ANTALYA (AA) - Adalet Bakan Yardımcısı Bilal Uçar, istinaf kanun yolunun, davaların makul bir sürede adil bir şekilde görülmesine katkı sağlayıp yargıya olan güveni artıracağını belirterek, "İstinaf kanun yolunun faaliyete geçmesiyle Yargıtay'a ve Danıştay'a giden dosya sayısında çok ciddi azalma olacaktır." dedi.

Türkiye Adalet Akademisi tarafından Kundu'da bir otelde düzenlenen, "İstinaf Mahkemeleri Muhtemel Sorunları ve Çözüm Önerileri Uluslararası Çalıştayı" başladı.

Çalıştayda konuşan Uçar, bakanlığın ve hükümetin son yıllarda yargı alanında pek çok reform gerçekleştirdiğini belirterek, özellikle yargılamada etkinlik ve verimi artırmak, yargılama sürelerini kısaltmak ve adaletin tam olarak tesisini sağlamak üzere birçok reformun uygulamaya konulduğunu söyledi.

Bu çalışmalar kapsamında istinaf kanun yolunu da sisteme kazandırdıklarını ifade eden Uçar, istinaf mahkemelerinin hayata geçirilmesinin, yargı sisteminde gerçekleştirdikleri en önemli yapısal değişikliklerden biri olduğunu anlattı.

Uçar, "Yargının iş yükünün daha iyi yönetilmesi, daha kaliteli bir adalet hizmeti sunulması ve ülkede adil yargılanma hakkının daha güçlü bir şekilde garanti alınması bakımından istinaf mahkemelerinin hayati bir rol oynayacağını değerlendirmekteyiz." diye konuştu.

İstinaf sisteminin Türkiye'de aslında yabancı olmadığını anlatan Uçar, istinaf mahkemelerinin gerekliliğinin Türkiye'de sürekli tartışıldığına dikkati çekti.

Uçar, 1932 yılından başlayarak, 1963, 1977, 1978, 1993 yıllarında istinaf mahkemelerinin kurulmasına ilişkin yasa taslaklarının hazırlandığını vurguladı.

Avrupa Birliğine katılım süreciyle birlikte istinaf mahkemelerinin kurulmasının yeniden gündeme geldiğini dile getiren Uçar, bu süreçte adli yargıda 2004 yılında 5235 sayılı kanun ile 2014 yılında ise idari yargıda 6545 sayılı kanun ile istinaf mahkemelerinin kurulduğunu söyledi.

- "Adaletin tam olarak tesisine katkı sağlayacak"

Uçar, istinaf mahkemelerinin ardında uzun yılların hazırlık çalışmasının bulunduğunu anlatarak, şunları kaydetti:

"İstinaf kanun yolu, davaların makul bir sürede adil bir şekilde görülmesine katkı sağlayacak ve bu sistem yargıya olan güveni de artıracaktır. İlk derece mahkemelerinden gelen dosyaları makul sürede gözden geçirecek, gerekli gördüğü hallerde delil incelemesi, bilirkişi incelemesi yaptırabilecek ve tanık dinleyebilecektir. Bu durum da adaletin tam olarak tesisine katkı sağlayacaktır."

Bir temyiz mahkemesi olarak Yargıtay ve Danıştay'ın asıl görevinin adli ve idari yargıda ilk derece mahkemelerince verilen kararların hukuka uygunluğunu denetlemek olduğunu belirten Uçar, "Ancak özellikle adli yargıda Yargıtay, uygulamada mahkeme hükmünün sadece hukuka uygunluğunu denetlemekle yetinmemekte, maddi mesele denetimi de yapmaktadır." dedi.

Uçar, "İstinaf kanun yolunun faaliyete geçmesiyle Yargıtay'a ve Danıştay'a giden dosya sayısında çok ciddi azalma olacaktır." ifadesini kullandı.

İlk aşamada Ankara, Antalya, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir ve Samsun olmak üzere yedi yerde faaliyete geçen istinaf mahkemelerinin sayısının 15'e çıkarılmasını planladıklarını vurgulayan Uçar, istinaf mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle Yargıtay ve Danıştay'ın ellerinde dosyaları karara bağlamaları için iki yıllık geçiş sürecini öngördüklerini belirtti.

- "Osmanlı'da olan bir sistemdi"

Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Yılmaz Akçil de istinaf mahkemeleriyle birlikte beklentinin de fazla olduğunu söyledi.

İstinaf mahkemelerinin Osmanlı'da var olan bir sistem olduğuna dikkati çeken Akçil, Cumhuriyet döneminin başında istinaf sisteminden vazgeçildiğini ancak vergi sisteminde bunun 1982 yılına kadar devam ettiğini söyledi.

Akçil, söz konusu sempozyumda değerlendirme yaparak, istinaf mahkemelerinin neyi yapıp neyi yapmayacağı konusunda çizgi belirleneceğini sözlerine ekledi.

Konuşmaların ardından çalıştay basına kapalı devam etti.

Program, 20 Mayıs'ta sona erecek.

AA