Dünya Gümrük Günü

Dünya Gümrük Günü

Başbakan Yıldırım: (5)- "Milletin terazisi, altın terazisinden daha hassastır. Onun için milleti bir kenara bırakıp kendimiz gelin güvey olmayalım. Millet ne diyorsa onu yapalım. Millete ram ol, itaat et, rahat et. Her işin başı millettir"- "Türkiye, Cumh

ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "Milletin terazisi, altın terazisinden daha hassastır. Onun için milleti bir kenara bırakıp, kendimiz gelin güvey olmayalım. Millet ne diyorsa, onu yapalım. Millete ram ol, itaat et, rahat et. Her işin başı millettir." dedi.

Başbakan Yıldırım, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Konferans Salonu'nda "Dünya Gümrük Günü" dolayısıyla düzenlenen kutlama programında yaptığı konuşmada, anayasa değişikliğine ilişkin kanunla Meclis'in zayıfladığı yönündeki eleştirileri yanıtladı.

Yıldırım, "Bakalım zayıflıyor mu zayıflamıyor mu? Bu CHP'yi Allah ıslah etsin, başka bir şey demiyorum." diye konuştu.

Başbakan Yıldırım, CHP'lilerin mevcudu da değişikliği de bilmediklerini, bu kadar ilgisiz olduklarını ifade etti.

Meclisin "Yasaları yapmak" ve "Hükümeti denetlemek" olmak üzere, iki görevinin bulunduğunu anlatan Yıldırım, mevcut sistemde iktidar partisinin istediği kanunların çıktığını, diğerlerinin çıkmadığını kaydetti.

Bugüne kadar muhalefet partilerinin verdiği kanun tekliflerinin yasalaşmadığını vurgulayan Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi ne olacak? Cumhurbaşkanı, onun hükümeti, kanun tasarısı, teklifi veremiyor. Sadece bütçe kanunu teklifini yılda bir sefer veriyor. Onun dışındaki bütün kanunlar, Mecliste milletvekilleri tarafından yapılacak. Yani memleketin meselesi, Van'ın derdi, Edirne'nin sorunu, Sinop'un, Hatay'ın, Antalya'nın konuları Mecliste konuşulacak, milletvekilleri uzlaşıp memleketin, milletin ihtiyacı olan kanunları çıkaracaklar. Hükümetin yönlendirmesi ile değil. Hükümetin ihtiyacı varsa kanuna, gelip milletvekillerine dil dökecek. 'Şöyle bir kanun lazım, beni rahatlatın, işimi rahat göreyim.' diye gelip onlardan rica minnetle talep edecek. Yasama güçlenecek. Milletvekili daha da güçlü hale gelecek."

CHP'lilerin "Denetimin zayıfladığı" yönündeki iddialarını da hatırlatan Yıldırım, "Okumadıkları oradan belli. Genel görüşme, yazılı soru, meclis soruşturması aynen devam ediyor. Yetmedi, bakanlar gelip Meclise bilgi vermesi gerekiyorsa gelip verecekler." dedi.

Bunların hepsinden daha önemli bir konunun bulunduğunu ve bunu vatandaşın bilmesi gerektiğine işaret eden Yıldırım, mevcut sistemde cumhurbaşkanını yargılamanın hemen hemen imkansız olduğunu belirtti.

Başbakan Binali Yıldırım, şöyle konuştu:

"Neden imkansız diyorum? Çünkü, cumhurbaşkanı, bu kadar çok yetkiye rağmen suçlanamıyor. Sorumsuz. Yetkiler gani, sorumluluk mafi... Öyle bir şey yok, öyle güzel bir dünya yok. Yetki kullanıyorsan, sorumluluk da olacak. Sadece vatana ihanetten suçlanabilir, onun için de Meclisteki vekil sayısının yüzde 75'inin oluru lazım. Ne kadar zor olduğunu anlayın. Her dört vekilden üçü olur diyecek. Bu şu demektir, iktidar yani cumhurbaşkanının geldiği partinin, cumhurbaşkanının aleyhinde oy kullanması demektir. Ancak bu şekilde mümkün.

Şimdi ne geliyor? Cumhurbaşkanı, bakanları, yardımcıları, hepsi her suçtan dolayı suçlanabilecek, Mecliste haklarında soruşturma açılabilecek. Nasıl? Başlangıçta soruşturma açılacak, soruşturma komisyonları kurulacak, sonunda Yüce Divan'a gönderilip gönderilmemesine de üçte iki çoğunlukla karar verilecek. Yani yüzde 66. Mevcutta yüzde 75, burada yüzde 66. Hani? Hangisi daha emniyetli? Meclisin fiilen soruşturma yapmasını engelleyen bir anayasadan, cumhurbaşkanlığını suçlayamayan bir anayasadan cumhurbaşkanlığını, bakanlarını her konuda suçlayabilen, sorgulayabilen ve Yüce Divan yolunu açabilen bir parlamentoya geliyoruz. Parlamentonun zayıfladığını söyleyenler, kulakları çınlasın, bunu iyi dinlesin. Öyle bir şey yok, gerçekleri milletten kimse kaçırmasın."

Yıldırım, parlamentonun bütçe konusunda tam yetkili olduğunu da anımsattı.

- "Mevcut sistemin olumsuzlukları gözden geçirildi"

Başbakan Yıldırım, anayasa değişikliği ile mevcut sistemin olumsuzluklarının gözden geçirildiğini, bu olumsuzlukların, krizlere çözüm üretilememesi, uzlaşma kültürünün gelişmemesi olduğunu anlattı.

Yıldırım, değişiklik ile uzlaşma kültürünün gelişmesi ve krize çözüm üretilmesinin öngörüldüğünü ifade etti.

Seçim yenileme düzenlemesine de işaret eden Yıldırım, "Diyelim ki cumhurbaşkanı seçildi, Meclisin oluşumunu beğenmedi, hoşuna gitmedi. 'Ben bu partiden daha çok milletvekili istiyordum, vatandaş böyle karar verdi. Bu kompozisyon hoşuma gitmedi. Seçim kararı aldım.' Seçim kararı aldığında kendi seçime giderken Meclis de seçime gidiyor veya tersi. Cumhurbaşkanını sıkıştırıyor Meclis. Seçim kararı aldığı zaman, kendi de seçime gidiyor, cumhurbaşkanı da seçime gidiyor. Bunun anlamı şu, vatandaş diyor ki 'Uzlaşın, konuşun, anlaşın, karşıma kriz çıkararak gelmeyin.' Durup dururken, hiçbir şart oluşmamışken ülkeyi seçime götürmenin vebalini, hesabını millet karşılıksız bırakmaz. Gereken dersi sandıkta verir." değerlendirmesinde bulundu.

Milletin bugüne kadar her türlü yanlışı düzelterek geldiğini ifade eden Yıldırım, "Siyasetçi yanlış yapar, millet düzeltir. Bürokrasi yanlış yapar, millet düzeltir. Yargı mensubu yanlış yapar, millet düzeltir. Milletin terazisi, altın terazisinden daha hassastır. Onun için milleti bir kenara bırakıp, kendimiz gelin güvey olmayalım. Millet ne diyorsa, onu yapalım. Millete ram ol, itaat et, rahat et. Her işin başı millettir. Milletin dışındaki hiçbir iradenin çıkış yolu yok." diye konuştu.

- "Kimse rütbesine göre, elbisesine göre yargılanmıyor"

Başbakan Yıldırım, değişiklikle ayrıca yargıdaki ayrıcalıkların da kaldırıldığını, sivil ve askeri yargının artık olmayacağını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:

"Askeri yargıtay, askeri yüksek idare mahkemesi, bütün bunlar kalktı, yargı birliği gerçekleşiyor. Modern dünyada artık böyle. Kimse rütbesine göre, elbisesine göre yargılanmıyor. Ha ne var? Önemli sorumluluk alanlar, farklı bir yargılamaya tabi. Mesela cumhurbaşkanı, bakanlar, milletvekilleri, onların yargılama usulü farklı, diğerlerinin yargılama usulü farklı. Ama neticede hepsi yüce Türk adaletinin sivil mahkemelerinde olacak."

"Altını çizerek tekrar ediyorum. Bu yapılan değişiklik, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle başlayan sürecin tamamlanmasıdır. Onun dışında yapılan bir şey yoktur." diyen Başbakan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:

"İşi rejim değişikliğine falan götürmek tamamen bir safsatadır. Türkiye Cumhuriyeti Büyük Atatürk'ün önderliğinde 1923'te kurmuş ve rejim tartışması 93 yıl önce o gün sona ermiştir. Türkiye cumhuriyettir, demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir, üniter yapısıyla, milletiyle, ülkesiyle bölünmez bir bütündür. Ay yıldızlı bayrağı, bayrağımızdır, başşehri Ankara'dır. Bunların üzerinde kimse siyaset yapmasın, tezvirat üretmesin. Bu iş bu kadar açık ve nettir.

Ben eminim ki aziz milletimiz, nasıl 15 Temmuz'da ülkeyi karanlıktan kurtardıysa, hayatı pahasına Türkiye'nin aydınlık yarınlarına kapıyı açtıysa, önümüzdeki halk oylamasında da Türkiye'de vesayetçilere, statükoculara, değişime karşı direnenlere gereken cevabı sandıkta 'evet' diyerek son görevini de yapacaktır."

- "Amaç, vatandaşın iş yükünü azaltmak"

Kendilerine düşenin vatandaşa sürekli iş çıkarmak olmadığını belirten Başbakan Yıldırım, "Amaç, vatandaşın iş yükünü azaltmaktır." dedi.

Dünya Gümrük Günü'nün küresel ticaretin artmasına, dünyadaki barış, huzur ve kardeşliğin daha da gelişmesine vesile olmasını dileyen Yıldırım, "Gümrük sistemimizin ticaretimizi engelleyen değil, ticaretimizi geliştiren bir anlayışla basitleştirilmesinde emeği geçen başta Gümrük ve Ticaret Bakanımız olmak üzere, bütün çalışanlarına teşekkür ediyorum." ifadesini kullandı.

TOBB'un gümrük konusunda önemli katkıları bulunduğunu kaydeden Yıldırım, emeklerinden dolayı TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve çalışanlarına da teşekkürlerini iletti.

- Programdan notlar

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programda, "Tek Pencere Sistemi" tanıtım filmi izlendi.

Filmde, gümrüklerde uygulanan sistemin bürokrasiyi azalttığı, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında belgelerin elektronik ortamda Gümrük ve Ticaret Bakanlığındaki ilgililere gönderilerek, sonuçlarının aynı ortamda alınabildiği belirtildi.

Sistemin, dış ticarete ilişkin gümrük hizmetlerinin tamamının tek bir noktadan gerçekleşmesini ve yürütülmesini sağladığı kaydedildi.

Programda, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Başbakan Yıldırım'a ebru sanatı ile yapılan tabloyu hediye etti.

Programa, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Dünya Gümrük Örgütü ile Dünya Ticaret Örgütü temsilcileri ve diğer yetkililer katıldı.

(Bitti)

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :