KİFAÇ İstişare ve İş Birliği Toplantısı

KİFAÇ İstişare ve İş Birliği Toplantısı

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun:- "Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak İstanbul'da bir müzik müzesi kuruyoruz. Müzenin onların (Romanlar) mahallesinin çok yakınında bir yere kurulmasını düşünüyoruz"- "Türkiye'yi sadece İstanbu

İSTANBUL (AA) - Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, "Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak İstanbul'da bir müzik müzesi kuruyoruz. Müzenin onların (Romanlar) mahallesinin çok yakınında bir yere kurulmasını düşünüyoruz." dedi.

Yaratıcı Kültür Endüstrilerinin Desteklenmesi Odaklı Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi Sözleşmesinin (KİFAÇ) İstişare ve İş Birliği Toplantısı, sivil toplum kuruluşlarının ve meslek birliklerinin katılımıyla İstanbul'da gerçekleştirildi.

Prof. Dr. Dursun, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'de kültürel ifadelerin çeşitliliğinin korunmasına yönelik yürütülen çalışmalara ilişkin bilgi verdi.

Bazı anılarını aktaran Dursun, Roman vatandaşların bir gün kendisini ziyarete geldiğini belirterek, "İfadeleri ve niyetleri tam da bugünkü konu. Kültürel ifadelerin çeşitliliğini ve bunun geliştirilmesini talep ediyorlar. Bu lafzı bilmiyor ve bu terminolojiyi kullanmıyorlar ama talepleri tam olarak bu. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak İstanbul'da bir müzik müzesi kuruyoruz. Müzenin onların (Romanlar) mahallesinin çok yakınında bir yere kurulmasını düşünüyoruz. Bundan kendilerine de bahsettim." diye konuştu.

Dursun, Romanların kendi kültürlerinin korunmasını istediklerini ve gençlerinin bu kültürden kopmamaları adına taleplerde bulunduklarını kaydederek, "Bu bizim önemli vazifelerimizden bir tanesi ve bu konuda anlaşmaya vardık." ifadelerini kullandı.

Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Platformunun kurulduğunu dile getiren Dursun, yapılan etkinliklerin ardından kendini Anadolu'da göstermeye başlayan platformun, kültürel çeşitliliği ifade ettiğinin altını çizdi.

- "Kültürel çeşitliliğin korunması ana misyonumuz"

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dursun, "Gençlik Buluşmaları" etkinliği kapsamında ise İstanbul'da yaşayan gençlerin, Nusaybin, Kızıltepe ve Midyat'taki gençlerle buluştuğunu ifade ederek, "(Etkinlikteki) Sunumları gençler yapıyor. Hep onlar konuşuyor, onları dinliyoruz. Sonra onlar üzerinde görüş belirtiyoruz. Ana temamız, Türkiye'nin kültürel çeşitliliği birlik içinde nasıl sağlanır? Kültürel çeşitliliğin korunması, bunun birlik ruhuna aykırı bir şekle dönüşmemesi ve bu çözümü başkalarının dışarıdan müdahalesine ve aklına ihtiyaç duymadan, Anadolu içinde ve kendi kendimize yapmamız ana misyonumuz." dedi.

Türkiye'nin her bölgesindeki kültürün korunması ve gelişmesine yönelik neler yapıldığını incelediklerini ve bunu gündeme aldıklarının altını çizen Dursun, şöyle devam etti:

"Türkiye'yi sadece İstanbul, Ankara ve metropollerden ibaret saymamak, kültürel çeşitliliğin farkına varmak ve bunun gelişmesine ön ayak olmak, bir süreden beri söyleyegeldiğimiz ve şu anda uygulamakta olduğumuz bir eylem biçimi. Bunu çok riskli bulabilirsiniz, bulabilirler ama bizim artık zaman kaybetmeden, bu kültürel çeşitliliği korumaya, geliştirmeye resmen resmen devlet ve bakanlık adına başlamamız lazımdı. Bir şekilde başladık. Özellikle somut olmayan kültürel miras konusunda bir dönem çok önemsemedik. Ancak son dönemde listelere girmek suretiyle bunu elde ettik. Bu kazanımlarla daha güçlü bir hale geldik. Fakat Avrupa'nın ve dışarının, bize bunları öğretirken, tavsiye ederken biraz da kendi içine bakması lazım. Kendilerinden olmayan kültürlerin temsilcilerine, kültürel çeşitlilik ve bu çeşitliliğin geliştirilmesi konusunda olumlu bakıyor mu, bakmıyor mu? Kültürel çeşitlilik olarak mı görüyor?"

- "Çok boyutlu bakmamız gerekiyor"

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Yönetim Kurulu Başkanı Öcal Oğuz da sözleşmenin UNESCO'nun kuruluşundan itibaren gelişerek son halini aldığını aktararak, "Kültürün korunmasına yönelik UNESCO dikkatleri, daha çok kültürel mirasın korunmasına yönelik başlamıştır. Bu uzun koruma hikayesinde somut objelerin korunması öncelik taşımıştır. Somut objelerden somut olmayana, somut olmayandan kültürün çeşitliliğine yönelik koruma fikri, süreç içinde gelişmiş, evrilmiş ve bu sözleşmeyle metinsel anlamda nihayetlenmiştir." dedi.

UNESCO'nun amacına da değinen Oğuz, şöyle konuştu:

"Kültürler, korunması gerektiği kadar, kalkınmanın da geleceğin inşasının da aracıdır, güçlü bir enstrümanıdır. Çok boyutlu olarak buna bakmamız gerekiyor. Bu çok boyutun içindeki aktörler de çok çeşitli. Bunlar içinde, sivil toplum kuruluşları hem içerik üretimi hem tüketimi bakımından çok önemli bir yerde duruyor. Zira içeriği üreten de tüketen de içinizden çıkıyor. Sivil toplum olarak nerede durmalısınız ki bu sözleşmelerin sağlamasını yapan kurumlar olarak varlığınızı güçlendirerek sürdürmelisiniz."

Öcal Oğuz, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu'nun dünyanın en eski komisyonlarından biri olduğunu ve bu yıl 70. yılını kutladıklarını belirterek, komisyonun Kültür ve Turizm Bakanlığı ile verimli bir çalışma içinde olduğunu dile getirdi.

- "Ülke politikasının oluşturulması doğrultusunda yapılacak ve paylaşılacak işler istişare edildi"

Telif Hakları Genel Müdürü Ziya Taşkent de Türkiye'nin de taraf ülkelerden biri olduğu KİFAÇ Sözleşmesine ilişkin bilgi vererek, şunları anlattı:

"Sözleşme gereğince ülkemiz tarafından yerine getirilmesi gereken yükümlülüklere ilişkin iş ve işlemlerin diğer kamu kurumları, ilgili sektörler ve sivil toplum kuruluşları nezdinde takibi ve ilgili kurumlar arası koordinasyonun yürütülmesi konusunda kültür endüstrileriyle yakın ilgisinden dolayı Bakanlık makamı onayı ile Telif Hakları Genel Müdürlüğü yetkili birim olarak belirlenmiştir. KİFAÇ Sözleşmesine taraf devletler, kültürel çeşitliliğin korunmasına ilişkin politika ve önlemleri belirlemek ve uygulamanın yanı sıra, bunları mali olarak desteklemekle de yükümlüdür. Ayrıca taraf devletlerin her 4 yılda bir UNESCO'ya sundukları raporlarında kültürel ifadelerin çeşitliliğini korumak ve geliştirmek için kendi ülkelerinde ve uluslararası düzeyde aldıkları önlemler hakkında bilgi verme yükümlülüğü de bulunmaktadır."

Sözleşmeye ilişkin Bakanlık birimleri tarafından ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla çeşitli toplantılar düzenlendiğine de dikkati çeken Taşkent, bu toplantıda ülke politikasının oluşturulması doğrultusunda yapılacak ve paylaşılacak işlerin istişare edildiğini vurguladı.

İki oturumun gerçekleştiği toplantıda, "2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri" ve "Uluslararası Kültürel Çeşitlilik Fonu" gibi çeşitli başlıklar ele alındı.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :