Lozan Barış Anlaşması bozulmak üzere! Anlaşmanın şartları nelerdi?

Lozan Barış Anlaşması bozulmak üzere! Anlaşmanın şartları nelerdi?

Türkiye’ye 40 km uzaklıktaki Dedeğaç’ı Atina’dan alıp askeri üs yapan ABD, şimdi de Çanakkale Boğazı'nı çerçeveleyen adaları istiyor.

Pentagon’un yerleşmek istediği adalar Limni, Midilli, Semadirek ve Skiri. Özellikle Limni’nin hava operasyonlarında kullanılacağı belirtiliyor. “Gayri Askeri Statü”deki bu adalarda sınırlı sayıda kolluk kuvveti dışında asker bulundurmak Lozan’ın ihlali anlamına da geliyor.

Balkanlar ile Akdeniz ve Ege’de varlık göstermek, Rusya ile Türkiye’yi baskılamak için Dedeağaç’a üs kuran ABD, şimdi de adalara gözünü dikti. ABD’nin Ege’de gayri askeri statüde olan ancak Yunanistan tarafından silahlandırılan adaların bazıları için kullanım izni isteyeceği belirtiliyor.

ANLAŞMA 5 YIL UZATILACAK

ABD, Türkiye sınırına 40 km uzaklıktaki Dedeağaç Limanı’nı genişleterek, büyük askeri gemilerin yanaşabileceği üs haline getirmiş, Balkanlar’a bu üs üzerinden binlerce tank ve askeri araç sevk etmişti. ABD ile Yunanistan, Dedeağaç’ın kullanımı konusundaki anlaşmanın süresini 5 yıl daha uzatacak.

ADALARI DA İSTİYOR

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın Ekim ayında Washington’a gideceği ifade ediliyor. Ancak daha önceki anlaşmalara ek olarak ABD, Ege’deki bazı adaları da anlaşmaya dahil etmek istiyor. Pentagon’un Skiri, Limni, Midilli ve Semadirek adalarını kullanma izni peşinde olduğu vurgulanıyor. ABD’nin özellikle Limni’yi hava operasyonlarında kullanmak istediği belirtiliyor.

ekran-resmi-2021-09-19-09-hxz8.jpg

GAYRİ ASKERİ STATÜDE

Pentagon’un kullanım hakkı istediği adalar, 1923 Lozan Barış Antlaşması’nda belirlenen gayri askeri statüde. Yani bu adalarda asayişi sağlayacak sınırlı sayıda kolluk kuvveti dışında asker bulundurulması, Lozan Antlaşması’nın ihlali anlamına geliyor. Antlaşmaya rağmen bu adalara asker ve silah yığan Yunanistan, sözlü ve yazılı olarak defalarca uyarılmıştı.

NAVTEX'LERLE UYARDIK

Ayrıca 2020 Eylül ayından bu yana yayınlanan 10’dan fazla Navtex’le bu ihlallare dikkat çekilerek, Limni, Midilli ve Semadirek’in de aralarında bulunduğu 12 adanın acilen silahsızlandırılması gerektiği ifade edilmişti.

LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASININ MADDELERİ

Türkiye-Suriye Sınırı: Fransızlarla imzalanan Ankara Anlaşması'nda çizilen sınırlar kabul edilmiştir.
Irak Sınırı: Musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı için, bu konuda Birleşik Krallık ve Türkiye Hükûmeti kendi aralarında görüşüp anlaşacaklardı. Bu anlaşmazlık Musul Sorunu'na dönüşmüştür.

Türk-Yunan Sınırı: Mudanya Ateşkes Antlaşması'nda belirlenen şekliyle kabul edildi. Meriç Nehri'nin batısındaki Karaağaç istasyonu ve Bosnaköy, Yunanistan'ın Batı Anadolu'da yaptığı tahribata karşılık savaş tazminatı olarak Türkiye'ye verildi.

Adalar: Midilli, Limni, Sakız, Semadirek, Sisam ve Ahikerya adaları üzerinde Yunan hakimiyeti hususunda Osmanlı Devleti'nin imzalamış olduğu 1913 tarihli Londra Antlaşması ve 1913 tarihli Atina Antlaşması'nın adalar hakkındaki hükümleri ve 13 Şubat 1914 tarihinde Yunanistan'a bildirilen karar, adaların askeri gayelerle kullanılmaması şartıyla aynen kabul edilmiştir. Anadolu kıyısına 3 milden az mesafede bulunan adaların ve Bozcaada, Gökçeada ile Tavşan Adaları üzerindeki Türk hakimiyeti kabul edilmiştir.

Osmanlı Devleti tarafından Uşi Antlaşması ile 1912 yılında İtalya'ya geçici olarak bırakılan On İki Ada üzerindeki bütün haklardan on beşinci maddeyle İtalya lehine feragat edilmiştir.

Türkiye-İran Sınırı: Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasında 17 Mayıs 1639'da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması'na göre belirlenmiştir.

Kapitülasyonlar: Tamamı kaldırıldı.

Azınlıklar: Lozan Barış Antlaşması'nda azınlık, Müslüman olmayanlar olarak belirlenmiştir. Tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edildi ve hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacağı belirtildi. Antlaşmanın 40. maddesinde şu hüküm yer almıştır: "Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyrukları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada, öteki Türk uyruklarıyla aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır. Özellikle, giderlerini kendileri ödemek üzere, her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dinsel ayinlerini serbestçe yapma konularında eşit hakka sahip olacaklardır."

Batı Trakya'daki Türklerle, İstanbul'daki Rumlar dışında, Anadolu ve Doğu Trakya'daki Rumlar ile Yunanistan'daki Türklerin mübadele edilmeleri kararlaştırıldı.

Savaş tazminatları: İtilaf Devletleri, I. Dünya Savaşı nedeniyle istedikleri savaş tazminatlarından vazgeçtiler. Türkiye, tamirat bedeli olarak Yunanistan'dan 4 milyon altın talep etti[70] ancak bu istek kabul edilmedi. Bunun üzerine 59. maddeyle Yunanistan savaş suçu işlediğini kabul etti ve Türkiye tazminat hakkından feragat etti ve sadece savaş tazminatı olarak Yunanistan, Karaağaç bölgesini verdi.

Osmanlı'nın borçları: Osmanlı borçları, Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılan devletler arasında paylaştırıldı. Türkiye'ye düşen bölümün taksitlendirme ile Fransız frangı olarak ödenmesine karar verildi. Düyun-u Umumiye idare heyetinde bulunan yenik Alman İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu devletlerinin temsilcileri idare kurulundan çıkartılmış ve kurumun faaliyeti devam ettirilerek antlaşmayla birlikte yeni görevler verilmiştir. (Lozan Barış Antlaşması madde 45, 46, 47... 55, 56).

Boğazlar: Boğazlar, görüşmeler boyunca üzerinde en çok tartışılan konudur. Sonunda geçici bir çözüm getirilmiştir. Buna göre askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında boğazlardan geçebilecekti. Boğazların her iki yakası askersizleştirilip geçişi sağlamak amacıyla başkanı Türk olan uluslararası bir kurul oluşturuldu ve bu düzenlemelerin Milletler Cemiyeti'nin güvencesi altında sürdürülmesine karar verildi. Böylece Boğazlar bölgesine Türk askerlerinin girişi yasaklandı. Bu hüküm, 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirilmiştir.

Yabancı okullar: Eğitimlerine Türkiye'nin koyacağı kanunlar doğrultusunda devam etmesi kararlaştırıldı.
Patrikhaneler: Dünya Ortodokslarının dini lideri durumundaki patrikhanenin Osmanlı Devleti zamanındaki bütün ayrıcalıklarının kaldırılarak sadece dinî işleri yerine getirmek şartıyla ve bu hususta verilen sözlere güvenilerek İstanbul'da kalmasına izin verildi. Ancak antlaşma metnine patrikhanenin statüsü hususunda tek bir hüküm konulmadı.

Kıbrıs: Osmanlı Devleti Ruslara karşı İngilizleri yanına çekebilmek için 1878 yılında Kıbrıs'taki hakları saklı olmak şartıyla geçici olarak Kıbrıs'ı Birleşik Krallık idaresine vermişti. Birleşik Krallık I. Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine 5 Kasım 1914'te Kıbrıs'ı topraklarına kattığını resmen açıkladı. Osmanlı Devleti bu kararı tanımadı. Türkiye Lozan Antlaşması'nın 20. maddesiyle Kıbrıs'taki Birleşik Krallık egemenliğini kabul etti.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.