Kurtulmuş, AA Editör Masası'na konuk oldu

Kurtulmuş, AA Editör Masası'na konuk oldu

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (5)- "(Anayasa değişikliği) Cumhurbaşkanı kendi kabinesini kuracak ve KHK'lar ile bazı konularda çok daha hızlı bir şekilde karar alma imkanına sahip olacak. Ama bunun karşılığında da çok kuvvetli birtakım denetim mekanizmal

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, anayasa değişikliğine ilişkin, "Cumhurbaşkanı kendi kabinesini kuracak ve KHK'lar ile bazı konularda çok daha hızlı bir şekilde karar alma imkanına sahip olacak. Ama bunun karşılığında da çok kuvvetli birtakım denetim mekanizmalarıyla, kuvvetli birtakım hesap verme sonucuyla karşı karşıya kalacak." dedi.

Kurtulmuş, katıldığı Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulunarak, soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanlığı mekanizmasının 1961 ve 1982 Anayasaları'nda, mevcut bürokratik oligarşik sistemin emniyet supabı olarak tasarlandığını vurgulayan Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Zaten cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, arkasından da cumhurbaşkanlığı sistemine dönüş ihtiyacı da buradan kaynaklandı. Öyle bir mekanizma kurulmuştu ki bu mekanizma içerinde millet ne karar alırsa alsın, parlamentoya milletin iradesi nasıl yansırsa yansısın sistemi elinde bulunduran birtakım oligarşik güçler, sistemi istedikleri şekilde yönlendiriyorlardı. HSYK'sı, Anayasa Mahkemesi, askeri bürokrasi… Bütün bunlar üzerinden sistemi yönlendiriliyor ama bu yetmezse de cumhurbaşkanı üzerinden yönlendiriliyor."

Söz konusu nedenlerle cumhurbaşkanı seçimlerinin Türkiye'de kriz nedeni olduğuna ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin olağanüstü şartlarda yapıldığına dikkati çeken Kurtulmuş, "Çünkü orası önemli bir yerdi. Orası milletten ayrı, devleti koruyacak bir mekanizma olarak, milletten devleti koruyacak bir mekanizma olarak görüldüğü için oraya birilerinin seçtiği adamlar gelirdi. İşte 2007'deki 367 krizi. Niye 2007'de bir referandum ihtiyacı ortaya çıktı? Bakıldı ki bu bürokratik oligarşi milletin vekillerine, parlamentoda cumhurbaşkanı seçtirmiyor. Çünkü anladılar ki o parlamentoda istedikleri bir cumhurbaşkanı çıkmayacak, dolayısıyla buna mani olmak için 367'yi çıkarttılar. Bunun için de o günkü şartlarda AK Parti 'hodri meydan' dedi ve referanduma gitti, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini sağladı." diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, bugün cumhurbaşkanlığı sistemini eleştirenlerin önce geçmiş dönemde yaptıklarını şöyle gözden geçirmesi gerektiğini vurguladı:

"Bürokratik oligarşinin o ağır baskıları olmasaydı neredeyse sistemi kitleyen, parlamentoyu çalıştırmayan o 367 baskısı olmasaydı belki cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyor olmayacaktı. Dolayısıyla bu mekanizmanın ciddi bir şekilde değiştirilmesi söz konusuydu. Çok hayırlı da oldu. Aslında cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi kanaatimizce devrim niteliğinde bir adımdır. Yani kapalı kapılar ardında, falanca filanca ikna edilecek ve bir cumhurbaşkanı adayı ortaya çıkacak, bu garabet artık bir tarafa bırakıldı. Millet, seçim meydanlarında açık, şeffaf, demokratik bir kampanya sonucu adaylardan birisini seçecek ve bu görevi verecek."

- "Ecevit-Sezer tartışması Türkiye ekonomisini allak bullak etti"

Kurtulmuş, 1982 Anayasası'nda cumhurbaşkanının yüksek yetkilerine karşın sorumluluğunun az olduğuna işaret ederek, yeni düzenlemeyle yaşanan dengesizliğin giderileceğini bildirdi.

Geçmiş dönemlerde cumhurbaşkanları ile başbakanlar arasında çok ciddi tartışma ve çatışmaların yaşandığını anımsatan Kurtulmuş, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

"Rahmetli Bülent Ecevit, göreve getirdiği Ahmet Necdet Sezer'in kendi kafasına anayasa kitapçığı attığını hatırlıyoruz. Hatta daha öncelere gidip, Celal Bayar ile rahmetli Menderes arasındaki tartışmalar... Menderes'in 'illallah dedim artık, canımdan bezdim' dediği ortamlar, rahmetli Özal ile Yıldırım Akbulut'un arasında ihtilaflar... Özal ile Demirel arasındaki ihtilaflar... Zaten eski sistemde bile, şahıslardan uzak söylüyorum cumhurbaşkanı ile başbakan arasında işlerin tanımları gereği birtakım çatışmalar kaçınılmazdı, şimdi bunları ortadan kaldırıyoruz. Bu tartışmaların her birisi, şöyle geçmişe doğru bakarsanız, tek tek olaylar üzerinden gittiğinizde Türkiye'ye çok zaman kaybettirmiş olan tartışmalardır. Rahmetli Ecevit ve Ahmet Necdet Sezer'in o tartışması Türkiye ekonomisini allak bullak etmiş, sokaklarda esnafların yürüyüş yapıp, hükümeti eleştirecek noktada gösterilerin yapılmasına vesile olmuş ve Türkiye ekonomisi büyük bir türbülansın içine girmiştir."

Anayasa değişikliğiyle tartışmaların ortadan kalkacağını, cumhurbaşkanının bu kez hem yetkili hem de sorumluluğu olacağını anımsatan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cumhurbaşkanı kendi kabinesini kuracak, kanun hükmünde kararnamelerle bazı konularda çok daha hızlı bir şekilde karar alma imkanına sahip olacak ama bunun karşılığında da çok kuvvetli birtakım denetim mekanizmalarına, kuvvetli birtakım hesap verme sonucuyla karşı karşıya kalacak. Böyle olunca Türkiye daha hızlı kararlar alacak. Aradaki birtakım mekanizmalar devreden çıktığı için çok daha hızlı bir şekilde özellikle ekonomi alanında, dış politika gelişmeleri de göz önünde bulundurursanız bütün bunların hepsinde Türkiye çok daha hızlı karar alacak ve yoluna daha kuvvetli adımlarla devam edecek."

- "Bahçeli hiçbir pazarlığın içerisinde olmadan görüşlerini söyledi"

Anayasa değişikliği yapılmasının bir partinin hem sayısal hem de siyasal gücüne bağlı olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yapılacak değişiklik, çok partili siyasi hayatımızın başladığı zamandan itibaren tartışılmış, özellikle yoğun olarak da 12 Eylül sonrasında tartışılmış olan bir konudur. Demirel, Özal, Menderes hepsi bir başkanlık hayali kurdular. Nihayetinde imkanlara bağlı bir şey bu. Yani hem kamuoyunun buna hazır olması hem de parlamentodan bunu geçirebilecek bir gücünüzün olması gerekiyor. Çok açık söylüyoruz, eğer Sayın Devlet Bahçeli 'bu mevcut durumu düzeltmek lazım' demeci vererek bu süreci başlatmamış olsaydı, biz AK Parti olarak ne kadar bu sistemin gelmesini istiyor olursak olalım elimizdeki milletvekili sayısı belli. 316 tane oyunuz var. 316 oyla anayasayı değiştiremeyeceğinize göre ilave bir desteğe ihtiyaç vardı. Sağolsun Sayın Bahçeli de çok açık bir şekilde, hiçbir pazarlığın içerisinde olmadan görüşlerini söyledi ve onu takip ettik. Dolayısıyla her istediğiniz modeli her an kuramayabilirsiniz, kamuoyunun hazır olması lazım. Bunu yapabilecek meşru bir zeminin olması lazım. Bütün bunlar çok şükür bir araya geldi. Şimdi referanduma doğru gidiyoruz."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler