Halk şiirinin en güzel aşk şiirleri - 4

Halk şiirinin en güzel aşk şiirleri - 4

Sevgili, yar genellikle doğa ile özdeşleştirilir halk şiirinde. Doğanın bir başka güzelliğine vurgu yapılır. Zeki Oğuz yazdı...

Zeki Oğuz

 

Dadaloğlu, Köroğlu ve Karacaoğlan halk şiirimizin üç temel direğidir.

19.yy da yaşayan Dadaloğlu Avşar Yörüklerinden olup Osmanlının iskân politikalarına karşı çıkan aşiretinin, Osmanlı ile yaptığı savaşlarda nasıl perişan olduğuna tanıklık etmiş, birçok şiirinde o bozgun günlerini anlatmıştır. O kötü günlerle ilgili ağıtlar yakmıştır.

 

Asım Bezirci, Türk Halk Şiiri adlı çalışmasında Dadaloğlu şiiri için şöyle der;

“Dadaloğlu’nda Karacaoğlan’ın ince duyarlığı ile Köroğlu’nun erkek sesi birleşmiş gibidir. Bu bakımdan o bir aşk şairi olduğu kadar, bir destan şairidir de. Nitekim kimi şiirlerinde aşk ve doğa, kimi şiirlerinde ise savaş ve yiğitlik temlerini işlemiştir.”

Osmanlı-Avşar çatışmalarının yanı sıra aşkta da umduğunu bulamamış gibidir Dadaloğlu:

“Ilgıt ılgıt bir yel esti Urum’dan

Gam kasavet kalkmaz oldu serimden

El ayırsa ayrılmazdım yârimden

Felek bir yanımı boşa getirdi

 

Başım koydum eşiğinin taşına

Kurban olam ela gözün kaşına

Beni kınayanın versin başına

Felek bir yanımı taşa getirdi”

Şair bu, sevdiğinin bir bakışına dünyaları bağışlar. Dadaloğlu için de aynı şey söz konusudur:

“Avşar içinde bir güzel gördüm

Kozan arasında çeker göçünü

Kınalamış ayağını başını

Sırma ile örmüş sümbül saçını

 

Her sabah her sabah kendini öğer

Altın saç bağları topuğu döğer

Sade kaşı ile gözleri değer

Acem ülkesinin tahtla tacını

Sevgili, yar genellikle doğa ile özdeşleştirilir halk şiirinde. Doğanın bir başka güzelliğine vurgu yapılır. Bunun en güzel örnekleri var Dadaloğlu’nun şiirlerinde.

“Şöyle bir güzelin sallanışını

Selviye benzettim dallar içinde

Irmak kenarında, derya yüzünde 

Kuğuya benzettim göller içinde

……

 

Benim yârim gelişinden bellidir

Ak elleri deste deste güllüdür

Yârinden ayrılan neden bellidir

Gezer melül melül eller içinde

16-17.yy’larda yaşadığı söylenen Köroğlu’nun yaşamı söylencelerle doludur. Yaşamı kavgalarla geçen Köroğlu’nun Azerbaycan’dan İstanbul’a kadar yayılmış onlarca söylence vardır yaşamıyla ilgili. Onun şiiri de ağırlıklı olarak kavga şiiridir ama çok güzel aşk şiirleri de vardır:

“Derviş bellidir tacından 

Yürek incinmez acından

Gidi rakibin ucundan

Garip baykuş virandadır

 

Köroğlu der ey övdüğüm

Daim hayalin kovduğu

Suç sende değil sevdiğim

Sana gönül verendedir”

Halk şiirimizde aşk şiirlerinin en büyük piri Karacaoğlan’dır. Nihat Sami Banarlı Karacaoğlan şiiri için şöyle diyor; “…Karacaoğlan’ın şiirlerinde göze çarpan iki büyük aşk, kadın ve tabiat aşkıdır. Buna derin, köklü ve milli bir aşk olarak dil sevgisini, Türkçe aşkını da ilave etmek yerinde olur. Şair, hemen bütün şiirlerinde Anadolu’nun çıplak tabiat güzellikleriyle Türk güzellerini birleştirmeğe,birini ötekinin vasıflarıyla tanıtıp övmeye çalışmıştır.”

Sözü uzatmaya ne hacet, pirimiz çalıp söylesin en iyisi:

“Şunda bir yavruya meyil aldırdım

Alıp oynamalı sel kenarında

Geyinmiş kuşanmış türlü libası

İnce kemer bağlı bel kenarında

…..

 

Sırma sandım kirpiğini kaşını

Delik deşik ettim sinem başını

Uzatır boynunu arar eşini

Bir tek suna gördüm göl kenarında”

Karacaoğlan, söyleyişinde çekincesizdir. Kafasında, yüreğinde sansüre yer vermez. Aklından geçeni olduğu gibi dillendiriverir:

“Sabahleyin erken yare uğradım

Hoş geldin sevdiğim in dedi bana

Domurcuk memesin verdi ağzıma

Yorgunsun sevdiğim em dedi bana 

 

Güllerden hayvanlara bütün doğa yer alır onun şiirinde:

“Yeşil başlı gövel ördek

Uçar gider göle karşı

Eğricesin tel tel etmiş

Döker gider yare karşı

 

Telli turnam sökün gelir

İnci mercan yükün gelir

Elvan elvan kokun gelir

Yar oturmuş yele karşı”

Yaylalarda karşılaştığı her güzele gönül düşürür Karacaoğlan:

“Biz de düştük bir güzelin ardına

Güzel göçmüş biz konalım yurduna

Yıkılası karlı dağın ardına

Çekip gider bir gözleri sürmeli.”

Onun güzel şiirlerinden biriyle bitirelim sözü:

“Sabahtan uğradım ben bir geline

Ağlatmadı güzel güldürdü beni

Ben güzelden böyle vefa ummazdım

Ak göğsün üstüne kondurdu beni

….

 

Karac’oğlan der ki koyun gütmeye 

Bozulmuş bağlara seyran etmeye

Yönümü döndürdüm inip gitmeye 

Sarıldı boynuma döndürdü beni.”

 

Kaynakça:

Prof.Dr. Saim  Sakaoğlu.Karacaoğlan.Akçağ ya.2004

Öner Yağcı. Karacaoğlan Yaşamı ve Şiirleri. İleri ya.2006

Ekrem Kaftan. Kerem ile Aslı. Parıltı ya.2004

A.Şükrü Esen. Anadolu Türküleri. T.İş Ban.Kül.Ya.1986

Aydın Doğan. Halkın Cönkü. Yaba Ya.1996

Enver Gökçe. Eğin Türküleri. Yaba Ya.1982

A.Kemal Akça. Sillenin Halk Şairleri.1940

M.Tahir Sakman. Konyalı Mazhar Sakman’dan Türküler. Konya İl Kül.Md.1999

Seyit Küçükbezirci. Issız Yuvalar. Umut Ya.1960

A.Sefa Odabaşı. Dünden bugüne Konya Türküleri. Konya İl Kül.Md.1999

Önceki ve Sonraki Haberler