Kestane işçilerinin zorlu mesaisi

Kestane işçilerinin zorlu mesaisi

Türkiye'deki kestane üretiminde ilk sırada olan Aydın'da, kestane hasadına başlayan erkekler, cambaz gibi ağaçta, kadınlar da yerde çalışarak mesai harcıyor- Erkeklerin sırıklarla ağaçtan düşürdüğü dışı dikenli kestaneleri kadınlar eldivenlerle toplayıp ç

AYDIN (AA) - FERDİ UZUN - Türkiye'de kestane üretiminin en fazla olduğu Aydın'da, hasada başlayan erkekler, ağaçlar üzerinde cambaz gibi hareket ederken, kadınlar da yere düşen dikenli ürünleri topluyor.

Sultanhisar ilçesindeki çoğu üretici, kestane hasat sezonu başlamadan 2-3 ay önce yaklaşık bin 500 rakımlı yaylalara göç edip yılın 6 ayını burada geçiriyor.

Gün doğumuyla yaşları 30 ila 60 arasındaki ağaçların bulunduğu bölgeye giden erkekler, güvenlik önlemi olmadan çıktıkları ağaçlardan sırıklarla kestaneleri yere düşürüyor.

Kadınlar da ellerine giydikleri eldivenlerle dışı dikenli kestaneleri yerden tek tek toplayıp yanlarında taşıdıkları çuvala ya da sepete dolduruyor.

Kadınların topladığı kestaneler yine erkekler tarafından çuvallarla temiz bir bölgeye taşınıyor. Üzeri otlarla örtülen kestaneler sulama işleminin ardından 15-20 gün kurutulmaya bırakılıyor.

Kurutulan kestaneler daha sonra özel bir makineden geçirilip temizlendikten sonra satışa hazır hale getiriliyor.

- İç piyasada Bursa'ya ihracatta İtalya'ya kestane gönderiyorlar

Sultanhisar Ziraat Odası Başkanı Bilal Tarhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Aydın'da üretilen kestanenin kaliteli olduğunu, gıda piyasasına en uygun ürün tipinin burada yetiştiğini belirtti.

Ağustos ayındaki doludan dolayı geçen yıla göre rekoltede düşüş yaşandığını dile getiren Tarhan, "Türkiye'deki 65 bin tonluk kestane üretiminin 25 bin tonu burada üretiliyor. İnce kabuklu ve kolay soyulduğu için tercih ediliyor. İç piyasada en çok Bursa'ya mal satıyoruz. Yaklaşık 3 bin 500 ton kestaneyi ihraç ediyoruz. Bu ihracatın yüzde 50'sini İtalya'ya gönderiyoruz." diye konuştu.

- Ağaç üstünde cambazlık yapıyorlar

Cevat Karaman, 25 yıldır ağaçlara çıkıp sırıkla kestane düşürdüğünü anlatarak, "Bu aslında çok zor bir iş. Herkesin yapacağı bir iş değil. Ağacın başına çıkınca çok zorlanıyoruz. Yukarıda dengede durmak gerçekten çok zor. Bir bakıma cambazlık yapıyoruz. Ama sonuçta ekmek parası mecburuz." dedi.

Kahraman İnci de ağacın tepesinde durmanın kabiliyet isteğini dile getirerek, "Sabah erken saatlerde gelip ağacın tepesine çıkıyoruz. Bazı zamanlar rüzgar oluyor ve dengede durmakta çok zorlanıyoruz. Ağaçların bazıları çok yüksek olduğu için onun tepesinde durmak ve aynı anda iş yapmak gerçekten zor oluyor." diye konuştu.

24 yaşındaki Yeliz Kılınç, iki çocuğu ve eşiyle mayıs ayının sonunda yaylaya geldiklerini, yılın 6 ayını burada geçirdiklerini anlattı.

Kılınç, "Ekmeğimiz buradan çıkıyor. Zorluğu var tabii. Ama bizim karnımız bu işten doyuyor. Mecbur çalışıp ekmeğimizi kazanacağız. İşimiz zor olduğu kadar da zevkli. Burada tüm kadınlar birlikte oluyoruz ve çalışıyoruz." ifadesini kullandı.

- "Elimiz, kolumuz, belimiz her yerimiz ağrıyor"

İşçilerden 58 yaşındaki Huriye Deveci, kestane toplamanın zor ve zahmetli olduğuna dikkati çekerek, "Sonuçta dağdayız. Yoruluyoruz. Yokuş inip çıkıyoruz. Evden buraya sonra yeniden eve gidiyoruz. Hem tarla işi hem de ev işi derken bir bakıyoruz güneş batmış ve yeniden doğmuş." değerlendirmede bulundu.

Günfer Altıntaş da mesailerinin sabah namazından sonra başladığını belirterek, "Zorlu bir güne 'Merhaba' diyoruz. Çalışırken elimiz, kolumuz, belimiz her yerimiz ağrıyor. Çünkü sürekli eğiliyorsunuz. Özellikle kestanenin dikenli olması bizi çok etkiliyor." sözlerine yer verdi.


AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :