İlim Yayma Cemiyeti 65. Kuruluş Yıl Dönümü

İlim Yayma Cemiyeti 65. Kuruluş Yıl Dönümü

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)- "3 yıl önce Gezi olayları sırasında yaşanan hadiseleri sanki ülkede bir iç savaş yaşanıyormuş gibi gösteren, bu yönde yayın yapan Batılı medya kuruluşları ülkemizde kamp kurmuşlardı. Sonra manşetlerini, sayfalarını, sütunlarını

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3 yıl önce Gezi olayları sırasında yaşananları, sanki "ülkede bir iç savaş yaşanıyormuş gibi" gösteren, bu yönde yayın yapan Batılı medya kuruluşlarının ülkede kamp kurduğunu belirterek, "Sonra manşetlerini, sayfalarını, sütunlarını 'Türkiye teröre destek veriyor' kara propagandasına hasrettiler. Bu arada basın yayın özgürlüğü üzerinden ülkemizi karalamak için her türlü çabayı gösterdiler. Şu anda Paralel Devlet Yapılanması bunu yapmıyor mu? Türkiye'de başarılı olamayınca Batı'nın değişik ülkelerinde Paralel Devlet Yapılanması'nın medya unsurları, oralarda ülkemiz aleyhinde kampanyalar sürdürüyor, aleyhimizde iftira kampanyaları yürütüyor." dedi.

Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen İlim Yayma Cemiyeti 65. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni ve 61. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Kut'ül Amare Zaferi'nin 100. yıl dönümünün şanına ve manasına yakışır şekilde kutlandığını hatırlattı.

Kut'ül Amare'nin, bu milletin Avrupa ülkeleri tarafından "hasta adam" olarak ilan edildiği, topraklarının paylaşıldığı, beka mücadelesi kritik bir dönemde kazandığı abidevi bir zafer olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Ama buna 'Hayır ben bunu zafer olarak kabul etmiyorum, etmeyeceğim' diyen bazı ayağı yere değmeyen, kendini bilmez, haddini bilmez tipler de var. Ama onlara rağmen bu zaferi inkar edemeyecekler." diye konuştu.

Yıllarca unutturulmaya, hafızalardan silinmeye çalışılan Kut'ül Amare Zaferi'nin ülkedeki çarpık tarih anlayışını da gözler önüne serdiğini anlatan Erdoğan, bu zaferin ders kitaplarında "kuru birkaç kelime" ile geçiştirilmeye çalışıldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihin bir milletin hafızası olmasının yanı sıra geleceğine ışık tuttuğunu, ilham verdiğini, yol gösteren kayıtlar olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Biz, tarihimizden sadece ibret almayız, aynı zamanda kuvvet alırız kuvvet. Bu bizim için çok önemli. Bu sebeple bir millet eğer tarih sahnesinden silinmek, müstemleke haline getirilmek isteniyorsa, öncelikle yapılması gereken şey, o milleti tarihsiz hale getirmektir. Bugüne kadar yapılan da budur. Demek ki 'Yalnız Türkleri değil, onların tarihini de yenmek lazım' anlayışıyla hareket edenler, bu milleti tarihinden koparmak, hatta tarihinden utanır haline getirmeyi hedeflemişlerdir. Kut'ül Amare Zaferimizin onca ihtişamına, onca ehemmiyetine rağmen bu milletin kitaplarından, evlatlarımızın zihninden kazınmasının sebebi işte budur. Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak alçak bir ölüm varsa işte ancak budur."

- "Onlar istedikleri kadar karalasınlar"

Yenilen tarafın yaşanan hezimetin ve sonuçlarının gayet iyi farkında olduğunu, kaybedeceklerini anladıkları andan itibaren bu utancı gizlemek için büyük çaba sarf ettiğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Görevlendirdikleri ajanları vasıtasıyla Kut şehrindeki askerlerin salıverilmesi karşılığında Halil Paşa'ya tam 1 milyon pound değerinde altın teklif etmişlerdir. Bunda başarılı olamayınca bu sefer zaferi itibarsız hale getirmek için adeta kendileri kazanmış gibi yansıtmaya çalışmışlardır. 1 Temmuz 1916'da Daily Mail gazetesinin ilk sayfasında basılan ve General Townshend'i bir yanında bir Osmanlı subayı ile otomobil üzerinde gösteren fotoğrafın altında şu ifadeler yer alıyordu: Kut kahramanı İstanbul'da. Halbuki general, İstanbul'da esir olarak bulunuyor. Osmanlı'nın nezaketi sebebiyle kendisine ihtimam gösteriliyordu. Olayın aslı bu. Ancak bu fotoğraf bile o zamanki yönetimi rahatsız etmiştir. Bu fotoğrafın 'temiz dövüşen Türk' algısını pekiştireceğini, Türkleri sempatik göstereceğini düşünen İngiliz Dışişleri Bakanı bunun önüne geçmek ister. Türklerle ilgili şu şekilde tezvirat yapılmasını ister, bunun talimatını verir: Türkler Ermenileri katletti. Lübnan Hristiyanlarını itilaf güçlerine sempati duydukları için kasten açlığa mahkum etti. Bize karşı sempati duyan Türkleri ve Arapları asıyor ya da vuruyorlar. Mısır ve Hindistan'da zorbalık ve suikast hareketlerine giriştiler. İşte bu tür yalanlarla, iftiralarla büyük bir kara propaganda başlattılar. Sonraki yıllarda da basında bu minvalde haberlere sıkça rastlanıyordu. Bugün yok mu? Aynı şeyi bugün yapmıyorlar mı? Aynı şeyi bugün yapıyorlar. Onlar istedikleri kadar karalasınlar, evet biz inanıyoruz, güçlüyüz ve yolumuza aynen bu şekilde devam edeceğiz."

- "Yalanın envaiçeşidi şu anda onlarda var"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bölgeyi kendi çıkarları için dizayn etmek isteyenlerin, o dönemde basın yayın kuruluşlarını silah gibi kullandığını, 100 yıl sonra aynısını bugün de yaptığını söyledi.

Suriye, Irak, Güneydoğu Anadolu'daki olaylar konusunda aynı yaklaşımın ürünü haberlere, manşetlere, sosyal medya kampanyalarına şahit olunduğunu anlatan Erdoğan, "3 yıl önce Gezi olayları sırasında yaşanan hadiseleri, sanki ülkede bir iç savaş yaşanıyormuş gibi gösteren, bu yönde yayın yapan Batılı medya kuruluşları, ülkemizde kamp kurmuşlardı. Sonra manşetlerini, sayfalarını, sütunlarını 'Türkiye teröre destek veriyor' kara propagandasına hasrettiler. Bu arada basın yayın özgürlüğü üzerinden ülkemizi karalamak için her türlü çabayı gösterdiler. Şu anda Paralel Devlet Yapılanması bunu yapmıyor mu? Türkiye'de başarılı olamayınca Batı'nın değişik ülkelerinde Paralel Devlet Yapılanması'nın medya unsurları, oralarda ülkemiz aleyhinde kampanyalar sürdürüyor, aleyhimizde iftira kampanyaları yürütüyor. Yalanın envaiçeşidi şu anda onlarda var. Çünkü onlar da takiyeci ve bunu da başarıyla yürütüyorlar." ifadelerini kullandı.

Söz konusu yapılamadan ciddi bir kısmının cezaevlerinde olduğunu, bir kısmının kaçıp gittiğini belirten Erdoğan, "Dedik ya 'İnlerine gireceğiz'. Girdik, giriyoruz. Söylüyorum, bu ten bu canda oldukça bu ümmete ihanet eden kim olursa olsun bunların üzerine sonuna kadar gideceğiz." dedi.

- "Bu millet, kendi göbeğini kendisi kesecektir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'de bir enstitüde konferans vermek üzere gittiğini hatırlatarak, şunları anlattı:

"O kadar enteresan ki... Konferans vereceğim enstitünün önüne geldik, baktık karşıda PKK bayrakları, bir tarafta ASALA. Bir de baktık ki bir tarafta da Paralel Devlet Yapılanması. Ya bunlar ne zamandan böyle dost oldular? Ne zamandan beri bunlar bu kadar ahbaptılar? Tabii o çok iyi bir fotoğraf karesiydi. Niye? Hala gaflet içerisinde olan o samimi kardeşlerimiz, hani 'Tabanı ibadet' diyoruz ya, o tabanı ibadette kalan kardeşlerimiz temenni ederim ki bu işten kurtulurlar. Çünkü tabanı ibadet, ortası ticaret, tavan ihanet. Bunların yapısı bu."

Adi suçlardan, terör suçlarından, ajanlıktan hüküm giymiş, tutuklanmış kişilerin "Gazeteciler hapse atılıyor" diye dünya kamuoyuna yutturulmaya çalışıldığını belirten Erdoğan, "Hala devam ediyorlar. Peki siz, Suriye rejiminin katlettiği onlarca gazetecinin hiç haber olduğunu duydunuz mu? Gazze'de öldürülen gazeteciler için herhangi bir kampanya yürütüldüğünü gördünüz mü? Kendi ülkelerinde gizli bilgileri ifşa ettikleri için ofisleri basılanlara dair raporlar yayımlandığını, dünyanın ayağa kaldırıldığını hiç işittiniz mi?" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör konusunda da aynı çifte standarda, aynı ikircikli tavra şahit olunduğunu ifade ederek, "Biz, 'PYD, YPG terör örgütüdür' diyoruz, çok enterasan ABD'de savunma bakanı ayrı şey söylüyor, öbür tarafta sözcü ayrı şey söylüyor. Diyor ki "YPG'yi, PYD'yi terör örgütü olarak kabul etmiyoruz'. Bu nasıl bir şeydir? Kendileriyle konuştuğumuzda bize artık farklı konuşuyorlar, ama bakıyorsunuz ki sırtımızı dönüyoruz, bunlar farklı şeyler söylüyorlar. Öyleyse bu millet, kendi göbeğini kendisi kesecektir. Başka bunun çaresi yok. Hani şair diyor ya 'Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz dünyaya millet, milliyet nedir öğretmişiz'. İşte bunu yapacağız." dedi.

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :