Kadın diplomatlar hariciyeyi anlattı (1)
Araştırma ve Güvenlik İşleri Genel Müdürü Taşhan:- "Mozambik'te 5 buçuk sene kaldım. İlk defa sefaret açan kadın büyükelçi oldum. Bu da bana ayrıca bir mutluluk veriyor. Kolay değildi ama zor olması da güzeldi"- Teftiş Kurulu Üyesi Vekili Kaleli:- "Dışişl
ANKARA (AA) - NAZLI YÜZBAŞIOĞLU - Dışişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Üyesi Vekili Büyükelçi Serra Kaleli, "Dışişleri Bakanlığı, kadın diplomatlara çok hüsnükabul göstermiş, belki hayatlarını kolaylaştırmış bir yer. Ama ne pozitif ne de negatif ayrımcılık görmedim." dedi.
Kadın çalışan sayısı son yıllarda büyük oranda artan Dışişleri Bakanlığında üst düzey görevleri yürüten kadın büyükelçiler, kadınların Türk dış politikasının oluşturulması ve yürütülmesindeki rolünün yanı sıra 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
- "İlk defa sefaret açan kadın büyükelçi oldum"
Bakanlığın 4 kadın genel müdüründen biri olan Araştırma ve Güvenlik İşleri Genel Müdürü Büyükelçi Aylin Taşhan, yurt dışında yüksek lisans yaptığı sırada yabancıların Türkiye'yi yeterince tanımadığını, hatta bazı ön yargılarla yanlış tanıdığını gözlemlediğinde diplomat olmaya karar verdiğini belirtti.
Uzak ülkelerde ve farklı kültürlerde görev yapmasını gerektiren meslek hayatı boyunca ailesinin desteğini hissettiğini söyleyen Taşhan, "Ben farklı kültürleri tanımayı severim. Dolayısıyla farklı kültürlerde yaşayarak mesleğimi yapmaktan memnuniyet duydum. Ben mesleklere kadın erkek diye ayrım yaparak değil, eşit bakarım. Dışişleri Bakanlığına girişimden bu yana 30 seneden fazla zaman geçmiş. Bu mesleği seçtiğim için her gün mutlu oldum." dedi.
Son yıllarda bakanlığın kadın personel sayısındaki artıştan duyduğu memnuniyeti dile getiren Taşhan, "Kadınların bu mesleğe kazandırdığı çok şey var. Kadınlar, bu mesleğe zarif ve yumuşak tarzlarıyla farklı şekillerde katkıda bulunuyorlar. " diye konuştu.
Kadınların da aynı anda birçok şeyi organize edebilme yeteneğine sahip olduğuna dikkati çeken Taşhan, "Kadınların farklı konulara farklı yaklaşımları vardır, daha yumuşak belki de, kendi karakterlerinden kaynaklanan. Bunun diplomasiye çok olumlu yansıdığını düşünüyorum." dedi.
Kadınların her meslekte sayılarının artması gerektiğini belirten Taşhan, Afrika’nın güneyindeki ülkelerde kadınların her meslekte ve sosyal hayatta daha fazla yer almaları için belli programlar uygulandığını belirterek, "Mesela bu bölgedeki bazı ülkeler parlamentolarının yüzde ellisi neden kadın değil diye eleştiriliyor. Mozambik'te neredeyse bakanlar kurulunun yarısı, neredeyse parlamentonun yarısına yakını kadın. İnşallah bizim ülkemizde de kadınlarımızın yaşamın her alanında ve siyasette mevcudiyetleri artar." dedi.
- "Bizim meslek daha çok bir yaşam biçimi"
Bakanlıktaki üst düzey görevlerden Teftiş Kurulu üyesi vekilliğini yürüten Büyükelçi Serra Kaleli de, mesleğini seçerken diplomatlığın heyecan veren kısmına odaklandığını belirterek, "Ailemin 'nereden çıktı, uzaklara gideceksin' gibi bir yaklaşımı olmadı. Hep çok desteklediler. Annem, babam, kardeşlerim... Bizim meslek daha çok bir yaşam biçimi. Uzaklarda yaşıyorsunuz, uzaklarda hayat kuruyorsunuz. Sadece hayat kurmak değil, bir performansınızın olması lazım orada çünkü bir görevle gidiyorsunuz. Hepsine bir anda konsantre oluyorsunuz." diye konuştu.
Görevi gereği bulunduğu yabancı ülkeleri de ev gibi hissettiğini belirten Kaleli, "Ev gibi hissedip sevmezseniz, bağlanmazsanız, alışmazsanız çok zor. Hep aklınız Ankara'daki evinizde kalırsa orada layıkıyla iş yapamazsınız. O şehir, o ülke, o an sizin eviniz, yurdunuz. Orada yaşayacaksınız, çalışacaksınız ve o evden çıkıp her gün o misyona gideceksiniz ve orada işinizi hakkıyla yapacaksınız." dedi.
Evli ve bir kızı olduğunu belirten Kaleli, diplomatik yaşamın temposunda iş ve ev dengesini kurmanın zor olduğu söyledi. Diplomatların genellikle meslektaşlarıyla evli olduklarına dikkati çeken Kaleli, "Benim eşim de Bakanlıktan ve bana çok destek olur. Bu bir yaşam biçimi ve aynı meslekten olunca birbirinizi daha iyi anlıyorsunuz." diye konuştu.
- "Heyet ağırlayacaksak hem işi, hem de masa örtüsünü düşünüyoruz"
Kadınların duygu dünyasının erkeklerden farklı olduğunu belirten Kaleli, ‘Biz kadınlar birçok şeyi aynı anda yapmak zorundayız. Evliyiz, çocuk büyütüyoruz, evin düzenini sağlıyoruz. Ben bazen bu bakımdan erkek meslektaşlarıma özenmişimdir. Mesela büyük bir davet olacak, heyet gelecek. Eşine telefon açıyor, 'yarın evde 30 kişilik yemek var, ayarlayalım' diyor. Benim arayıp da 30 kişilik yemek var, ayarlayalım diyeceğim bir eşim yok. Erkek eşinize de bunu söylemiyorsunuz tabii. Her şeyi kendimiz düşünmeli, düzenlemeliyiz. Ben heyet geleceğini ilk duyduğum zaman ya da yemek olacağı günü tespit ettiğim zaman ilk iş evdeki masa örtüsü, yemek takımları, alışverişi, menüyü düşünüyorum." ifadelerinde bulundu.
Kadınların şefkat, bir olaya başka bir yönden bakabilmek gibi özelliklerinin diplomasiye önemli katkılarının olduğunu belirten Kaleli, şöyle devam etti:
Bazen bir ülkede uzun süre ailenizle temas edemezsiniz. Telefon düşmez, hat yoktur, saatlerce çevirirsiniz. Ama şimdi öyle imkansızlıklar yok. Şimdi her şey elimizin altında, her yer yakın. Böyle kolaylıklar olduğu için de genç kızlarımızın, yeni mezunların bu mesleğe girmesini teşvik etmek sadece doğal bir şey olur. Bizim zamanımızda genel ortam daha zorlayıcıydı. Dışişleri Bakanlığı, kadın diplomatlara çok hüsnükabul göstermiş, hayatlarını kolaylaştırmış bir yer. Ben ne pozitif, ne de negatif ayrımcılık gördüm. Pakistan'a tayin olan ilk kadın meslek memuruyum. İslamabad’a 1990 yılında gittim. Ben çok sevdim, güçlük yaşamadım. Benden sonra da İslamabad'a o seviyede hep kadın diplomatlar atandı."
- "ASALA terörü nedeniyle çelik yelek de giydim, tabanca da taşıdım"
Diplomat olmaya 1968'de Ankara Kolejinde lise öğrencisiyken karar verdiğini söyleyen Dışişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Büyükelçi Ayşenur Alpaslan da yabancı dil öğrenirken dünyanın değişik yerlerinden öğrencilerle mektup arkadaşlığı yaptığını, onlarla mektuplaştıkça da yabancı diyarlara, değişik ülkelere artan ilgisi nedeniyle diplomat olmayı seçtiğini söyledi.
Dışişleri Bakanlığında 40 yıldır çalışan, ve bakanlığın en kıdemli diplomatı olan Alpaslan, mesleğinde çok güzel anılarının da olduğunu belirterek, sıkıntı ve heyecan yaşadığı günleri ise, şöyle anlattı.
"ASALA terörü biz bakanlığa girdiğimizde bizi çok üzen, çok tedirdin eden her gün bir meslektaşımızın bir büyüğümüzün vefat haberini aldığımız günlerdi. Biz de tehdit altındaydık. Ondan dolayı çelik yelek giydiğimi, tabanca taşıdığımı, evde o terörün nefesini ensemizde hissettiğimi çok iyi hatırlarım."
Aile ve iş dengesinin önemine dikkati çeken Alpaslan, Dış Ticaret Müsteşarlığında çalışan eşinin kendisine her zaman destek olduğunu vurguladı.
Kadınların titiz ve farklı bakış açısının diplomasiye yansıdığını belirten Alpaslan, "Bir de kadınların meseleleri daha yumuşak ele alma tarafları da var. Her iki tarafı da dinlemek, ani karar vermemek, ön yargılı davranmamak... Büyükelçiliklerde de misyonların düzeninden ikametgahların çalışma şekline kadar, kadın olmanın kendini gösterdiği bir avantaj var." dedi.
Dışişleri Bakanlığında kadın diplomatların artmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Alpaslan, "Üst düzey görevlerde şu anda 5 kadınız. Ben ilk kadın Teftiş Kurulu Başkanı oldum. Bundan mutluluk ve şeref duyuyorum. Onun dışında, 4 genel müdürümüz var. Daha önemli, daha üst düzey görevlerde ve daha fazla önemli yurt dışı misyonlarda daha fazla kadın olması gerektiğini düşünüyorum." diye konuştu.
(Sürecek)
AA
Kaynak:
