Duran Çetin'den 'Bir Ramazan Yazısı'

Duran Çetin'den 'Bir Ramazan Yazısı'

Hikayeci-yazar Duran Çetin, 'Ramazan'ın gelmesiyle birlikte yaşanılan değişimi 'Bir Ramazan Yazısı' başlığı altında dile getiriyor. İşte Çetin'in yazısı....

On bir ayın Sultan’ı geldi. Sultanlara yakışır şekilde geldi…

Ramazan geldi bereketiyle.

Sabrımız bereketlendi, gönlümüz bereketlendi, soframız, selamımız ve kelamımız bereketlendi.

Ramazan geldi rahmetiyle.

Rahmeti kuşattı her yeri: evimizi, iş yerimizi, komşumuzu, çarşımızı ve pazarımızı. En önemlisi ailemizi…

Ramazan geldi sevgiyle.

İnsanlar paylaşmayı sevdi, infakı sevdi, iftar sofralarındaki muhabbeti sevdi. Çocuklarımıza olan sevgiyi gönüllere nakşetmeyi sevdi…

Ramazan geldi muhasebeyle.

Nefsimizi hesaba çekti. Yaptıklarımızı ve yapamadıklarımızı sordu. Konu komşunun yaptıklarını ve bizim onlar için düşündüklerimizi düşündürdü…

Ramazan geldi halden anlamasıyla.

Susuzun halini daha önemlisi açlığın ne olduğunu bize gösterdi. Aç yaşayanların halini bir ressam gibi çiziverdi zihinlerimize… Halden anlamayı halimiz kıldı.

Ramazan geldi iftarıyla.

İftar sevincini getirdi bize ve çocuklarımıza… Oruçlunun sevinçli anının ne anlama geldiğini yaşayarak gösterdi. İftar sofralarında sevgi vardı, muhasebe vardı, rahmet vardı, bereket vardı…

Ramazan geldi sahuruyla.

Sahurun o dingin güzelliğini ve zenginliğini tattırdı bizlere. Gecenin üzerine bir sevgi yorganı gibi indi.

Ramazan geldi duyguyla.

Duygulandırdı bizleri. Yokluk yoksulluk içinde yaşayanların halleri en yoğun duygularla üzerimize düştü. Müminler için dualarımız geri gelmeyen dualar oldu. Eziyet ve zulüm içinde kıvranan Müslüman beldeleri dualarımızda yerini aldı. Mısır, Suriye, Irak ve Miyanmar gibi beldelerdeki kan kin ve nefretin dinmesi duygularımızın başköşesine oturdu…

Ramazan geldi dayanışmayla.

Kapılara gidildi, kapılardan dönüldü. Kapılara bilinmeyen yardım paketleri yığıldı. İhtiyaç sahiplerinin varlığı hatırlandı ve dayanışma yarışı yapıldı.

***

Medya Ramazan konuştu, ramazanı konuştu.

Haberler Ramazan üzerine yoğunlaştı durdu.

Gazeteler dini yayınlar yaptı…

İnsanlar daha anlayışlı davranmaya başladı.

Çocuklar ramazan sevinci ile dolup taştı.

Camiler çiçeklerine ramazanda kavuştu.

Çocuk cıvıltıları teravihlerin unutulmazları oldu.

Sofrada yemekler insanları bekledi, insanlar iftar etmek için vaktin girmesini. Sıcak bir kavuşma Allahın razı olduğu bir an belki de en anılası an oldu…

İnsan ilişkilerinde yakınlık ve sıcaklık hissi hep olageldi. Daha candan, daha samimi konuşmalar duyulur oldu dört bir yandan.

Komşuluk ve akrabalıklar ve sorumlulukları hatırlandı.

Akıl ve irade gereken dersini aldı.

Kur'an okundu gönüllere şifa niyetine.

Teravihlerde camiler dolup taştı.

Ezanlar bir başka okundu, minareden yayılıp her yerde sesini duyurdu.

Allah (c.c); “Oruç benim içindir ve onun sevabını ben vereceğim” buyurarak, oruçluya kendi büyüklük ve azametine yakışan büyük ecirleri oruç tutan kullarına bahşetti…