"Hepimizin tepkisi ezana dönük saygısızlığa yönelik"

"Hepimizin tepkisi ezana dönük saygısızlığa yönelik"

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: (2)- "Ezanın, Türkiye'de ideolojik bir dayatma olduğuna ve belli bir kesimin haşa günde beş vakit hakimiyetini ilan etmesi için kullanılan bir şey olduğuna dair açıklamalar, yürüyüşe katılanların birçoğu tarafından da dile get

ANKARA (AA) - AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Ezanın, Türkiye'de ideolojik bir dayatma olduğuna ve belli bir kesimin haşa günde beş vakit hakimiyetini ilan etmesi için kullanılan bir şey olduğuna dair açıklamalar, bu yürüyüşe katılanların birçoğu tarafından da dile getiriliyor. Dolayısıyla hepimizin tepkisi, ezana dönük bir saygısızlığa yöneliktir." dedi.

AK Parti Sözcüsü Çelik, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu, soruları yanıtladı.

Çelik, Osmanlı donanmasının sefere çıkmadan önce, Akdeniz'i Türk gölü haline getiren büyük Türk denizcisi Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa'nın Beşiktaş'taki türbesini selamlama geleneğinin, Mavi Vatan-2019 Tatbikatı'nın ardından Türk Deniz Kuvvetlerince yeniden başlatıldığını hatırlattı.

Akdeniz'in bugün Avrupa Birliği ve Batı dünyasının duyarsızlığı ile Afrika ve Ortadoğu'daki istikrarsızlıklar neticesinde ortaya çıkan büyük dramların sahnesi haline geldiğini vurgulayan Çelik, Türkiye'nin Akdeniz'deki meşru haklarına Yunanistan ve Rum kesimi tarafından birtakım tacizlerin olduğu bir dönemde bu geleneğin ihya edilmesiyle son derece güçlü bir mesaj verildiğini kaydetti.

- "Son zamanlarda çok fazla yalan haber yapıldı"

Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında Mısır yönetimine yakın bir dergide son derece ahlak dışı, hiçbir şekilde saygıyla karşılanmayacak ve saygısızca birtakım tutumlarda bulunulduğuna dikkati çekerek, bu tür olayların ciddiye alınmaması gerektiğini ancak özellikle son zamanlarda çok fazla yalan haber yapıldığını söyledi.

Çelik, sözlerine şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında 'Kudüs'ü, İsrail'in başkenti olarak tanıdığı ya da tanımaya hazırlandığı' şeklinde ifadeler yer alıyor. Bilenler için komik, bunu yapanlar için ise maalesef sadece kendi hanelerine yazılacak saygısız bir işe imza atıyorlar. Bu tür propagandalardan Cumhurbaşkanımız etkilenmez. Cumhurbaşkanımızın İslam ve Arap dünyasındaki imajı etkilenmez. Bu propagandayı yapanlar sadece kendi kendilerine bir not vermiş oluyorlar. O not da sokaktaki insanların, vicdanı ve duası Türkiye'yle olan insanların herhangi bir şekilde geçer not vereceği bir not olmaz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kudüs konusundaki hassasiyetini İsrail basınının da çok iyi bildiğini vurgulayan Çelik, "Türkiye'de bir tek Kılıçdaroğlu duymamıştı Birleşmiş Milletler konuşmasını. Anlaşılan Mısır yönetimi de bu tip yalan haberlerle, çevresine yakın yayın organlarıyla bunu örtbas edebileceğini düşünüyor. Bu yayınları da bir kere daha kınadığımızı ifade etmek istiyorum." değerlendirmesinde bulundu.

- "Yürüyüşe katılanların açıklamaları analiz edildi"

Taksim'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde ezanın protesto edildiği iddialarını değerlendiren Çelik, yürüyüşü organize edenlerin, ezanın protesto edilmesine yönelik bir amaçlarının olmadığını söylediğini belirtti.

Çelik, söz konusu görüntüleri inceleyip sosyal medya araştırması yaptıklarını da belirterek, "Taksim'deki yürüyüşe katılanların konu hakkındaki tweetleri ve birtakım açıklamaları analiz ettirdik. Bahsettiğiniz şekilde bir açıklama var. Fakat çok sayıda açıklama kendilerinin ezanı protesto ettiklerini ve orada bulunurken de burada ifade etmek istemediğim, kendilerinin hesaplaşmasının sadece ataerkil kültürle olmadığı, İslam dini ve ezanla da hesaplaşma içerisinde olduğuna dair. Onları incelediğinizde ve yürüyüşte bulunup da 'Bunu yaptık' diyen çok sayıda kişinin hesabını incelediğinizde böyle bir tablo ortaya çıkıyor." ifadelerini kullandı.

Çelik, sözlerine şöyle devam etti:

"Burada mesele şu, ne zaman 'ezan, kutsal, milletimizi millet yapan değerler'le ilgili bir saygısızlık söz konusu olsa Cumhuriyet Halk Partisi herhangi bir şekilde ses vermiyor. Biz bu konuyla ilgili hassasiyetimizi gündeme getirdiğimizde, bu hassasiyet gündeme geldiği andan itibaren bunun böyle olmadığını, gerçeğin böyle olmadığını ispat gayretine düşüyorlar. İspat gayretine düşerken Cumhuriyet Halk Partisi yöneticilerine, sözcülerine tavsiyemiz şudur. Ezan, bayrak konusunda, milletimizi millet yapan değerler konusunda hassasiyetlerini vurgulasınlar. O hassasiyetlerinin altını çizsinler, ondan sonra söyleyecekleri cümleyi söylesinler. Ezana, bayrağa saygısızlık onları çoğu kez ilgilendirmiyor ama arkasından bunları gündeme getirdiğimiz zaman başka tür birtakım hassasiyetleri ortaya sunuyorlar. Ezanın, Türkiye'de ideolojik bir dayatma olduğuna ve belli bir kesimin haşa günde beş vakit hakimiyetini ilan etmesi için kullanılan bir şey olduğuna dair açıklamalar, bu yürüyüşe katılanların birçoğu tarafından da dile getiriliyor. Dolayısıyla hepimizin tepkisi, ezana dönük bir saygısızlığa yöneliktir."

Ezanın, bu ülkenin semalarında ebediyen okunması ve ezan sesinin kalplerde yankılanması için büyük bir bedel ödendiğine işaret eden Çelik, "Bu bedel milletimizin hak edilmiş, bu ülkeyi vatan yaparken hak edilmiş sayıda bir bedeldir. 'Türkçe ezan' meselesinden beri bunu yakın bir şekilde takip ediyoruz. Bu bir şekilde kampanya olarak devam edegeliyor." dedi.

Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tabii ki vatandaşımız bu konuda hassasiyet göstermektedir. Tabii ki ezan konusunda hassasiyet, millet olma hassasiyetinin bir gereğidir. Ayrıca İslami bir hassasiyettir. Ezan konusunda milletimizin hassasiyeti, onu millet yapan unsurların başında gelmektedir. Dolayısıyla bu tepkiler normaldir ama o bahsettiğiniz tür, herhangi bir şekilde şiddete yol açan veya dükkanların basılması ya da birtakım insanlara şiddet davetiyesi gibisinden birtakım şeylere asla sıcak gözle bakmayız. Çünkü Türkiye bir hukuk devletidir. Protestolar, demokratik ve hukuki sınırlar içerisinde kalmalıdır. Vatandaşlarımızın da bu hassasiyetlerini dile getirme hakları vardır ama dükkanlara girilmesi, insanların taciz ve tehdit edilmesi gibi bir şey yok. Tam tersine 'Ben ezanı ve İslam dinini de protesto ediyorum. Orada düdükleri bunun için çaldık.' diyenlerden yoğun bir şekilde tehdit ve taciz mesajları gelmektedir."

(Sürecek)

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :