Jeotermal enerjide devrim niteliğinde bir adım, Amerika Birleşik Devletleri’nden geldi. Nevada eyaletinde kurulan ve "Project Red" adı verilen 3 Megavatlık (MW) pilot tesis, yerkürenin kuru kayaçlarından elektrik üretimi gerçekleştirerek sektörde yeni bir dönemin kapılarını araladı.

Dünyada jeotermal enerjiden en fazla elektrik üreten ülke olan ABD, "Geliştirilmiş Jeotermal Sistem (EGS)" teknolojisi ile yüksek sıcaklıktaki su kaynaklarına ihtiyaç duymadan da enerji üretiminin mümkün olduğunu gösterdi. Geliştirilen teknoloji, yapay zekâ destekli sondaj yöntemleri ile sondaj maliyetlerini yüzde 60 oranında düşürerek 1000 USD/feet seviyesinden 300 USD/feet'e çekti. Aynı zamanda sondaj ilerleme hızlarında da kayda değer artışlar sağlandı.

Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, yeni teknolojinin jeotermal enerji üretimini dünyanın her noktasında mümkün kılacağını vurgulayarak, “Bu teknoloji, konvansiyonel kaynaklara bağımlılığı sona erdirerek sıcak kayaların da enerji kaynağı olarak kullanılabileceğini gösteriyor,” dedi.

"Project Red" projesinde, petrol ve kaya gazı sektöründe sıklıkla kullanılan hidrolik çatlatma yöntemi uygulanıyor. Yaklaşık 2500 metre derinlikte açılan kuyularda, yatay sondaj teknikleri ile hedeflenen kayaç formasyonlarında çatlaklar oluşturuluyor. Bu çatlaklar, seramik, kum ve reçine kaplı dolgu malzemeleriyle açık tutuluyor. Ardından, enjeksiyon kuyularına basılan soğuk su, yeraltındaki sıcak kayalarla ısınarak üretim kuyularından yüzeye çıkarılıyor ve elektrik üretiminde kullanılıyor. Enerjisi alınan su yeniden aynı sisteme yönlendirilerek döngüsel bir enerji üretimi sağlanıyor.

Nevada’daki pilot tesisin Google veri merkezlerine enerji sağladığını belirten Kındap, bunun jeotermal enerjinin teknolojik dönüşümünde önemli bir eşik olduğunu dile getirdi.

Yeni nesil EGS teknolojisinin yaygınlaşmasıyla birlikte, jeotermal enerji yalnızca volkanik bölgelerde değil, dünyanın hemen her yerinde temiz ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı olarak kullanılabilecek.