Gebze Teknik Üniversitesi Sanayi ve Teknoloji Zirvesi

Gebze Teknik Üniversitesi Sanayi ve Teknoloji Zirvesi

Başbakan Yıldırım: (2)- "2017'de (büyüme) yüzde 7,4. Rekor. Ona da şimdi çamur atmaya çalışıyor. 'Bu kadar büyüme, ekonominin bu kadar ısınması doğru bir şey değil.' Büyümeyince 'Ülke büyümüyor, yerinde sayıyor.' Büyüyünce 'Çok büyüdü.' Sıcaklık arttı, ne

İSTANBUL (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, 2017'deki yüzde 7,4 olan rekor büyümeye de çamur atmaya çalışıldığını belirterek, "Bu kadar büyüme, ekonominin bu kadar ısınması doğru bir şey değil.' Büyümeyince 'Ülke büyümüyor, yerinde sayıyor.' Büyüyünce 'Çok büyüdü.' Sıcaklık arttı, ne istiyorsunuz? Bir şey söyleyin. Bunlar siyasi mülahazalarla yapılan değerlendirmelerdir. Bizim görevimiz; bunlara itibar etmek değil, milletimiz için, ülkemiz için doğru bildiğimiz neyse onu yapmaktır." dedi.

Yıldırım, Gebze Teknik Üniversitesi tarafından düzenlenen "Sanayi ve Teknoloji Zirvesi"ndeki konuşmasında, dünyanın küresel bir köy haline geldiğini, saat ve coğrafi uzaklık farkı olmaksızın her türlü olay ve bilginin her an aktığını söyledi.

İster gelişmiş ister gelişmemiş olsun her ülkedeki olayların bir başka ülke tarafından bilindiğini ve ona göre tepkiler ile kamuoyu oluştuğunu, sanal gerçeklik ve sanayi 4.0'ın bütün üretim alışkanlıklarını değiştireceğini dile getiren Yıldırım, yeni meslekler çıkacağını, bilişimle her şey yapılabileceği için 5-10 yıl sonra doktorların bile artık işsiz kalabilme riski olacağını anlattı.

Yıldırım, önümüze akıtılacak datalar ve verilerle insanların kendi kendinin doktoru olacağını ifade ederek, şöyle devam etti:

"Değişimi ıskalamayacağız, değişimi yaşayarak kendimizi yenileyeceğiz. Biz bunu yaparsak ülkeyi de değişimle geliştirmiş olacağız. Son 16 yılda kalkınma, sanayi alanında önemli yollar aldık ama aldığımız bu yolu yeterli göremeyiz. Yani biz geçen sene dünyanın G20 içinde en fazla büyüyen ülkesi olduk. Tamam bu bir gurur vesilesidir ama bunu yeterli göremeyiz. Sürdürülebilir olması lazım. Peki öylemi olmuş? 2003-2017'ye bakalım. 2008-2017 arasında küresel kiriz var. Yani dünyanın büyümesinin durduğu, küresel ticaretin azaldığı, dünyadaki servetin azaldığı bir dönem var. Buna rağmen Türkiye 2002-2017 arası 15 yıl üst üste yüzde 5,8 büyümeyi başarmış. Bu noktalara kolay gelmedi. Küresel finans piyasaları şu anda çalkantı içinde. Bir dalgalanma var. Neden? Çin ile Amerika arasında başlayan bir ticaret savaşı. Tabiri caizse birbirlerine kılıç çektiler. Amerika Çin'den alacağı ürünlere ilave vergiler getiriyor. Başka ülkeler, Türkiye de buna dahil. Yüzde 25'e varan vergi koyuyor ki siz oraya satmayın, satamayın. Pahalı olunca kim alacak. Benzerini Çin de yapıyor. Dolayısıyla buradaki ekonomik savaş küresel dengeleri de bozuyor. Şu anda böyle bir süreç yaşıyoruz."

Yıldırım, bunun ülke ekonomisini tek tek olumsuz etkilediği gibi küresel belirsizliği de artırdığını, bunlara Ortadoğu'daki son günlerde yaşananların da ilave edilmesi, kimyasal silah kullanımı, masum yavruların hunharca katledilmesi de eklenince küresel anlamda ciddi bir belirsizlik, ciddi bir dalgalanma olduğunu kaydetti.

- "Bütün olumsuzlukların göbeğindeyiz"

Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye'nin bunlardan etkilendiğini belirterek, şöyle konuştu:

"Neden etkileniyor? Çünkü biz bütün bu belirsizliklerin, olumsuzlukların göbeğinde yer alıyoruz. Avrasya coğrafyasına baktığımız zaman bütün olayların merkezinde biz varız. Terör, savaş, göç hepsi burada. Dolayısıyla biz de etkileniyoruz. Şunu milletimiz, müteşebbislerimiz bilsin. Biz bu süreçleri daha önce de yaşadık. Nerede yaşadık? 2016 darbesinden sonra da yaşadık. Ne oldu? Bir çeyrekte yüzde 4 küçüldü Türkiye. Hızlı bir şekilde toparlandık, yılı küçülmeyle kapatacak derken bütün tahminleri alt üst ederek 3,2 ile kapattık 2016'yı. 2017'de yüzde 7,4. Rekor. Ona da şimdi çamur atmaya çalışıyor. 'Bu kadar büyüme, ekonominin bu kadar ısınması doğru bir şey değil.' Büyümeyince 'Ülke büyümüyor, yerinde sayıyor.' Büyüyünce 'Çok büyüdü.' Sıcaklık arttı, ne istiyorsunuz? Bir şey söyleyin. Bunlar siyasi mülahazalarla yapılan değerlendirmelerdir. Bizim görevimiz; bunlara itibar etmek değil, milletimiz için, ülkemiz için doğru bildiğimiz neyse onu yapmaktır."

Yıldırım, doğru bildikleri şeyin ise üretmek, istihdam oluşturmak ve üretilenin satılması, ülke ekonomisine değer katılması olduğunu vurgulayarak, bu yapıldığı müddetçe söylenenlerin hiç kıymeti olmadığını dile getirdi.

Türkiye'nin ayaklarının yere sağlam bastığını, 16 yıl önceki ülkenin o karanlık senaryolardan çok uzakta olunduğunu belirten Yıldırım, "Bu istikrar, bu güven olduğu müddetçe küresel sermayede, özel sektörümüzde devletimizin verdikleri teşviklerle büyümemiz devam edecek. Büyümedeki hedefimiz sürdürülebilirlik. Bir yıllık, iki yıllık değil. Her yıl üst üste son 16-17 yılda başardığımız yüzde 6'lık büyümeyi 18,19'da da devam eden yıllarda da sürdürmek." diye konuştu.

Bunun için gerekli olan istikrar ve güvenin olduğunu dile getiren Yıldırım, terörün bugün Türkiye'nin birinci meselesi olmadığını, 2 yıl önce ise birinci mesele olarak yer aldığını söyledi.

- "Birinci mesele ekonomiyi daha büyütmek"

Yıldırım, birinci meselenin ekonomiyi daha büyütmek, reel sektörün daha fazla üretmesi için gereken desteği ve katkıyı sağlamak olduğunu vurgulayarak, bu toplantının amacının da bu olduğunu dile getirdi.

Üniversiteyle sanayinin iş biriliğini nasıl başardıklarını sorduğu Gebze Teknik Üniversitesi rektörünün, vakıf kurarak mütevelli heyetine belli başlı sanayicileri dahil ettiklerini söylediğini anlatan Yıldırım, işin içine sorumluluk dahil edilince onların da ellerini taşın altına koyarak Ar-Ge projelerine, yenilikçi ve bilimsel çalışmaları desteklerini, ilgilerini daha çok artırdıklarını, gerçek anlamda üniversite-sanayi iş birliğinin sağlanmış olduğunu anlattı.

Yıldırım, kendi zamanında ise üniversitelerin "burnundan kıl aldırmadığını", "Sanayicilerin ihtiyaçları varsa bize müracaat etsinler" dediğini belirterek, "Sanayiciler de diyor ki, 'Bunlar başka bir dünyada yaşıyor. Bunlarınki güzel, sıcak odalar, fiyakalı ayakkabılar, güzel güzel konuşmalar. Bunun bize bir faydası yok. Gel şurada üreten tezgahı gör, üretimin zorluğunu gör, üretimin heyecanını yaşa. İkisi birbirinden bekliyor. Olmaz. Bu ezberi bozmuş Gebze Teknik Üniversitesi, ben büyüğüm, sen büyüksün meselesini bırakmış 'Gel kardeşim, Türkiye'nin geleceği araştırmada, geliştirmede, yenilikçi teknolojiler üretmede, başka yolu yok.' demiş. Bu potansiyelimizi, imkanımızı ortaya çıkarmış, bir adım atmış." diye konuştu.

- "Bölgenin geleceğine karar veren ülke Türkiye olmalıdır"

Başbakan Binali Yıldırım, 3 teknik üniversitenin 11'e çıktığını ifade ederek, 1773'te kurulan İstanbul Teknik Üniversitesi'yle övünüldüğünü, 4 yıl geçmişi olan Gebze Teknik Üniversitesi'nin de hızla ilerleyerek asırlık üniversitelerin ensesinde olduğunu söyledi.

Bunun da onlara "Hey aklınızı başınıza alın. Tarihinizin, adınızın, şanınızın yüksek olması bir şey ifade etmez. Marifetiniz ancak sizi geleceğe taşıyabilir." mesajını verdiğini belirten Yıldırım, şunları kaydetti:

"Gelecek Türkiye'nindir. Türkiye gelecektir. Ülkemizle gurur duyalım. Yedi düvel üzerimize geliyor. Evelallah Avrasya coğrafyasında öyle dik duruyoruz ki bölgeye hiza vermek isteyen süper güçler de Türkiye'ye bakmaya başladılar. Kolay bir iş değildir. İki tane süper gücün arasına kılıç gibi girip Suriye'de istikrarı, güveni, terörü dize getirmek kolay bir iş değildir. Türkiye bunu başarmıştır. Bu başarı bu milletin başarısıdır. Babaannemin bir tabiri var, 'Sel gider kum kalır'... Oraya uzaklardan gelen seldir. Kalacak olan biziz. Onun için bölgenin kaderinden kendimizi soyutlayamayız. Bölgenin geleceğine karar veren ülke Türkiye olmalıdır, Türkiye'nin komşuları olmalıdır. Uzaklardan gelen güçler 100 yıl önce yaptıkları taksimin ne kadar yanlış olduğunu bugün yaşayarak, büyük bedeller ödeyerek görüyorlar ama bütün bunlar geride kalacak."

(Sürecek)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :