Macaristan'da İslam'ın resmi din kabul edilmesinin 100. yılı

Macaristan'da İslam'ın resmi din kabul edilmesinin 100. yılı

Macar Müslümanlar Birliği Başkanı Sulok:- "Macaristan'da siyasiler, sığınmacı krizinde hep Müslümanları ve İslam'ı sorumlu göstermeye çalıştı. Sanki tüm bu olaylara İslam sebep olmuş gibi. Macaristan'da daha önce sokakta bir Müslümana tükürüldüğüne ya da

BUDAPEŞTE (AA) - MEHMET YILMAZ - Macar Ulusal Meclisi tarafından İslam'ın resmi din olarak kabul edilmesinin 100. yılı dolayısıyla çeşitli etkinliklerin düzenlendiği Macaristan'da Müslümanlar ibadethane eksikliği ve artan İslamofobiden şikayetçi.

Macaristan devleti tarafından ülkedeki Müslümanların resmi temsilcisi Macar Müslümanlar Birliği'nin Başkanı Zoltan Sulok, Macaristan'daki Müslümanların durumu ve İslam'ın Macaristan'daki tarihi hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Sulok, ABD'deki 11 Eylül saldırılarının Avrupa'da yaşayan Müslümanlar açısından kırılma noktası olduğunu ve Müslümanların durumunun o tarihten bu yana sürekli kötüleştiğini söyledi.

İşlenen her terör eyleminin Müslümanların hayatını daha da zorlaştırdığını, Macaristan'da yaşayan Müslümanların durumunun ise özellikle Charlie Hebdo terör saldırısı sonrası hükümet tarafından ülke genelinde başlatılan afiş kampanyası sonrası çok zorlaştığını kaydeden Sulok, söyle konuştu:

''Macaristan'da siyasiler, sığınmacı krizinde hep Müslümanları ve İslam'ı sorumlu göstermeye çalıştı. Sanki tüm bu olaylara İslam sebep olmuş gibi. Macaristan'da daha önce sokakta bir Müslümana tükürüldüğüne ya da otobüste yolculuk eden bir başörtülü bayana saldırıldığına hiç şahit olmamıştık ama son dönemde bunlarla karşılaşıyoruz. Bizce bunun sebebi bu afiş kampanyası ve siyasilerin sorumsuz açıklamaları. Ülkede siyasiler ortamı yatıştırmak yerine daha da alevlendirip tüm sorumluluğu Müslümanların üzerine yıktılar.''

Hem muhalefet hem de hükümetin sığınmacı krizini gündemde tutarak birbirine saldırı amacıyla kullandığını dile getiren Sulok, siyasilerin bu konu ile dikkatleri ülkedeki diğer problemlerden başka tarafa çekmeye çalıştığını savundu.

- ''Medya ülkedeki İslamofobiyi daha da arttıracak şekilde hareket ediyor''

Sulok, Macaristan'da İslamofobinin her geçen gün arttığını ve medyanın Müslümanların söz konusu olduğu herhangi bir olayı hiç araştırmadan hemen yayınlayarak sorumsuzca davrandığını belirten Sulok, ''Macaristan'da İslamofobi var ve giderek artıyor. Medya da buna katkı sağlıyor. İslam karşıtı açıklamalar ve iddialar hiç araştırılmadan hemen yayınlanıyor. Eğer siyasiler ve medya bu tutumlarını değiştirmezlerse Müslümanlara karşı saldırılar olacaktır. Bu konuda gerekli adımların atılacağına da maalesef inanmıyorum.'' ifadelerini kullandı.

Macaristan'da kısa bir süre öncesine kadar bazı siyasi parti ve siyasetçilerin İslam ve Müslümanlar hakkında olumlu yorumlar yaptıklarını ama şimdi aynı kişilerin tam aksini söylediklerini de aktaran Sulok, ''Demek ki bu kişiler sözlerinde ciddi değillerdi. Sadece siyasi ve ekonomik çıkarları için özellikle Müslüman ülkelerle ticari ilişkilerini geliştirmek için İslam'ı kullandılar. Müslümanlar da bu yapılanları görüyor ve izliyor.'' dedi.

- ''Macaristan'da camiye ihtiyaç var''

Sulok, Macaristan'da ikamet eden Müslümanların genelde başkent Budapeşte'de yaşadığını ve bunların ibadetlerini yerine getirebilecekleri yer konusunda büyük sıkıntılar yaşadığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Macaristan'da yaklaşık 40 bin Müslüman yaşıyor. Özellikle bayram ve cuma günü ibadetlerini yerine getirme konusunda mevcut mescitler yeterli değil. Camiye ihtiyacımız var. Macaristan'da minareli cami yapmak için herhangi bir yasak yok ama çıkarılan bürokratik engeller dolayısıyla biz de şu an mescit olarak kullandığımız binaya minare yapamadık. Ama ileride durumlar iyi olursa minare de yapacağız."

Sulok, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra ülkedeki tüm dini kurumlara savaş öncesi sahip oldukları gayri menkullerin devlet tarafından iade edildiğini ya da tazminat ödendiğini ama bu konuda Müslümanlara herhangi bir tazminat ya da ibadethane verilmediğini kaydetti.

Sulok, şöyle konuştu:

''Macar Hükümeti, ülkedeki mevcut İslami yapıların Osmanlı döneminden kaldığını, bunların şimdi yaşayan Müslümanlar ile aynı kişiler olmadığını ve Macar devletinin kimsenin malına el koymadığını savunup bunların Macar devletinin malı olduğunu söylüyor. Örneğin Pecs şehrinde Osmanlı döneminde inşa edilen ve şu an müze olarak kullanılan Yakovalı Ali Hasan Paşa camisinin kullanım iznini istedik. Bu camiyi şimdiki halinde müze olarak kullanmaya devam edeceğimizi, kaynak bulup restore edebileceğimizi sadece namaz da kılmak istediğimizi belirtik ama bunun 'sürekli devlet malı' olduğunu ve böyle de kalacağını söylediler. Şu an sadece cuma günü ve ramazan ayında kullanabiliyoruz. Bizim bu konuda Osmanlı'nın hukuki varisi olmadığımızı söylüyorlar. Bu konuda Türkiye gerekli adımları atabilir."

- ''İslam'ın Macaristan'daki geçmişi bin yıldan daha eskiye dayanıyor''

Macarların, İslam ve Müslümanlar ile tarihi irtibatının görmezden gelinerek İslam'ın Macaristan'da yeni ortaya çıkmış gibi gösterilmeye çalışıldığını belirten Sulok, Macarlar'ın, bugün bulundukları Karpat Havzası'na gelmeden önce de Müslümanlarla bağlantıları olduğunu ve tarihte Macar devleti kurulurken Müslümanların askerlik, ticaret gibi önemli alanların yanı sıra ve birçok konuda süreçte uzman olarak yer aldığını anlattı.

Sulok, ''9. yüzyılın sonlarına doğru Macaristan'a gelen yedi kabile arasında Müslümanların da olduğunu biliyoruz. Bu da İslam'ın Macaristan'daki geçmişinin bin yıldan daha eskiye dayandığını gösteriyor.'' diye konuştu.

Macaristan tarihinde Müslümanların üç defa "yok edildiğini" savunan Sulok, şöyle devam etti:

''14. yüzyılda yok edilen İslam daha sonra Osmanlı İmparatorluğu ile tekrar geri geldi. Osmanlı'nın Macaristan'dan çıkarılması sonrası 17. yüzyılın sonunda tekrar yok olan İslam, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun, Bosna'yı ilhak etmesiyle tekrar ortaya çıkmış oldu. Bu dönemde İslam, Macar Parlamentosu tarafından resmi din olarak tanındı. İkinci Dünya Savaşı sonrası 1946 yılında Macaristan'ın Sovyetler Birliği'ne katılması ile İslam üçüncü kez Macaristan'da yok oldu. Tabii ki bu kayboluşlar kurumsal olarak yok oluş anlamına geliyor. Bu birliğin yok olması ile İslam kurumsal olarak tekrar ortaya çıktı.''

Sulok, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu ile aynı cephede savaştığını ve Macaristan Ulusal Meclisi'nin İslam'ı 30 Mart 1916 yılında resmi din olarak tanıyarak hem müttefikleri Osmanlı'ya hem de Macaristan'da yaşayan Müslümanlara jest yapmayı amaçladığını söyledi.

Sovyet döneminde Macaristan'da yaşayan Müslümanların kendi ibadethanelerini kurma haklarının olmadığını, 1987 yılında ülkedeki Müslümanların cuma namazlarını beraber kılabilmek için Macar Müslümanlar Öğrenci Derneği'ni kurduğunu belirten Sulok, 1988 yılında Sovyetler Birliği dağılmadan önce Macar devleti aracılığıyla Müslüman ülkelerle siyasi ve ekonomik ilişkileri güçlendirmek amacıyla Macar İslam Cemiyeti'nin oluşturulduğunu kaydetti.

Sulok, Macar İslam Cemiyeti'nin ardından 2000 yılında kurulan Macar Müslümanlar Birliği'nin, Macar devleti tarafından Müslümanların resmi temsilcisi olarak tanındığını ifade ederek, Macaristan'da yaşayan Müslümanlara dini konularda yardımcı olan çok sayıda vakfın da bulunduğunu ama bunların devlet tarafından resmi olarak tanınmadığını dile getirdi.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :