilen yaklaşık 40 bin insanın günlük ihtiyaçlarının karşılandığını, ayrıca insani yardımların da ulaştırıldığını söyledi.

Çavuşoğlu, "Başika'da 3 bin 500 yerel unsur, bunların içinde Arap var, Kürt var, Türkmen var, Yezidi var, Erbil'e yakın bir yerde de 2 bin 500 peşmergeyi eğittik, donattık. Türkiye olarak bugüne kadar 6 bin yerel gücü eğittik. Bunların önemli bir kısmı şu anda DEAŞ'a karşı Musul operasyonunun içinde yer alıyor. Irak'ta NATO savunma kapasitesinin arttırılması çabalarına da katkıda bulunmaya hazırız. Bölgesel sınamalar karşısında Irak ile işbirliği ve eşgüdüm arayışımızı sürdüreceğiz." diye konuştu.

- "DEAŞ'ın İslam'la alakası olmadığını en güçlü şekilde vurguluyoruz"

Terörün küresel bir tehdit olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, "iyi terörist" ve "kötü terörist" ayrımı yapmamak gerektiğinin altını çizdi.

Bugün terörle mücadeledeki en büyük sorunun maalesef "iyi terörist" ve "kötü terörist" olduğuna vurgu yapan Çavuşoğlu, "Neye göre 'iyi terörist', neye göre 'kötü terörist'? Örneğin; terör örgütünün ideolojisi bizim kendi ideolojimize yakınsa o terör örgütünü tehdit olarak görmüyoruz, destekliyoruz. Bugün maalesef PKK, Marksist, Leninist, sol bir ideolojiye sahip. Herkesin ideolojisine saygımız var ama bir terör örgütüdür. Avrupa'daki aynı ideolojiye yakın siyasi partiler ve milletvekilleri PKK'ya aktif destek veriyor ve PKK'yı terör listesinden çıkarmaya çalışıyor. Bu son derece yanlıştır. Biz Müslümanız diye DEAŞ terör örgütünü destekleyemeyiz. Tam tersi DEAŞ'ın İslam'la alakası olmadığını en güçlü şekilde vurguluyoruz. Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere." ifadelerini kullandı.

DEAŞ terör örgütünün barış dini İslam ile ilgisinin olmadığını dile getiren Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"İslam'da bu tür terör faaliyetlerine de yer yoktur. 'Bunlar Müslüman' diye bir terör örgütünü destekleyemeyiz ya da 'Türk' diye destekleyemeyiz. Maalesef bugün içinde bulunduğumuz en büyük sorun, terör örgütlerinin çok rahat şekilde faaliyet göstermesi ve gizli ya da açık destek bulmasıdır. Bunun önüne geçersek terörle iyi mücadele ederiz. Terör örgütleriyle mücadelede sonuç odaklı olmamız lazım. Bugün DEAŞ'a karşı, kendi amaçları için mücadele ediyor diye YPG gibi PKK gibi terör örgütlerine silah vermek de çok tehlikelidir. Bölgenin maalesef geleceğini riske atan adımlardır, bunlardan da kaçınmamız lazım. Dolayısıyla DEAŞ, PKK, YPG, El Nusra, El Kaide, Boko Haram... Hangi terör örgütü olursa olsun hepsiyle mücadele etmemiz ve mücadelede kararlı olmamız lazım. Sözde 'dost' ve 'düşman' teröristler şeklinde bir tabir olamaz, buna karşıyız. Dostlarımızın ve müttefiklerimizin böyle trajik bir hata yapmasını da istemiyoruz."

Çavuşoğlu, Türkiye'nin DEAŞ’a karşı verilen uluslararası çabalara desteğini sürdüreceğinin altını çizerek, koalisyonun desteğiyle 24 Ağustos'ta başlayan Fırat Kalkanı Operasyonu'nun önemli sonuçlar vermeye başladığını, kara operasyonuyla DEAŞ'ı nasıl kısa sürede yok edebileceğinin tüm dünyaya gösterildiğini anlattı.

- "PKK teröristlerinin içinde Ermeniler de var"

Ukrayna içinde ve çevresindeki durumun da endişe verici olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, "Türkiye olarak, Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne tam destek veriyoruz. Kırım'ın illegal ilhakını hiçbir zaman tanımadık, tanımayacağımızı da sürekli vurguluyoruz. Uluslararası toplumu da Kırım ve Kırım Tatarlarını unutmamaya çağırıyoruz. Oradaki insan hakları ihlallerini de yakından incelememizde, takip etmemizde fayda var." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Ermeni Heyeti Başkanı Koryun Nahapetyan'ın 1915 olaylarına ilişkin iddiaları üzerine, "Biraz dürüst olalım, söylediğin suçlamaların hepsini reddediyorum. Tipik bir maalesef dürüstlüğe sığmayan yaklaşımın bir göstergesidir. Dolayısıyla bizim tüm bu konulardaki politika ve tutumlarımız da son derece nettir." dedi.

Türkiye'nin Suriye'de bulunan askerlerinin yerel güçlerle beraber DEAŞ'ı temizlediğini söyleyen Bakan Çavuşoğlu, Irak sınırındaki Türk askerlerinin de aynı şekilde sınırda beklediğini ifade ederek, "Yakaladığımız ve öldürdüğümüz PKK teröristlerinin içinde Ermeniler de var. Bunları bilgine sunmak isterim." dedi.

Türkiye'nin dış politikada terörizm ile mücadelede önceliklerinin neler olduğu ve Rusya'nın Suriye'de uyguladığı politikaya ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, Suriye ve rejimi destekçilerinin siyasi çözümden çok askeri çözümü tercih ettiklerine, son zamanlarda da Halep'te sivil insanların hedef alındığına işaret etti.

Türkiye'nin Suriye'de ateşkes istediğini, siyasi müzakerelerin bir an önce ve tekrar başlamasından yana olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, siyasi dönüşüm gerektiğinin de altını çizdi.

Türkiye'nin Rusya ve İran ile ikili görüşmeler sürdürdüğünü söyleyen Çavuşoğlu, "İran'ın ve Rusya'nın buradaki pozitif rolü önemli ve hayati derecededir. Ama şu anki rol için pozitif diyebilir miyiz? Hayır, maalesef İran mezhepçi kaygılarla tam tersi negatif şekilde yürütüyor. Rusya da rejim ile beraber hareket ediyor. Rusya, rejimi şu anda Halep'te ateşkes konusunda ikna etmeye çalışıyor. Rusya ile ılımlı muhalefet arasında Halep'te 200 civarında El Nusra teröristi var, bunların ayrıştırılması için de bazı anlaşmalar yaptık. Bu çabalarımızın bir sonuç getirebilmesi için bir ateşkese ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.

- "AB, şu anda vize serbestisi anlaşmasını uygulamak istemiyor"

Çavuşoğlu, Türkiye ile AB arasındaki göçmen anlaşması konusunda ise ortak bir sorun varsa ortak bir çözüm üretmek gerektiğine dikkati çekerek, "Biz, bu anlayışla AB'ye bir öneride bulunduk. Çok ciddi riskler alarak öneride bulunduk. Çünkü bunun bize külfeti çok, ekonomik, siyasi. İnsani bir sorun, orada insanların ölmesine, perişan şekilde birçok ülkede kafesler içinde yaşamasına da izin vermememiz lazım." dedi.

Kaçak göçün durdurulması konusunda önemli sonuçlar elde edildiğini belirten Çavuşoğlu, Yunan adalarına geçen yıl eylül ayında günde 7 bin, ocak-şubat'ta ise 2 bin kişi geçerken, şu anda bu oranın 100'ün altında olduğunu kaydetti.

Çavuşoğlu, Yunanistan ve Bulgaristan ile geri kabul anlaşmasının başarılı şekilde uygulandığını dile getirerek, şunları söyledi:

"AB ile imzaladığımız Geri Kabul Anlaşması ve vize serbestisi anlaşması var. AB, şu anda vize serbestisi anlaşmasını uygulamak istemiyor. Biz de diyoruz ki 'Türkiye şartların hepsini yerine getirmeye hazır, bir tanesi hariç. Şu anda terör örgütleriyle mücadele ederken, DEAŞ dahil, biz terörle ilgili kanunlarımızı gözden geçiremeyiz.' 15 senedir zaten AB ve Avrupa Konseyi tavsiyelerini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları çerçevesinde gözden geçirdik. Bu konuyu da Avrupa Konseyine bıraksın AB, ortak çalışma komisyonumuz var, burada sürdürelim. Bizim, AB'ye güvenmememiz için sebepler var. Gürcistan, vize serbestisi şartlarını 1 sene önce yerine getirdi. 1 senedir Gürcistan vatandaşlarına vize serbestisini vermedi AB. Niye? 'Komşu ülkeyi provoke etmeyelim.' Böyle anlaşma olur mu? Niye imzaladın o zaman? Niye sözünde durmuyorsun? Sözümüzde durmamız lazım. Biz, AB ile insani konuda işbirliğimizi devam ettirmek istiyoruz ama tek taraflı olmaz. AB'nin de aynı anlayış içinde olması lazım."

- Çavuşoğlu, neden diplomat olmak istediğini anlattı

Çavuşoğlu, neden diplomat olmak istediğini ise şu şekilde açıkladı:

"Lise yıllarındayım. Diplomat olmak istedim çünkü bizim diplomatlarımızı Ermeni terör örgütü şehit ediyordu. Ona inat diplomat olmak istedim. O yüzden uluslararası ilişkiler okudum. Rahmetli anacım bana yalvarıyordu. 'Bu Ermeniler, bu terör örgütü seni de öldürür' diyordu. 'Öldürsün' diyordum. Önce diplomat olup sonra siyasetçi olmak isterdim ama tersi oldu. Önce siyasetçi oldum, sonra diplomat oldum. Olsun, hayat, kader. Dolayısıyla Ermenistan ile terör ya da ASALA ya da PKK'nın içindekiler, Hocalı Katliamı'nda insanların nasıl vahşice derilerinin soyulduğunu biliyoruz."

- "Her defa Ermeni yalanı ile karşılaşıyoruz"

Toplantıda söz alan Azerbaycan Milletvekili Sivayuş Novruzov ise Çavuşoğlu'na yaptığı açıklamalardan ötürü teşekkür ederek, "Biz 17 yıldır NATO Parlamentosuna iştirak ediyoruz. Her defa Ermeni yalanı ile karşılaşıyoruz ve bunların dürüst olmadığını siz bütün NATO üyelerine anlattınız. Özü terör ile meşgul olan bir ülke başka bir ülkeyi teröre destek vermekle suçluyor. ASALA gibi bir Ermeni terör teşkilatı var ki Azerbaycan'ın arazisinde, Türkiye'nin arazisinde ve Avrupa ülkelerinde Türk diplomatlara karşı ürettiği terörleri yok sayarak, Türkiye'yi teröre destek vermekle suçluyor." ifadelerini kullandı.

Avrupa'da bazı ülkelerin yüz sığınmacıyı bile kabul etmezken, Türkiye'nin 3 milyondan fazla sığınmacıya ev sahipliği yaptığını anımsatan Novruzov, Türkiye'nin bugün teröre karşı da en çetin mücadeleyi verdiğini anlattı.

Azerbaycan topraklarının 20 yıldan bu yana Ermeni işgali altında olduğunu hatırlatan Novruzov, 1 milyondan fazla insanın da topraklarını terk etmek zorunda kaldığını belirterek, "Sen haksızlık yapıp hangi haktan bahsediyorsun? Sen adaletsizliği yapıp hangi adaletten bahsediyorsun?" dedi.

(Bitti)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :