"Latin Amerika ülkeleri alternatif arayışına girebilir"

"Latin Amerika ülkeleri alternatif arayışına girebilir"

Polis Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Özkan:- "Latin Amerika'da siyasal anlamda Rus-Amerika rekabeti; ekonomik anlamda ise Çin-Amerika rekabeti görülüyor. Son yıllarda Amerika'ya yakın kişilerin iktidara gelmesi, bu rekabeti geçici olarak Amerika

İSTANBUL (AA) - GÜLSÜM İNCEKAYA - Polis Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Özkan, Latin Amerika'da siyasal anlamda Rus-Amerika rekabeti; ekonomik anlamda ise Çin-Amerika rekabeti görüldüğünü belirterek, "Son yıllarda Amerika'ya yakın kişilerin iktidara gelmesi, bu rekabeti geçici olarak Amerika lehine çevirmiş durumda. Ama Trump'ın Latin Amerika'ya yönelik tavrı bu şekilde devam ederse, Latinler alternatif arayışlara girecektir." dedi.

Bir dönem Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı (TİKA) Kolombiya Koordinatörlüğü görevini de yürüten Doç. Dr. Özkan, Venezuela'da yaşanan ekonomik krizin Latin Amerika'ya etkilerini AA muhabirine değerlendirdi.

Özkan, Venezuela'da 2013'te Hugo Chavez'in hayatını kaybetmesinden sonra petrol fiyatlarının 30-40 dolara kadar düşmesi ile ekonomik krizin de sinyal vermeye başladığını anlattı.

Nicolas Maduro'nun iktidara gelmesiyle beraber Venezuela'nın ciddi bir vizyon kaybına uğradığını söyleyen Özkan, ''Venezuela, Chavez'den sonra karizma, vizyon ve maddi kaynak gibi üç temel değerini kaybedince siyasi çıkmaza girdi. Bütün ekonomi politikasını petrol gelirleri üzerine kuran Venezuela'nın muhalefeti de aynı çıkmaza saplandı. Ülke, iktidarıyla muhalefetiyle siyasi tarihinin en 'fakir' dönemini yaşıyor.'' diye konuştu.

Mehmet Özkan, Latin Amerika genelinde ekonominin iyiye gitmediğini, Venezuela'da başlayan ekonomik krizin tüm bölgeyi etkilediğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Bölgede ekonomisi en iyi büyüme gösteren Peru'da bile büyüme oranı yüzde 3 civarında kaldı. Bu yılın mart ayında yolsuzluk suçlamaları nedeniyle istifa eden Peru Cumhurbaşkanı Pedro Pablo Kuczynski sonrasında Peru ekonomisinin halinin ne olacağı ise ciddi bir sorun.

Şu ana kadar yaşanan sosyal sorunların çözümüne yönelik her türlü insani yardımı reddeden Maduro için bazı alternatifler ya da çözüm yolları bulunuyor. İnsani yardımı kabul edip sosyal sorunların derinleşmesinin önüne geçmek ya da Çin veya Rusya'ya bağımlılığı artıracak bir çözüm yolu bulmaya çalışmak."

- "Rusya'ya bağımlılık artıyor"

Özkan, Maduro'nun "Petro" adı verilen sanal bir para birimi ile petrollerini satmaya, böylece ABD ve Batılı ülkelerin uyguladığı ambargoyu kırmaya çalıştığını söyledi.

Maduro'nun "Petro" parası ile ülkesini Çin ve Rusya'ya daha da bağımlı hale getireceğine vurgu yapan Özkan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Maduro, değeri bir varil petrolün fiyatına bağlı olacak 'petro' adı verilen bir sanal parayı piyasaya sürmeye çalışıyor. Bununla gelecekte çıkaracağı petrolü bu parayla satarak ülkeye yabancı para girişini sağlamayı, ABD ve Batılı ülkelerin uyguladığı ambargoları bir şekilde kırmayı hedefliyor. Bu petrolün büyük oranda Rusya ve Çin tarafından satın alınması beklenebilir. Önümüzdeki dönemde Venezuela'nın Çin'e ya da Rusya'ya bağımlılığını artıracak bir çözüm yolunu tercih etmesi ise ABD'nin arka bahçesi olarak gördüğü Latin Amerika'da Çin/Rusya-ABD rekabetinin derinleşmesi ve keskinleşmesi anlamına geliyor.

Venezuela'nın hem siyasal hem de ekonomik anlamda Rusya'ya bağımlılığı her geçen gün artıyor. Rusya için Suriye Orta Doğu'da neyse, Venezuela'da Latin Amerika'da öyle. Rusya şu anda Venezuela'yı ekonomik olarak etkin bir şekilde kontrol ediyor. Venezuela üzerinden Batı'ya meydan okuyor. Bununla da küresel sistemde siyasal etkinlik alanını genişletiyor. Dolayısıyla Venezuela krizi aynen Suriye gibi başlangıçta yerel/bölgesel bir sorun iken artık küresel anlamda sistemsel bir sorun haline geldi. Bu sebepten dolayı gelişmeleri yakından takip etmek lazım."

- "Venezuela yeni bir Libya, Suriye mi olacak?"

Doç. Dr. Özkan, bir zamanlar bölgenin en güçlü ülkesi, dünya petrol rezervinin yüzde 24,8'ine sahip olan Venezuela'nın "kendi ayakları üzerinde durmakta zorlanan çürümüş bir dev"e dönüştüğünü söyledi.

Venezuela'daki siyasi ve ekonomik krizin tüm bölgeyi insani bir dramla karşı karşıya bırakabileceğine dikkati çeken Özkan, şunları kaydetti:

"Marketlerde temel ihtiyaç maddelerini bulmak çok kolay değil; mallar gelir gelmez marketler boşalıyor. Asgari ücret, 3 dolar. Çoğu insan işini kaybetmiş durumda. Önceden herkesin arabasının olduğu Venezuela'da artık orta sınıfın bile araba sahibi olması lüks. Çoğu insan ev, araba dahil neyi varsa satıp ülkeden gitmeye çalışıyor. Maduro ise banliyölerde yaşayan fakir insanların sokağa çıkmasını engellemek için 'vatandaşlık paketi' adını verdiği devlet destekli gıda yardımları yapıyor. Yaşanan kriz basit değil, yapısal, çok boyutlu ve siyasal. İşin özü, Venezuela'da siyaseten başlayan kriz ekonomik anlamda ciddi bir kötüleşmeyi getirdi.

Ekonomik kriz nedeniyle son üç yılda yaklaşık 4 milyon insan ülkeyi terk etti. Venezuela'dan göç edenlerin yaklaşık 800 bini Kolombiya'da; geri kalanlar ise ABD, İspanya, Arjantin, Brezilya ve diğer Latin Amerika ülkelerine dağılmış durumda. Bu ekonomik kötüye gidiş ise kıtada ciddi bir insani dram oluşturmaya devam ediyor. Ayakta durmakta zorlanan çürümüş devin devrilmesi halinde Venezuela'nın yeni bir Libya mı yoksa bir Suriye mi olacağını ise zaman gösterecek. Venezuela'da iktidar-muhalefet kavgası yanında bir de çok derin bir iktidar kavgası var. Şu ana kadar gelinen noktada her iki kavganın da kazananı yok. Venezuela ya yeni bir Suriye olacak ya da yeni bir Zimbabve olacak.

Maduro, eski Zimbabve lideri Robert Mugabe gibi bütün iç, bölgesel ve küresel soruna rağmen içeride otoriterliği artırarak uzun süre iktidarda mı kalacak; yoksa Beşşar Esed gibi iktidarda kalacak ama yarattığı sorunların boyutu artık kendi kontrolünü mü aşacak? Venezuela ülkesini terk eden 4-5 milyon göçmen sebebiyle Suriye'ye benziyor; artık Venezuelalı göçmenler konusu tüm Latin Amerika'yı ilgilendiren bir konu."

- "Latinler alternatif arayışlara girecektir"

Özkan, Rusya'nın, Venezuela'yı, Suriye ve Kırım'ı garantiye almak için pazarlık unsuru olarak kullanabileceğini savunarak, ''Rusya'nın bundan daha ilerisini ve Latin Amerika'da kendisine ciddi bir giriş alanı oluşturmaya çalıştığını da söyleyebilirim. Çin, Latin Amerika'da siyasal anlamda ABD'yi rahatsız edici bir hamle yapmak istemiyor ve bu konuda hassas. Rusya bu konuda daha ileri bir politika izliyor. Latin Amerika'da siyasal anlamda Rus-Amerika rekabeti; ekonomik anlamda ise Çin-Amerika rekabeti görülüyor fakat son yıllarda Amerika'ya yakın kişilerin iktidara gelmesi, bu rekabeti geçici olarak Amerika lehine çevirmiş durumda. Ama Trump'ın Latin Amerika'ya yönelik tavrı bu şekilde devam ederse, Latinler alternatif arayışlara girecektir.'' ifadelerini kullandı.

- "İlişkilerde derinleşme dönemine geçmeliyiz"

Doç. Dr. Mehmet Özkan, Türkiye-Latin Amerika ilişkilerinde açılım döneminin bittiğini, derinleşme dönemine geçilmesi gerektiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

''Derinleşme demek çok boyutlu ilişkiler geliştirmektir. Türkiye, gayet iyi ilişkilere sahip olduğu Venezuela ve Kolombiya arasında kolaylaştırıcı ve arabulucu bir rol oynayabilir. Ekvador'da sınır güvenliği konularında siyasal ve teknik iş birliğine gidebilir. Tüm Latin Amerika'yı saran Venezuelalı mültecilerin yönetimi konusunda krizden etkilenen bütün ülkelerle Suriyeli mülteciler konusundaki tecrübesini paylaşabilir ve destek verebilir. Latin Amerika'da siyasal ağırlıklı yeni ve entegre bir dış politika vizyonuna ihtiyaç var, yoksa bugün ilişkilerin geldiği nokta artık maksimuma ulaşmış durumda."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :