Kadın ve Demokrasi Buluşması

Kadın ve Demokrasi Buluşması

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (3)- "Dedemiz Fatih, karadan yürüttü gemileri, biz de denizin altından yürütüyoruz. Özelliğimiz bu. Bu dağdakilerin böyle bir derdi var mı? Dağdakilerle beraber hareket edenlerin böyle bir derdi var mı? İşte onun için şurada ne kald

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrasya Tünel'inde denizin altından arabayla ulaşım sağlandığını belirterek, "Dedemiz Fatih, karadan yürüttü gemileri, biz de denizin altından yürütüyoruz. Özelliğimiz bu. Bu dağdakilerin böyle bir derdi var mı? Dağdakilerle beraber hareket edenlerin böyle bir derdi var mı? İşte onun için şurada ne kaldı, 40 gün. Durmak yok. Kapı kapı dolaşmaya var mıyız?" dedi.

Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneğinin (KADEM) Abdi İpekçi Spor Salonu'nda düzenlediği Kadın ve Demokrasi Buluşması'ndaki konuşmasında, anayasa değişikliği referandumunda "evet" denilince, 18 yaşındaki gençleri, parlamentoya taşımak suretiyle ülkenin kaderinde söz sahibi yapacaklarını söyledi.

"Evet" denilerek ülkenin geleceğine yönelik atılacak diğer bir adımın, kadınların da 18 yaşında parlamentoda olma şansını yakalaması olduğunu dile getiren Erdoğan, 30 yaşı 25'e kendilerinin çektiğini, bunu da 18'e indireceklerini anlattı.

Gençliğe inandıklarını, kadına ve gence güvendiklerini, bunun da başarılacağını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bununla da kalmayacağız. Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapılırken bunlar gençleri köprünün altına getiriyorlar. Neymiş? Yapılamaz. Hatta o günlerde neler yazdı gazeteler. Hatırlayın. 'Buralara, kulelerin altına dinamit yerleştirebilirler, canlı bombalar buralara gelebilir.' Bunlar yazıldı, çizildi. Bunların istihbaratı alındı. Çünkü bunların bu ülkede dikili ağacı yok. Bunların bu ülkede herhangi bir yatırımı, hizmeti yok. Bunlara rağmen biz bu ülkeyi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkartacağız. Bunun hiç başka çıkar yolu yok. Yavuz Sultan Selim Köprüsü bitti mi? Bitti. İşte bu, 'evet' diyenlerin eseridir."

Osmangazi Köprüsü ve Avrasya Tüneli'nin de 'evet' diyenlerin eseri olduğunu dile getiren Erdoğan, "Dedemiz Fatih, karadan yürüttü gemileri, biz de denizin altından yürütüyoruz. Özelliğimiz bu. Bu dağdakilerin böyle bir derdi var mı? Dağdakilerle beraber hareket edenlerin böyle bir derdi var mı? İşte onun için şurada ne kaldı, 40 gün. Durmak yok. Kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Bu işin Allah'ın izniyle ipi sizin elinizde. Onun için çok çalışacağız. Sizin gayretinizi çok önemsiyorum. Zaferin anahtarını sizde görüyorum. Bunun için de durmak yok, yola devam."

- "Barışın simgesi evettir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin geçen 14 yılda ekonomide olduğu gibi demokraside de çok büyük fedakarlıklar yaparak mesafeler aldığını söyledi.

Erdoğan "Şimdi ne diyorlar? Ekonomi felaket. Ne felaketi ya. Türkiye'nin ekonomisi felaket olsa... 18 Mart Çanakkale Köprüsü ihale edildi. Rakam ne biliyor musunuz? 10 milyar doların üzerinde. Biz buna para vermiyoruz. İki Türk firmasıyla iki Kore firması birlikte bunu yap-işlet-devret ile şu anda almış vaziyetteler ve arazi düzleme çalışmaları başladı, sondajlar yapılacak ve 18 Mart'ta da temelini atacağız." dedi.

Edirne'den gelenlerin artık İstanbul'u dolaşıp gitmeyeceğini ifade eden Erdoğan, 15 yıl önce "yol medeniyettir" diyerek yola çıktıklarını, "su medeniyettir" diyerek İstanbul'u suya kavuşturduklarını anlattı.

Barışın simgesinin "evet" olduğunu, barışın "hayır"dan geçmeyeceğini belirten Erdoğan, hep birlikte el ele, omuz omuza verileceğine inandığını dile getirdi.

Erdoğan, "Sizden yürekleri patlatırcasına bir cevap bekliyorum. Biz niye 'evet' diyoruz? Söyleyeyim. Tek millet için evet." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "tek millet için", "tek bayrak için", "tek vatan için", "tek devlet için" sözlerine salondakiler "evet" karşılığını verdi.

Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Romanıyla, Abazasıyla 80 milyonun tek millet olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Onlar, milletimizi parçaladılar. Biz birleştirdik. Niçin? Biz, Yaradılanı Yaradandan ötürü sevdik. Bizim farkımız bu. Tek bayrak dedik. Şu bayrağımızın güzelliğini görüyor musunuz? Rengi şehidimizin kanı, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehidimizin ta kendisi." diye konuştu.

"Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır/Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır" dizelerini seslendiren Erdoğan, bu toprağın uğrunda ölenleri 15 Temmuz gecesi gördüklerini, onların "evet"çi olduğunu, "evet" diyerek yürüdüklerini, "hayır"cı olmadıklarını, "hayır" diyenlerin karşısına dikildiklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"F16'larla vatandaşıma bomba yağdıranlar, işte bugünün hayırcıları. Bunu belki eleştirenler olacak ama ben gerçekleri söylüyorum, söylemekle de mükellefim. Çünkü biz bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız ve böyle yürüyeceğiz. 249 şehit verdik, 2 bin 193 gazi verdik. Eğer bir toprak uğrunda kan akıtılıyorsa vatan olur. Aksi takdirde vatan olmaz. İşte bu vatan 780 bin kilometrekareyle uğrunda kanlar akıtılmış, kanla hercümerç olmuş bir vatan."

Erdoğan, o akşam köprüye, külliyeye yürüyenlerin, o akşam adeta sokağa çıkarak meydanlara yürüyenlerin, "Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın/Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın/Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk'ın/Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın" dizelerini söylediklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sen bu gence nasıl güvenmezsin. Bu hanım kardeşlerime nasıl güvenmezsin. 11 hanım kardeşim şehit oldu o gece. Kamyonetin direksiyonundaki hanım kardeşimizi gördük değil mi? Nasıl yürüyordu. Mesele bu ya. İşte 'evet' burada yatıyor. Çünkü onlar bir şeye inanmışlardı. 'Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda/Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda/Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda' diyerek yürüyorlardı. Buna inananları kimse yıldıramaz." diye konuştu.

Konuşması sırasında, Bakara Suresinin 154. ayetini okuyan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Onlar diridirler ama siz bilemezsiniz. Onlar ölmedi, onlar diri. Onlar bizi izlediler. Onlar bizi takip ediyorlar. İnşallah Rabbim bizleri onlarla beraber sevgili Peygamberimizin Liva-ül-Hamd ismiyle müsemma sancağı altında bir araya getirsin. Beraber yürüyeceğiz. Boşu boşuna Nene Hatunlar demiyoruz. Çünkü bu milletin anneleri oralardan geliyor. Hatice validemizden geliyor. Ben Hatice validemizi çok severim çünkü sevgili Peygamberimizin en önemli yol arkadaşı oydu. O görevi ilk aldığı anda, ona en önemli şefkat eli ilk ondan geldi. O ürktüğü, korktuğu o anda Hz. Hatice validemiz yanındaydı. Ebedi aleme göçene kadar sevgili Peygamberimizle o mücadelede yol arkadaşlığını aynen devam ettirdi. İşte ben karşımdaki bu topluluğu Hatice validemizin izinde görüyorum. Sizleri kutluyorum. Ayşe validemizin izinde görüyorum ve sizleri kutluyorum."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler