HİSDER’de selefilik konuşuldu

HİSDER’de selefilik konuşuldu

HİSDER’de Selefilik akımını anlatan Prof. Dr. Seyit Bahçıvan, “Selefiler kendilerinden olmayanlara ‘sapık, mürted ve müşrik’ olarak bakıyorlar. Gittikleri yerlerde kavga ve çatışma çıkarıyorlar” dedi.

Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin Pazartesi Sohbetleri’nde sapkın mezheplerden Selefilik konuşuldu.

NEÜ İlâhiyat Fak. Temel İslam Bilimleri, İslam Mezhepleri Tarihi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seyit Bahçıvan, İslâm’ı en iyi bilen ve anlayan sahabe neslinin “Altın Nesil” olduğunu ifade ederek “Bu dönemden uzaklaştıkça bu “selef” denilen sahabe neslinden ve yaşayışından biraz uzaklaşmalar oldu, İslâm’da olmayan şeyler geldi, bulaştı, biad’atler ortaya çıktı. Bunu biraz aslına dönüştürelim. İlk nesildekiler gibi yaşamaya çalışalım. Kur’an ve sünnetten alarak İslam’ı ona göre yaşamaya çalışalım” deniliyor. Bunu Hambeli olan İbni Teymiye gündeme getiriyor.  İşte ‘aradaki aracıları mümkün mertebe ortadan kaldıralım. Tarikatlarsa aramıza giren şeyhleri aramızdan kaldıralım’ gibi o dönemde bir algı meydana geliyor” dedi.

“Selefilere göre namazı olmayan mümin değil”

Selefiye’ye esas ciddi davetin kendisine “Vahabilik” de denilen Muhammed bin Abdulvahab’dan itibaren başladığına dikkati çeken Prof. Dr. Seyit Bahçıvan, tasavvuf ve felsefeye karşı olan ve kendilerinden olmayanlara sıcak bakmayan selefiler ile Selefilik düşüncesi hakkında bilgi verdi. Burada namazdan örnek veren Prof. Dr. Bahçıvan, “Ahmed bin Hambel, “Namaz kılmayan bir adam mü’min değildir. mü’min ile kâfiri birbirinden ayıran şey namazdır” demek suretiyle bu işi sıkı tutuyor. Ahmed bin Hambel, Vahhabiler ve Selefilerin dışında, bizde ise, namazı tembellikten veya şu, bu sebepten dolayı kılmayı ihmal ediyorsa bu adam gene mümin olmaya devam eder. Amma kâfir ve dört dörtlük bir mümin değildir. Ama bu adamı iman dairesinden dışarıya atamayız. Selefilere göre namazı olmayan mümin değildir.” diye konuştu.

“Vahhabilere göre tesbih de bidat oluyor”

Vahabilerin bid’at dediği şeyleri ibadet bazında; “kabir ziyareti, şefaat, camiler (sade olur, minaresi olmaz, kubbesi olmaz, süslü püslü minber ve mihrabı olmaz, aşırı tezniyat olmaz) bunların tümü bid’attir diyorlar” şeklinde sayan Prof. Bahçıvan, şahit olduğu bir olayı dinleyicilerle paylaştı: “Tesbih de bidat. Kur’an ve azanı teganni ile okumak da bidat. Yatırlara gidip çabut asmak da bidat. Kandil ve mevlid bidat. Hatta bidatin de ötesinde o kişiyi şirke de götürür diyorlar. Şefaat ya Resulüllah diyemezsiniz. Derseniz şirke girersiniz. Efendimiz’e ‘Seyyidina Muhammed’ derseniz bu da bidat. Böyle garip şeyleri var. Ben aralarında 15 yıl yaşadım. Kulaklarımla bizzat şahit olduğum bir olayı anlatayım. Medine-i Münevvere’de Efendimiz aleyhisselatı vesselam’ı ziyaret ediyoruz. Efendimizin huzurundan geçerken bir gariban heyecanla gelmiş, eliyle öpeyim diye parmaklıklara dokununca; görevli “dokunma, bidat şirk” dedi. Bu eylem şirk olunca, bunu yapan da müşrik oluyor. Müşrik ne demek? İslâm’la alakasını koparmış bir adam demek. Bu adam bilmediğinden veya cehaletinden yapıyor. Şirk diyeceğine böyle yapma kardeşim, bunun doğrusu şu şekildedir dersen olmaz mı? Bunlarda kaba, sert ve çölde yaşayan bir İslâm tazı var.”

“Selefi olmayanlar sapık ve müşrik oluyor”

Selefilerin Afganistan’da, Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Türk Cumhuriyetleri’nde, Irak ve Suriye’de dahil gittikleri her yerde, özellikle Sünnilerin yaşadıkları bölgelerde halkın arasında büyük problemler çıkardıklarını, kavga ve çatışmaya girdiklerini kaydeden Bahçıvan, kendilerinden olmayanları “sapık”, “mürted”, müşrik” olarak gördüklerini söyledi.

El-Kaide’den IŞİD’e, Boko Haram’dan pek çok hareketleri Vahhabilerin finanse ettiklerini öne süren Bahçıvan, Suudi Arabistan bölgesinde petrol çıktıktan sonra Mısır’da da Selefilik ile Vahhabiliğin yaygınlaştığına dikkati çekti. “Vahhabilerin Selefilerin hızlı bir kolu” olduğunu belirten Bahçıvan, her Vahabi’nin selefi olduğunu fakat her selefinin Vahabi olmadığına işaret ederek IŞİD’in beyin takımı ve idarecilerinin Müslüman olmadığını ifade etti.

Sohbetin soru-cevap bölümünde kendisine sorulan soruları da cevaplandıran Bahçıvan, Suudlar ile Vahhabiliğin önünü İngilizlerin açtığını ve dünyayı karıştırdıklarını söyledi. Prof. Dr. Seyit Bahçıvan’a, HİSDER’in teşekkür plaketini ise eski Millî Boksörlerden Hasan Oğuz ile Hisder Başkan Yardımcısı Mustafa Dündar birlikte verdiler.