KASTAMONU (AA) - ÖMER ERİM BAŞTİMAR - Kastamonu'daki bir caminin imam hatibi Yusuf Dalkılıç, hayırseverlerin desteğiyle her gün yatsı namazının ardından cemaate yemek ve tatlı ikram ediyor.

Kent merkezindeki Pırlaklar Camisi imam hatibi Dalkılıç, buradaki görevinin yanı sıra özellikle engelliler, yaşlılar ve gençlere çeşitli konularda destek sağlamaya çalışıyor.

Hayırseverlerin katkısıyla, her gün yatsı namazının ardından cemaate yemek ve tatlı ikramında bulanan Dalkılıç, ardından vatandaşlarla çay içip sohbet ediyor.

Camide namaz vakitlerinin ardından çocuklara Kur'an öğreten Dalkılıç, 9 yaşındaki bir kızın da koruyucu aileliğini üstleniyor.

Dalkılıç, AA muhabirine, Sinoplu olduğunu, 30 yıldır da Kastamonu'da görev yaptığını söyledi.

"Benim için imamlık, yaşamımın yüzde 30'u. Kalan yüzde 70'i de her alanda insana hizmettir." ifadelerini kullanan Dalkılıç, imamların birçok alanda öncü olması gerektiğini belirtti.

Cemaatin sıkıntılarını, zaman zaman diğer kurumlardan da yardım alarak gidermeye çalıştığını anlatan Dalkılıç, camiye gelen üniversite öğrencilerinin sorularını yanıtladığını, sorunlarını çözmeye çalıştığını, bazen onlarla piknik yaptığını dile getirdi.

- Engellilere destek veriyor

Dalkılıç, camilerinde geçen dönem görme engelli 8 öğrenciye Braille alfabesiyle Kur'an-ı Kerim eğitimi verdiklerini bildirdi.

Görme engelli vatandaşlara beyaz baston temin ettiklerini de belirten Dalkılıç, "Bu işlerde para yok. Bu işlerde gönüllülük, adanmışlık önemli. Diyanet İşleri Başkanlığının bize söylediği de budur, işinizde gönüllü olun." diye konuştu.

Dalkılıç, camideki ikramları gönlünden gelerek yaptığını ifade etti.

- Bir çocuğun koruyucu ailesi oldu

Çocukları çok sevdiği için Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü yetkilileriyle temas kurduğunu ifade eden Dalkılıç, görüşmeler sonucu 2 yıl önce Zehra adlı çocuğun koruyucu ailesi olduklarını söyledi.

Kendisinin de 2 çocuğu bulunduğunu anlatan Dalkılıç, şunları kaydetti:

"Zehra ile 3 çocuğum oldu. Zehra şimdi 9 yaşında. Dördüncü sınıfa gidecek, dersleri iyi. Diğer çocuklarım 10 ve 11 yaşlarında, onlara ağabey, abla diyor. Zehra, öz çocuğumdan farksız. Ailesi sevgi evine bırakmıştı. Allah razı olsun, sevgi evlerinde devletimiz tüm imkanları tanımış çocuklara. Ama yine de aile ortamı bir çocuk için çok önemli. Bize yükü yok, sofraya bir tabak fazla koymak hiçbir aileye zarar vermez. Peygamberimiz de 10 çocuğa koruyucu ailelik yapmıştır."

AA