"Mazeretim var asabiyim ben"

"Mazeretim var asabiyim ben"

Adli tıp uzmanı Prof. Dr. Kalfoğlu:- "Genetik olarak şiddete yatkın olduğu tespit edilen sanığa İtalya'da ceza indirimine gidildi, uygulama, kadına şiddetin gündemden düşmediği Türkiye'de sıkıntı doğurabilir"- "Türkiye'de teknik altyapı mevcut. Adli Tıp'ı

İSTANBUL (AA) - MURAT EĞİLMEZ - Adli tıp uzmanı Prof. Dr. Ersi Abacı Kalfoğlu, gen incelemesiyle kişinin şiddete yatkınlığının saptanabildiğini, İtalya'da cinayet işleyen bir sanığa bu tespitle ceza indirimine gidildiğini belirterek, "Uygulama, kadına şiddetin gündemden düşmediği Türkiye'de sıkıntı doğurabilir." dedi.

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kalfoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, davranışların genlere bağlı olduğunu ifade etti.

Türkiye'de genetik bozukluk tespitini yapabilecek altyapıya sahip olduklarını kaydeden Kalfoğlu, şu bilgileri verdi:

"Yani benim şuna bakış açımla, bunu değerlendirmeme yarayan gen beyaz, sizinki yeşil olabilir. Ben bilim adamı olarak bunu tespit edebiliyorum. Genetik bilimiyle DNA’yı hücrenin içinden çıkarıyorum. 23 metre malzeme bu. Onun içinden ben konuyla ilgili bölgeyi arıyorum. Çünkü DNA kocaman. Konuyla ilgili birkaç bölge var, o bölgeyi alıyorum bakıyorum bende nasıl, sende nasıl diye. Kıyas yapıyorum. Binlerce çeşidi yok. İnsanlıkta 3-5 çeşidi var. Öyle olunca da bunu saptamak zor olmuyor. Ama önemli olan bunu ifade edebilmek. Ben şöyleyim, sen şöylesin ve sen şöyle davranabilirsin diyebilmek önemli."

Gen yatkınlığının tek başına etken olmadığını, çevre faktörünün de göz önüne alınması gerektiğini vurgulayan Kalfoğlu, değerlendirme yaparken dikkatli olunması gerektiğini belirtti.

Kalfoğlu, "Diyelim ki benim genlerimde şiddete yatkınlık var. ‘Genlerim o tarafa kayıyor, şiddete yöneleyim’ olmaz. Ben böyle bir ortamda büyümezsem, şiddeti görmez, tanıyıp benimsemezsem, istediği kadar o tarafa yönelik bir gen haritam olsun ben şiddet uygulamam. Tam tersi genlerinizde yok ama çevreniz öyle davranıyorsa o zaman siz şiddet kullanırsınız." dedi.

- “İlk kez İtalya’da uygulandı”

Dünyada ilk kez İtalya'da bir insanın DNA’sı yüzünden şiddetle ilgili bir davada indirim uygulandığını ifade eden Kalfoğlu, şöyle konuştu:

“Psikiyatrik bozukluğu olan bir adam İtalya’da birini öldürüyor. İleri tahrik var, ‘bana bilmem ne dedi’ diyor. Öldürülen buna laf etmiş, o da bunu dinine algılıyor ve adamı öldürüyor. Adam ruh hastası ve de raporu var. Bu nedenle ceza indirimi uygulanıyor. Adamı savunan kadın avukat, 'Müvekkilimin genleri bozuk, biz bu tespiti yaptırdık' diyerek ayrıca indirim istiyor. Mahkeme de adamın şiddete yönlendirecek cinsten genleri olduğu tespiti üzerine indirilmiş cezayı 1 yıl daha indiriyor."

Toplam verilen cezanın 9 yıldan 6 yıla indirildiğini belirten Kalfoğlu, burada cezada indirime gidilmesinin önemli olduğunu vurguladı.

Konuyu Türkiye açısından ele alan Kalfoğlu, emsal oluşturabilecek bu durumun, kadına şiddet davalarında fecaat oluşturabileceğini savundu.

Kalfoğlu, "Adamın gen haritası bozuk, ‘Ben yapmadım, Allah yaptırdı bana’ diyebilir. ‘Benim doğam öyle ne yapalım’a gider ki çok tehlikeli.Türkiye'de teknik altyapı mevcut. Adli Tıp'ın kendisi bile yapmaya başlayabilir bu işi. Bir avukat müvekkiline rapor aldırır, bunu savunmasına koyar ve ceza indirimi talebinde bulunabilir." ifadelerini kullandı.

İtalya’daki olgunun somut bir veri oluşturduğunu da kaydeden Kalfoğlu, konunun Türkiye'de yetkili mercilerce tartışılması gerektiğini ifade ederek, "Çünkü eğer öyle olursa, genleri yüzünden bunu yapmıştır ya da yapmamıştır, bu ciddi anlamda muallak bir durum, standartlarının saptanması lazım. AB’de var, olguya uygulandı, somut bir veri var elimizde artık. Ülkemizde ilgili mercilerce mutlaka tartışılmalı bu konu. İndirim oranının saptanması, adi suçlular, cinsel suçlular dahil hepsi için bir sıkıntı söz konusu olabilir." değerlendirmesini yaptı.

- "Hukuk sistemimiz yeniliğe açık"

Kalfoğlu, Türk hukuk sisteminin yeniliklere açık olduğunu dile getirerek, "Teknolojiye açık, kavrıyor ve de uyguluyor. Kıta Avrupası hiç öyle değil, ABD hiç değil. Bu, iyi olduğu kadar bu tür durumlar için tehlikeli de. Bir olguda özellikle Adli Tıp Enstitüsü'nde 1995’te bir olayı DNA kullanarak çözdük. Konu Yargıtay’a gitti. Bizim söylemimiz üzerine Yargıtay kararı oluştu. Ondan sonra bu karar doğrultusunda bütün babalık tayinleri için ‘DNA kullanılsın’ denildi. Emsal oldu, milat oldu yani." dedi.

Bu konunun hukuk sisteminde uygulamaya sokulabileceğine işaret eden Kalfoğlu, şöyle devam etti:

“Ama davranış, her tarafa çekilecek bir hadisedir. Gendir, çevredir yani. Bunu konuşurken gerçekten dikkat etmek gerekir. Hukukçular platformu oluşturup onların kendi meslekleri temelinde buna karar vermeleri, belki de bir Türkiye standardı oluşturmaları gerekir. Sonuçta bu çok yakında bize de gelecek, sistemimize girecek ve kıyamet kopacak.”

- “Gen haritası bozuk diye potansiyel suçlu olmaz”

Kişinin gen haritasının bozuk olmasının onun potansiyel suçlu olacağı anlamına gelmediğini belirten Kalfoğlu, "Çünkü yaşamış olduğu ortamı, çevre faktörünün onu nasıl etkilediğini bilmiyoruz. Hiç olmayabilir, olabilir de. Çevre onu düzeltebilir. Bu nedenle tehlikeli. Bunu değerlendirirken bu nedenle maksimum özen gösterilmesi gerekir. Biz hukukçulara teknik desteği verelim ve onlarla bunun nasıl yapılması gerektiğine karar verelim." şeklinde konuştu..

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :