Diyanet İşleri Başkanı Görmez:

Diyanet İşleri Başkanı Görmez:

"İdlib'de o masum çocukların çığlıklarına şahit oluyoruz. Bir tarafta Arakan'da güzel bir Müslüman topluluk topluca yok olmakla karşı karşıya kalırken, bir tarafta yanı başımızda İdlip'te, arşı Rahman'ın, Rahman'ın arşını titreten annelerin feryatlarına ş

İSTANBUL (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Suriye'deki kimyasal silah saldırısına ilişkin, "İdlib'de o masum çocukların çığlıklarına şahit oluyoruz. Bir tarafta Arakan'da güzel bir Müslüman topluluk topluca yok olmakla karşı karşıya kalırken, bir tarafta yanı başımızda İdlip'te, arşı rahmanın, rahmanın arşını titreten annelerin feryatlarına şahit oluyoruz." dedi.

Sultanahmet Camisinde cuma namazı kıldıran Görmez, hutbede, insanlık, insanlık ailesi ve yeryüzünün sakinleri olarak büyük acılara şahit olunduğunu, en büyük küresel günahların işlendiği, sömürgelerle mahrum bırakılan Afrika Kıtası'nda açlık ve kıtlığın pençesindeki insanların inlediğini, yeryüzünün en büyük nimetlerine sahip olan bu kıtada insanların bir damla suyun peşinde koşuşturduğunu, nice masum insanların açlıktan, susuzluktan can vermeye başladığını anlattı.

Bir taraftan da İdlib'de kimyasal silahların öldürdüğü çocukların çığlıklarına şahitlik edildiğini dile getiren Görmez, "Bir tarafta Arakan'da güzel bir Müslüman topluluk topluca yok olmakla karşı karşıya kalırken, bir tarafta yanı başımızda İdlip'te, arşı rahmanın, rahmanın arşını titreten annelerin feryatlarına şahit oluyoruz. Dokuz aylık yavrularının, ikizlerinin cansız bedenlerine sarılan babanın feryadına şahit oluyoruz. Asıl acı olanın insanlığın duyarsızlaşması." dedi.

Bundan daha da acı olanın, insanlığın vicdanını ve merhametini kaybetmesi olduğunu anlatan Görmez, "Afrika'daki kıtlıktan daha felaket, daha büyük felaket olan daha büyük acı, yüreklerdeki kıtlıktır, merhamet kıtlığıdır, şefkat yoksunluğudur. İdlip'te çocukların çığlığından daha tehlikeli olan bütün insanlığın duyarsızlaşması, bütün insanlığın o çocukların çığlığını duymamış olmasıdır. O masum yavruların, masum çocukların çığlığına kulaklarını tıkamış olması bütün insanlığın, asıl hepimizi kuşatan en büyük felaket budur" ifadelerini kullandı.

"Ey insanlar, bir felaketten kendinizi koruyun. O felaket gelip sizi bulduğu zaman içinizden sadece zalimlere dokunmaz. Zulme ve zalime sessiz kaldığınız zaman, insanlık ailesi olarak zulme engel olmadığınız zaman, o masum çocukların çığlıklarını duymadığınız zaman, o azap hepinizi kuşatır. O azap hepinizi bulur, hepiniz felakete maruz kalırsınız. Bilin ki Allah'ın azabı şiddetlidir" ayetini okuyan Görmez, asıl acı olanın, işlenen bütün bu cinayetlerin, bu vahşetlerin, bu acımasızlıkların bütün insanlığın gözünün önünde yapılmasının olduğunu anlattı.

En büyük felaketin, mazlumların çığlığına karşı insanlığın duyarsızlaşması, vicdanını ve merhametini kaybetmesi olduğunu söyleyen Görmez, şöyle devam etti:

"Asıl büyük felaket, bütün olup bitenlerin Birleşmiş Milletler'de kalkıp inen, adeta bir tiyatro sahnesinde olduğu gibi kalkıp inen parmaklar arasında bu cinayetlerin işleniyor olmasıdır. Veto etmek için parmak kaldırdıklarında da masum çocuklar ölmeye devam ediyor, kabul ettiklerini ifade etmek için parmak kaldırdıklarında da masum insanlar, masum çocuklar, masum kadınlar, yaşlılar ölmeye devam ediyor. Bir mümin olarak, Müslüman olarak hepimize bunlardan daha ağır gelen Müslümanların duyarsızlaşmasıdır. Yeryüzüne Rabbimizin gönderdiği son rahmet dinin temsilcileri olan, bütün kainata, börtü böceğe bile şefkat ve merhametle emrolunmuş olan müminlerin duyarsızlığı, Müslümanların duyarsızlığı. Petrol zengini ülkelerin Müslüman sakini olan kardeşlerimizin sessizliği, duyarsızlığı ve bütün Müslüman kardeşlerimizin, İslam ümmetinin sessizliği. Asıl bizi en çok kahreden bu olsa gerektir."

Bugün hep birlikte Sultanahmet'in minberinden bütün insanlara seslenilmesini isteyen Görmez, "Ey insanlar, ey insanlık, gelin insanlık kaybolmasın. Gelin Rabbimizin bize lütfettiği vicdanı ve merhameti kaybetmeyelim. Gelin o sarin gazlarıyla boğulan çocukların sessiz çığlıklarına sessiz kalmayalım. Aksi takdirde o çığlık bütün insanlığı yakar. O çığlık hepimizi helak eder. O annelerin feryadına kulak verelim. Yoksa o feryat hepimizi yakar, yok eder. Gelin bugün hep birlikte kendimize soralım. Yanıbaşımızda Müslüman kardeşlerimiz şehirleri karanlığa gömülürken insanlık ışıl ışıl gecelerde eğlenmeye devam mı edecek? Suriye'de, Yemen'de, Libya'da, Afrika'da, Myanmar'da medeniyetler yok edilirken, şehirler haritadan silinirken, modern insan kurduğu metropollerle övünmeye devam mı edecek?" ifadelerini kullandı.

Görmez, insanlar ilaç, su bulamazken, ekmek bulamazken, bebekler vahşi bir şekilde katledilirken, lüks ve israfın su gibi akmaya devam mı edeceğini merak ettiğini söyledi.

Zalimler zaferler devşirirken, mazlumlar tel örgüler önünde bekleşirken, insanlığın, Müslümanların, İslam ümmetinin hep susmaması gerektiğini anlatan Görmez, "Kudret sahipleri karşısında dünya Müslümanları olarak sadece yutkunacak mıyız? Yutkunup duracak mıyız? Buğuz etmekle, kahretmekle, ağlayıp sızlanmakla mı yetineceğız? Hayır. Hakkı ve hakikati söylemeye sulha ve insafa devam etmeye mütemadiyen devam edeceğiz. Devam edeceğiz ki insanlık ölmesin ve mültecilere sığınak, muhacire ensar olan bu aziz millet, aziz milletimiz dünyadaki bütün bu gördükleri, duydukları çığlıklara, zulümlere, haksızlıklara en azından sessiz kalmayarak yardım elini uzatmaya devam edecek." diye konuştu.

Cenab-ı Hak'ın bir an önce bütün insanlığı boğacak olan bu çığlıkları duymayı bütün insanlığa nasip etmesini dileyen Görmez, hutbeyi, "Cenab-ı Hak'ın insanlığı kuşatan bu kara bulutları üzerimizden alarak yeniden sevgiyle, barışla, adaletle kainatı yönetmeye, kainatta yaşamaya, bütün insanları kainatta kardeşlik içinde yaşatmayı bizlere nasip etsin" diye tamamladı.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :