"Kavala, Gezi kalkışmasının organizatör ve finansörü"

"Kavala, Gezi kalkışmasının organizatör ve finansörü"

Gezi Parkı odaklı olaylara ilişkin iddianameden:- "Gezi Parkı kalkışmasının, yapılan soruşturma sonucunda bir tertibat olduğu ve bu tertibatta Gürcistan, Sırbistan, Ukrayna ve Arap ülkelerinde meydana gelen halk ayaklanmalarında önemli bir aktör olduğu an

İSTANBUL (AA) - Gezi Parkı odaklı olaylara ilişkin iddianamede, yapılan soruşturma sonucunda Gezi Parkı kalkışmasının, bir tertibat olduğu belirtilerek, bu tertibatta Gürcistan, Sırbistan, Ukrayna ve Arap ülkelerinde meydana gelen halk ayaklanmalarında önemli bir aktör olduğu anlaşılan George Soros tarafından kurulmuş olan Açık Toplum Enstitüsü Danışma Kurulu Üyesi Mehmet Osman Kavala'nın organizatör şahıs ve finansör olduğunun anlaşıldığı belirtildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve gönderildiği İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 657 sayfalık iddianamede, sanıkların eylemlerinin değerlendirilmesine yer verildi.

İddianamede, sanıklardan Mehmet Osman Kavala'nın, 2001-2006 yılları arasında, uluslararası spekülatör olarak tanınan George Soros'un kurduğu Açık Toplum Enstitüsü'nün danışma kurulu üyeliğini yaptığı anlatılarak, bir dönem Açık Toplum Vakfının Yönetim Kurulu üyesi ve Soros'tan aldığı fonla faaliyetlerini yürüttüğüne yönelik bilgiler bulunan Anadolu Kültür AŞ'nin yönetiminde olan Kavala'nın telefon görüşmelerine bakıldığında, soruşturma kapsamında iletişimleri tespit edilen çok sayıda şüpheli ile irtibat ve faaliyetlerinin belirlendiği ifade edildi.

Kavala'nın Gezi kalkışması sürecinin öncesi ve sonrasında diğer sanıklarla bu faaliyetler kapsamında çok sayıda seyahatinin olduğunun tespit edildiği vurgulanan iddianamede, şunlar kaydedildi:

"Soruşturmada elde edilen delillere genel olarak bakıldığında Gezi kalkışmasının organizatörlüğü ve finansörlüğünü yaptığı, bu amaçla 'Gezi Parkı direnişinin' derinleştirilip Anadolu'ya yaygınlaştırılması için özellikle Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Yiğit Aksakoğlu, Taksim Dayanışmasından Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Taksim Platformu ile Garaj İstanbul, Baraka, Anadolu Jam, Kent Forumları gibi oluşum ve çalışma grupları oluşturarak toplantı, forum, panel, yaz kampları düzenlenmesi gibi çok sayıda faaliyette bulunmuş ve desteklemiştir. Diğer taraftan Can Dündar gibi bir kısım şahıslarla yeni bir medya kuruluşu kurulması faaliyetlerini yürütmüş, ayrıca Memet Ali Alabora ile irtibata geçerek yabancı şahıslarla yapılacak bir toplantıdan bahsedip davet etmiş ve sanatçılarla ilgili çalışmalar yapmış, belediye başkanlık seçimleriyle ilgili karşı bir blok oluşturmak amaçlı Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman gibi şahıslarla çalışmalar yapmıştır."

İddianamede, bu kapsamda sanıkların "sivil itaatsizlik" adını verdikleri, devlet güçleri ile çatışmaya dönüştürülmesi amaçlanan eylemlerin nasıl ve hangi yönde ilerleyeceğini istişare ederek ve yönlendirmelerde bulunarak görüşmeler yapıldığı anlatılarak, bu amaçla gizli ve açık toplantı grupları oluşturulup Avrupa'dan bu olaylara destek verilmesi için yurt dışı çalışmalarda bulunduğu anlatıldı.

- "Yurt dışından yabancı eğitmenler getirilmiştir"

Özellikle Brüksel'de Gezi kalkışması ile ilgili sergi açılması maksadıyla çalışmalar, Türkiye'ye uluslararası biber gazı ambargosu konulması, video, film, sergi hazırlanması, yurt içi ve yurt dışında gösterilmesi, rapor hazırlanarak Avrupa'da, AB Komisyonu, AİHM gibi yerlere sunulması gibi faaliyetlerde bulunulduğu belirtilen iddianamede, şu ifadelere yer verildi:

"Bu faaliyetler için Anadolu Kültür AŞ Depo, Cezayir Restoran ve yine Yiğit Aksakoğlu, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu'nun kullandığı anlaşılan ofis gibi yerlerde toplantılar yapılmış, bu eğitimler için de yurt içi ve yurt dışından yabancı eğitmenler getirilmiştir. Faaliyetlerle ilgili Açık Toplum Vakfının Anadolu Kültür AŞ üzerinden kaynak sağlandığı anlaşılmıştır."

İddianamede, tüm bu faaliyetlerle Gezi kalkışmasının Türkiye'ye yaygınlaştırılması ve
derinleştirilerek devam etmesi, Gezi ile ortaya çıkan durumdan yararlanılmasının amaçlandığının tespit edildiği kaydedildi.

Kavala'nın, sanıklardan Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve Yiğit Aksakoğlu ile yaptığı görüşmede, yapılan faaliyetlerin amacını, kendilerince kurgulanan ve toplumsal eylem ve kaosa dönüştürülmek istenen olaylar sürecinin başlangıç noktası olarak belirledikleri eylem biçimleri olarak kendince özetlendiği anlatılan iddianamede, "Bu faaliyetler Gene Sharp metotlarının Gezi kalkışmasında kullanılması, OTPOR hareketlerinin yaygınlaştırılması, kendilerince kurgulanan ve toplumsal eylem ve kaosa dönüştürülmek istenen olaylar sürecinin başlangıç noktası olarak belirledikleri eylem biçimi olan sivil itaatsizlik adını verdikleri devlet güçleri ile çatışmaya dönüştürülmesi amaçlanan eylemlerin ve devam eden süreçlerle ilgili eğitim verilmesini kapsamakta ve Mehmet Osman Kavala tarafından maddi manevi desteklendiği görülmektedir." değerlendirmesine yer verildi.

- "Profesyonel eylemci yetiştirilmesi amaçlanmış"

İddianamede, Gezi kalkışmasının enerjisinin azalmasından dolayı amaçsal birliktelik içerisinde olan sanıkların tedirgin olduğu belirtilerek, bu nedenle bizzat Mehmet Osman Kavala'nın talimatları ile Gezi kalkışmasının derinleştirilmesi ve Anadolu’ya yayılması ve profesyonel eylemci yetiştirilmesi amacıyla toplantılar ve organizasyonlar yapıldığı kaydedildi.

İddianamede, Gezi kalkışmasının Türkiye'ye yaygınlaştırılması ve devamlılığının sağlanması amacıyla, çok sayıda yerli ve yabancı iş adamı, gazeteci, televizyoncu, akademisyen ile irtibatlı olan Kavala'nın, Türkiye'de bulunan yabancı büyükelçiler ve Avrupa Birliği Komisyonu gibi dış bağlantı görüşmelerinin bulunduğu anlatıldı.

Kavala'nın hakkında siyasi ve askeri casusluk, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs ve FETÖ/PDY terör örgütüne yardım etmek suçlarından yargılaması devam eden ve firari olarak aranmasının yanı sıra bu dava kapsamında hakkında yakalama kararı bulunan sanık Can Dündar ile 2016 yılında yurt dışında irtibat kurarak görüştüklerinin anlaşıldığı belirtildi.

İddianamede, sanığın yaptığı bazı telefon görüşmesinde gaz maskesi alınması yönünde konuşmalarının olduğu vurgulandı.

- "Alabora, sivil itaatsizlik kursuna katıldı

İddianamede, sanıklardan Memet Ali Alabora'nın İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü, Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesinde yüksek lisans, profesyonel olarak oyunculuk, tiyatro, sinema ve televizyon yapımında rol aldığı, bir süre Müjdat Gezen Sanat Merkezinde öğretim üyesi olarak görev yaptığı anlatıldı.

Garaj İstanbul'un kurucularından olan Alabora'nın Oyuncular Sendikasının genel başkanlığını da yürüttüğü belirtilen iddianamede, "Mi Minör"ün sanığın ilk yönetmenlik deneyimi olduğu vurgulandı.

İddianamede, Alabora'nın, Mehmet Osman Kavala ve onunla irtibatlı olan Hakan Temel Tahmaz ile irtibatlı olduğu belirtilerek, Alabora'nın bir kısım sanıklarla birlikte Mısır'a giderek, Ivan Marovic'in kendilerince kurgulanan, toplumsal eylem ve kaosa dönüştürülmek istenen olaylar sürecinin başlangıç noktası olarak belirledikleri eylem biçimi olan sivil itaatsizlik kursuna katıldığının değerlendirildiği ifade edildi.

Bu çalışmalar kapsamında, sanık Alabora'nın Türkiye'ye döndükten sonra, hükümete karşı ayaklanma çağrısı yapılan "Mi Minor" isimli tiyatro oyununu sergilemeye başladığı vurgulanarak, "Gezi kalkışmasında, diğer oyuncu, sanatçıları ve halkı eyleme davet ederek 'Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hala anlamadın mı?' şeklinde Twittler ile ayaklanma çağrıları yaptığı, etki ajanlığı yaptığı anlaşılmıştır." denildi.

İddianamede, Gezi Parkı kalkışmasının, yapılan soruşturma sonucunda bir tertibat olduğu ve bu tertibatta Gürcistan, Sırbistan, Ukrayna ve Arap ülkelerinde meydana gelen halk ayaklanmalarında önemli bir aktör olduğu anlaşılan George Soros tarafından kurulmuş olan Açık Toplum Enstitüsü Danışma Kurulu Üyesi Mehmet Osman Kavala'nın organizatör şahıs ve finansör olduğu ifade edildi.

- "Alabora'nın etki ajanlığı yaptığı anlaşılmıştır"

Sanık Memet Ali Alabora ve arkadaşlarının Kavala'nın yönlendirmeleri doğrultusunda olayların örgütlenmesini gerçekleştirdiklerinin anlaşıldığına işaret edilerek, şunlar kaydedildi:

"Memet Ali Alabora ve birlikte hareket ettiği şahısların çıkan olayların alevlendirilmesi için Twitter üzerinde örgütlenme gerçekleştirdiği, PKK, DHKP/C, MLKP gibi sol terör örgütü üye ve yandaşlarını, Oyuncular Sendikası aracılığı ile tiyatro ve sinema oyuncularını etki ajanlığı yaparak sokak eylemlerine çekmeye çalıştığı tespit edilmiştir."

Elde edilen tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, şahısların birbirleri ile irtibatlı oldukları, aralarında atılı suça özgü hiyerarşik ve iş bölümüne dayanan bir ilişkinin bulunduğu aktarılan iddianamede, şu ifadelere yer verildi:

"Sanıkların koordineli olarak hareket ettikleri, Gezi kalkışmasını genişletmek, derinleştirilerek tüm Türkiye'ye yaymak, bir taraftan da bu şiddet eylemleri öncesinde kendilerince kurgulanan, toplumsal eylem ve kaosa dönüştürülmek istenen olaylar sürecinin başlangıç noktası olarak belirledikleri eylem biçimi olan sözde sivil itaatsizlik olarak adlandırılan eylemlerin yaygınlaştırılması için profesyonel eylemci yetiştirmek amacıyla gizli ve açık toplantılar ve eğitimler yaptıkları, yurt dışından eğitimciler getirdikleri, Mehmet Osman Kavala'nın Taksim Dayanışması, Taksim Platformu gibi örgütlenmeleri kontrol ederek yönlendirdiği, sanatçı, siyasetçi vb. birçok meslek grubu içerisinde olan kişilerle toplantılar yaptıkları, Avrupa Birliği, Avrupa Komisyonu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi yerde görevli şahıslarla görüşmeler yapılarak Gezi kalkışması ile ilgili kamuoyu oluşturulması için çalışmalar yaptıkları, bu amaçla sergi, panel düzenledikleri, film ve video vb. hazırladıkları anlaşılmıştır. Gezi parkı kalkışmasında da görüldüğü üzere eylemlerin başlatılması ile birlikte terör örgütlerinin cebir ve şiddet içeren molotof atma, mala zarar verme, güvenlik güçlerine ve kendilerine destek olmayan sivil halka saldırı şeklinde şiddet içeren eylemleri gerçekleştirdikleri görülmüştür."

İddianamede, sanık Alabora'nın Gezi odaklı eylemler sırasında yaptığı röportajlar konuşmalar ve sosyal medya paylaşımlarına da yer verildi.

- "İşimiz var, devrim yapacağız"

Sanıklardan Ayşe Mücella Yapıcı'nın da Ayşe Mücella Yapıcı'nın sorumlu olduğu Taksim Dayanışması Twitter adresinden Gezi kalkışmasında halkın sokağa çıkması, eylemlere katılması için yoğun çağrılar yapıldığı anlatılarak, sanığın kışkırtıcı ve provakatif söylemlerde bulunarak devletin güvenlik güçlerine yönelik aşağılayıcı paylaşımlarda bulunduğu kaydedildi.

Yapıcı'nın Taksim Dayanışmasının basın açıklamalarında aynı şekilde yönlendirmeler ve çağrılar yaptığı anlatılarak, sanığın Gezi kalkışmasıyla ilgili birçok görüşmesinde "İşimiz var, devrim yapacağız." dediği aktarıldı.

İddianamede, sanık Yapıcı'nın Gezi Parkı odaklı eylemler sırasında yaptığı basın açıklamaları ve fotoğrafları ile iletişim tespit tutanaklarındaki bazı konuşmalarına da yer verildi.

- Can Dündar

Firari sanıklardan Can Dündar'ın Gezi kalkışmasının Türkiye'ye yaygınlaştırılması ve devamlılığının sağlanması amacıyla televizyon kanalı ve internet sitesi kurulması faaliyetleriyle ilgili Yol TV'nin alınması yönünde çalışmalar ve görüşmeler yaptığının anlaşıldığı belirtilerek, sosyal medya paylaşımlarında, Gezi kalkışmasıyla ilgili provokatif paylaşımlarının bulunduğu anlatıldı.

İddianamede, Memet Ali Alabora, Can Dündar ve arkadaşlarının Mehmet Osman Kavala'nın yönlendirmeleri doğrultusunda olayların örgütlenmesini gerçekleştirdiklerinin anlaşıldığı vurgulandı.

İddianamede, sanık Dündar'ın eylemlerin başında provokasyon amacıyla yaptığı "Gerekirse gidip o TOMA'ların önüne yatacağım başka yolu yok" başlıklı konuşmasında insanları galeyana getirmeye ve yönlendirmeye çalıştığı ifade edilerek, olayları engellemeye çalışan emniyet mensuplarına yönelik olay yerinde bulunan terör örgütü mensuplarının direncini artırmaya çalıştığı, organizasyon içerisinde kendisine verilen "etki ajanlığı" görev ve faaliyetini yürüttüğünün anlaşıldığı kaydedildi.

Sanık Can Dündar'ın telefon görüşmesinde, "Türkiye'de oradaki örgütlenmeyi diri tutacak bir tür profesyonel desteğe ihtiyaçları var. Bizim de hani profesyonel bir şey kadro var ve bunu buna çatı olacak finans sağlayacak yapıya ihtiyacımız var." şeklinde ifadeler kullandığının tespit edildiği anlatıldı.

İddianamede, Can Dündar'ın bu konuşmayla eylemleri yayma ve uluslararası kamuoyunu yönlendirme faaliyetini yürüttüğünün tespit edildiği vurgulanarak, elde edilen tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde Mehmet Osman Kavala'nın bir kısım medya mensupları ile irtibata geçerek yeni bir medya yapılanması içerisine girmeye çalıştığı belirlendiği kaydedildi.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :