Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (2)

Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (2)

"Bu ülkede kölelik yoktur ama zihnini ve elindeki imkanları, emperyalistlere gönüllü olarak satmış olan bir kişiyi biliyoruz, onun adı da Bay Kemal'dir"- "Açık konuşmak gerekirse karşımızda hastalıklı bir zihniyet var. Önce adaletten ve yargıya saygıdan b

TBMM (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu ülkede kölelik yoktur ama zihnini ve elindeki imkanları, emperyalistlere gönüllü olarak satmış olan bir kişiyi biliyoruz, onun adı da Bay Kemal'dir." dedi.

Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, deprem felaketinin kendini sürekli hatırlattığını, son olarak Van'da can kaybıyla sonuçlanan bir deprem daha yaşandığını anımsattı.

Depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa dileyen Erdoğan, bilim insanlarının, yeni depremler beklendiğinin haberlerini verdiğini söyledi. Erdoğan, "Son bir asırda ülkemizde 6 ve daha üzeri büyüklüğe sahip 57 deprem yaşadığımızı ve 80 bin vatandaşımızı yıkıntılar altında kaybettiğimizi düşündüğümüzde, bu ikazlara hak vermemek mümkün değil." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin mevcut yapı stokunun, özellikle AK Parti döneminden önce yapılanların önemli bir bölümünün depreme ve diğer tabii afetlere dayanıksız olduğunu belirten Erdoğan, "Öyle ki birçok şehrimizin neredeyse tamamını yıkıp adeta yeniden yapmak gerekiyor. Türkiye gibi 83 milyon nüfusa, 10 milyon binada 30 milyon bağımsız birime sahip bir ülkede, böylesine köklü bir dönüşümü gerçekleştirmenin kolay olmadığı da ortadadır." diye konuştu.

Erdoğan, yapılan değerlendirmelere göre, ilk etapta dönüştürülmesi gereken konut sayısının 6 milyon 700 bin olduğuna dikkati çekerek, "Başka hiçbir şey yapmayıp tüm yatırımları durdurup, tüm maaş ve destek ödemelerini kesip, kamu kaynaklarının hepsini bu işe aktarsak bile bu dönüşüm yıllarca sürer. Devlet ve millet olarak, el ele vererek, en riskli yapılardan başlayıp bu süreci adım adım yürütmek mecburiyetindeyiz." değerlendirmesini yaptı.

Öncelikle durumları aciliyet arz eden binaların yıkılıp yeniden yapılması için bir seferberlik başlattıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hedefimiz her yıl 300 bin yeni konut inşa ederek önümüzde 5 yıl içinde 1 milyon 500 bin konutu dönüştürmektir. TOKİ vasıtasıyla bugüne kadar tamamladığımız ve inşa halindeki 863 bin konut, bu bakımdan önemli bir örnektir. Aynı şekilde bizim dönemimizde kamu faaliyetleri için inşa edilen hizmet binaları, okullar, spor salonları, yurtlar, hastaneler, camiler ve diğer birimler de depreme dayanıklıdır."

- "17 milyar lira kaynak kullandık"

"Kentsel dönüşüm çalışmalarını başlattığımız 2012'den bugüne kadar 1 milyon 350 bin konutu bu kapsama aldık." diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu konutlarda oturan vatandaşlarımızın mağdur olmaması için kira yardımı, hibe, destek, kamulaştırma gibi çalışmalar için 17 milyar lira kaynak kullandık. Marmara Depremi'nin ardından altyapısı ve diğer birimleriyle 43 bine yakın konutu tamamlayıp vatandaşlarımıza teslim etmiştik. Van, Kütahya, Bingöl, Dinar depremlerinin ardından da yine altyapısıyla birlikte 38 bine yakın konut inşa edip vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. Geçen yıl başlattığımız 65 bin konutluk dönüşüm projesinin bir kısmı tamamlandı, kalanları sürüyor. Kanal İstanbul, tek başına, diğer işlevlerinin yanında 500 bin konutluk bir kentsel dönüşüm projesidir.

Elazığ-Malatya depreminin ardından enkaz kaldırma, ağır hasarlı binaların boşaltılması ve tehlike arz edenlerin yıkımı ile hasar tespiti çalışmaları, 12 günde tamamladı. Buna göre, Elazığ'da yıkık 263 bina, ağır hasarlı 7 bin 698 bina, orta hasarlı 1540 bina tespit edildi. Bu binalarda toplamda 19 bin 821 bağımsız birim bulunuyor.

Malatya'da ise 370 yıkık bina, 2 bin 794 ağır hasarlı bina, 621 orta hasarlı bina olduğu, bu binalarda 6 bin 691 bağımsız birim bulunduğu belirlendi. Netice itibarıyla Elazığ'da 19 bin 180, Malatya'da 4 bin 432 yeni konut yapılması gerektiği ortaya çıktı. Şu ana kadar Elazığ'da 960 ve Malatya'da 678 konutun yıl sonunda teslimleri yapılacak şekilde inşasına başlandı. Elazığ'da TOKİ'nin daha önce inşa ettiği 400 konuta da vatandaşlarımız taşınmaya başladı. Diğer konutların inşasıyla ilgili çalışmalar süratle devam ediyor. Hedefimiz, bir yıl içinde 23 bin 612 konutun tamamını bitirip vatandaşlarımıza teslim etmektir. Bu projeler, konutların yanında okullarıyla, camileriyle, parklarıyla, millet bahçeleriyle, yollarıyla, alışveriş merkezleriyle tam tekmil yaşam alanları olarak planlanıyor ve yapılıyor. Güçlendirme yapılacak yerler için de vatandaşlarımıza konut başına 27 bin liraya kadar destek veriyoruz. Ağır hasarlı binalardaki dairelerin maliklerine AFAD vasıtasıyla 11 bin lira, kiracılarına 5 bin lira, orta hasarlı binalardaki daireler için de yine 5 bin lira yardım yapıyoruz. Devlet, elbette felakete uğrayan vatandaşlarının yanında olacaktır. Ancak depreme hazırlık çalışmalarını devletle vatandaşın birlikte yürütmesi gerekiyor. Vatandaşlarımızdan, sahip oldukları yapının risk seviyesini hemen tespit ettirip, depreme dayanıksız olanları süratle dönüştürmelerini özellikle bekliyoruz."

-"Yaklaşık 1 milyon 600 bin lira yardım"

Erdoğan, bugüne kadar 22 milyon vatandaşın oturduğu konutların depreme dayanıklılığının teyit edildiğini, bu sayıyı kısa sürede önce 35 milyona çıkarmak, sonra da nüfusun tamamına teşmil etmek amacında olduklarını bildirdi. Erdoğan, "İnşallah milletimizle birlikte bu meselenin üstesinden gelecek, ülkemizi depreme hazır hale getireceğiz." dedi.

Elazığ-Malatya depreminin ardından AK Parti Meclis Grubu olarak başlattıkları yardım kampanyasında yaklaşık 1 milyon 600 bin lira toplandığı bilgisini veren Erdoğan, grup yönetiminin bu parayı AFAD hesabına aktaracağını dile getirdi. Erdoğan, yardım kampanyasına katılan milletvekillerine ve teşkilat mensuplarına teşekkür etti.

- "Bu ülkenin ancak hasmı olabilir"

Erdoğan, Türkiye'nin pek çok sıkıntısı olduğunu ancak CHP zihniyetinin ve onun başındaki zatın hezeyanlarının hala en önemli mesele olmayı sürdürdüğünü söyledi.

"Hayatı kendi ülkesine karşı mücadele etmekle geçmiş bir zatın zırvalarını muhatap almamak için elimizden geleni yapıyoruz. Ancak milletimize olan saygımız gereği, yalanların ve iftiraların ortada kalmaması için kendimizi gerçekleri ifade etmek zorunda hissediyoruz." diyen Erdoğan, "Açık konuşmak gerekirse, karşımızda hastalıklı bir zihniyet var. Önce adaletten ve yargıya saygıdan bahsedip ardından yargıya, hakimlere, savcılara, adalet kurumlarına her türlü hakareti yapan bir zihniyet, başka nasıl ifade edilebilir, bunu bilmiyorum? Bu ülkede kölelik yoktur ama zihnini ve elindeki imkanları, emperyalistlere gönüllü olarak satmış olan bir kişiyi biliyoruz, onun adı da Bay Kemal'dir. 27 Mayıs ve 12 Eylül darbe yargısını bile yüceltecek kadar alçalabilen bir kişi artık sözün bittiği yere ulaşmış demektir." değerlendirmesinde bulundu.

- "Sinek vızıltısı kadar değer taşır"

FETÖ'den PKK'ya kadar tüm terör örgütlerini destekleyen, söylediği her sözde ve yaptığı her davranışta "arkadaşlar" dediği teröristlerin arkalarında duran bir kişinin bu ülkenin ancak hasmı olabileceğini belirten Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti:

"Türkiye, tarihinin en kritik mücadelelerinden birini verirken, sürekli devletini ve milletini tahkir eden, askerinden hakimine kadar tüm kamu görevlilerine saldıran bir kişi, ülkesine değil düşmanlarına hizmet ediyor demektir. Ömrü boyunca ülkenin ve milletin hayrına tek bir icraatı olmamış, devlet nasıl yönetilir, uluslararası ilişkiler nasıl yürütülür, zerre kadar bilgisi olmayan bir kişi, kürsüde mavra keserek sadece kendini tatmin edebilir. Suriye meselesinin ne olduğunu zerre kadar idrak edememiş bir kişinin, bu konuda söylediği söz, ancak sinek vızıltısı kadar değer taşır.

Hele hele, insanoğlunda bir vicdan var değil mi? 'İdlib’de adam kendi toprağını savunuyor' diyerek, kendi ülkesi yerine rejimin yanında yer alan, kahraman askerlerimizin mücadelesine hakaret eden, şehitlerimize saygısızlık yapan, gazilerimizi rencide eden bir kişi, asla bu milletin evladı olamaz. İdlib'deki o yavruları televizyon ekranlarında izlemiyor musun? Üç, beş, yedi yaşındaki o yavruların, ayakları çırılçıplak, o çamur deryalarının içerisinde nasıl sığınacak yer aradıklarını görmüyor musun? Bazen söylüyoruz ya ki bir ayettir; gözleri var görmez, kulakları var duymaz, dili var hakkı konuşamaz. Bu böyle işte, tam kendisi. O yavruların ahı sana yeter. O anneler, o babalar, o çamur deryaları içerisinde başlarını sokacakları bir çadır dahi bulamıyorlar. Bunları bu katil Esed'in insafına mı bırakacağız? Bana yaptığı teklife bak: 'Git Esed ile görüş' diyor. Sen daha Esed'i görmediğin zaman ben onunla görüşüyordum zaten. Ama biz ona hangi teklifi yaparsak yapalım, adam olmadığını gördük. Bunda insaf diye bir şey yok."

(Sürecek)



Kaynak:Haber Kaynağı