BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (AA) - Suriye'nin Halep kentinde geçen yıl sonunda rejim ve Rus savaş uçaklarının ağır bombardımanı altında yaşanan trajedinin şahidi Halepli doktor çift, yaşadıklarını, kentten tahliyelerini ve İdlib'deki yeni hayatlarını AA'ya anlattı.

BM'de düzenlenen "Halep: İnsanlık Ateş Altında" başlıklı toplantı için New York'a gelen doktor çift, Halep'te kalan ailelerinin güvenliğini riske etmemek için müstear isim kullandı.

Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Dr. Feride ile eşi Dr. Abdülhalik, ağır bombardıman altında yıllarca Halep'te çalıştıktan sonra 9 yaşındaki kızlarıyla aralık ayında kentten ayrılmış.

Evlerini, eşyalarını ve tüm hatıralarını Halep'te bırakarak İdlib'e giden doktor çift, kendilerine kızlarıyla yeni bir hayat kurmaya, zaman zaman çatışmaların yaşandığı İdlib'de imkanlar ölçüsünde hastaları tedavi etmeye çalışıyorlar.

Dr. Feride, geride kalan anılarını anlatırken, "Halep artık bitti." ifadesini kullanıyor.

Tüm çocukluğunun, okul ve iş hayatının geçtiği kentten ayrılmanın kendisine çok güç geldiğini vurgulayan Feride, rejimin hala sivilleri hedef almayı sürdürdüğünü, rejim askerlerinin Halep'in ardından İdlib'e de karadan ulaşmalarının mümkün olduğunu söyledi.

"Tüm muhalifler, Halep'ten İdlib'e tahliye edildi. Rejimin İdlib'e saldırma planı nedeniyle korkuyoruz ve bunu da aslında bekliyoruz." diyen Feride, "Özgür Suriye Ordusu, kendisini toparlayamaz ise devrim biter ve birçoğumuz, belki Türkiye'de belki Kanada'da mülteci oluruz." ifadelerini kullandı.

- "Bomba altında yaşamaya alışmıştık"

Dr. Feride, Halep'teki son günlerini ve hava saldırıları altında geçen aylar boyunca yaşadıklarını anlatarak, "Ağır bombardıman altında yaşarken birçok hayati ilaç stoğumuz tükenmişti. Yoğun bakımda kullandığımız oksijen, anestezi ilaçları ve antibiyotik kalmamıştı. Çocuklar için süt, yemek için et bulamıyor, sadece pirinç ve fasülye yiyorduk. Halep'ten çıkmak zorundaydık." dedi.

Kendilerinin bomba altında yaşamaya alıştığını, ancak çocukların buna dayanamadığını belirten Feride, "Ben ve kocam bombalara alıştık. Artık bu bizim normal hayatımız haline geldi. Türkiye ve İdlib'de ağır bombardıman sesi olmadan uyumak bize garip geldi, buna alışamadık henüz." diye konuştu.

Feride, hayatınız için endişe edip etmediği sorusu üzerine de, "Bunun benim kaderim olduğunu biliyorum. Eğer kaderimde ölmek varsa ölürüm. Allah'a ve kadere inanıyorum." ifadelerini kullandı.

- "Çok kez ağladım"

Dr. Feride, Halep'te hastanede görev yaparken karşılaştığı trajik görüntüleri anlatırken de oldukça zorlanarak şunları söyledi:

"Çok kez ağladım. Defalarca ağladım. İki ayağı olmayan hamile bir kadın getirdiler tedavi için. Aynı kadın bir daha geldiğinde ellerini kaybetmişti ve bebeğini kucaklayamıyordu. Onun etkisiyle günlerce ağladım. 5 aylık bir bebek ikiye bölünmüştü, bu belki de benim için en zor zamandı.

Gönderecek okul olmadığı için hastaneye çoğu zaman kızımı da götürüyordum. Bir seferinde yerde cansız bedenler ve kanlar vardı. Gözünü kapattım ve 'sakın gözünü açma' dedim. Öylece cesetlerin arasından geçip doğumhaneye gittik."

- Hastaneye klorin gazlı saldırı

Dr. Feride, Halep'te hastanelerin ve sağlık kuruluşlarının defalarca kasıtlı olarak saldırıya maruz kaldığını belirterek, bunlardan en kötüsünün klorin gazlı saldırı olduğunu anlattı.

Yer altındaki bir hastanede güvenli biçimde çalıştıklarını düşünürken kimyasal silah saldırısına maruz kaldıklarını ifade eden Feride, klorin gazı havadan ağır olduğu için hastaneye girdi. Boğuluyorduk." dedi.

Birkaç kez benzer saldırıların yaşandığını dile getiren Feride, "Bir defasında kızım yanımdaydı. Saldırı olunca yanıma geldi ve 'anne nefes alamıyorum' dedi. Depresif bir durumdaydı hemen oksijen verdik. O bir çocuk. Aynı Suriye'deki diğer çocuklar gibi. Birçoğunun psikiyatrik problemleri var. Bu çocuklardan ne bekleyebilirsiniz. Ne okul ne de eğitim şansları var." diye konuştu.

- "Terörist babası diye tutukladılar"

Dr. Feride'nin kendisi gibi doktor olan eşi Abdülhalik de AA'ya yaptığı açıklamada Halep'teki binaların çoğunun tahrip olduğunu ya da yıkıldığını söyledi.

Halep'teki tahliyelerin ardından rejim askerleri ve İranlıların gelerek her şeyi yağmaladığını anlatan Abdülhalik, "Tüm eşyalarımızı aldılar. Eşimin arabasını çaldılar, evimize yerleştiler. Biz ayrıldıktan sonra Feride'nin babasını 'terörist babası' olduğu gerekçesiyle tutuklamışlar. Serbest kalmak için çok para ödemek zorunda kalmış." dedi.

İdlib'de yeni bir hayat kurduklarını kaydeden Abdülhalik, kentin Halep'e göre daha sakin olduğunu, ancak her gün hava saldırılarıyla karşı karşıya kaldıklarını kaydederek, "Üç gün önce bize yakın bir bölgede hava saldırısı sonucu bina yıkıldı ve 4 kişi öldü. Onlar da Halep'ten tahliye edilerek, İdlib'e gelmişlerdi. Rejimin karadan kenti kuşatmasından endişe ediyoruz. Ancak kentin kuzeyi Türkiye sınırına yakın olduğu için daha güvenli. O bölgede bulunanlar bir tehlike anında izin verirse Türkiye'ye sığınabilirler." dedi.

İdlib'de 500 bini kamplarda yaklaşık 2 milyon kişinin yaşadığını anlatan Abdülhalik, Halep, Dareyya ve Humus'tan kaçanların İdlib'e geldiğini, rejimin buraki herkesi "terörist" ilan ettiğini ifade etti.

Geride kalan ailelerinin yaptıkları açıklamalardan zarar görmemesini umduklarını kaydeden Abdülhalik, bir gün Suriye'de barış olmasını ve evlerine, ailelerine geri dönebilmeyi ümit ettiklerini belirtti.

- "21. yüzyılda mağara hastane"

Dr. Abdülhalik, Suriye-Amerikan Tıp Topluluğunun (SAM) İdlib'de bir mağara hastane yapmak için kazı çalışmalarını sürdürdüğünü, bu hastanenin hava saldırılarından etkilenmeyeceğini söyledi.

Halen kentte bir mağara hastane olduğunu, saldırılara rağmen bu hastanenin zarar görmediğini anlatan Abdülhalik, "21. yüzyılda mağara hastaneler kurmak zorunda kalınıyor." diye konuştu.

Bu hastanelerin dağların oyularak yapıldığını belirten Abdülhalik, sabahtan akşama kadar saldırı düzenleseler de bu yapılara zarar veremeyeceklerini söyledi.

AA