DEAŞ'tan en çok faydalanan PYD/PKK

DEAŞ'tan en çok faydalanan PYD/PKK

DEAŞ ve PYD/PKK arasındaki çıkar ilişkisi, kamuoyuna da yansıyan somut örneklerle ortaya çıkıyor. İki terör örgütü arasında yapılan anlaşma sonucunda Rakka'da DEAŞ'lı teröristler şehirden tahliye edildi, şimdi de sözde PYD/PKK hapishanelerindeki DEAŞ'lıla

ANKARA (AA) - AYNUR EKİZ - DEAŞ ve PYD/PKK arasındaki çıkar ilişkisi, kamuoyuna da yansıyan somut örneklerle ortaya çıkıyor.

AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, PYD/PKK-YPG ile DEAŞ terör örgütleri arasında, yaşanan çatışmaların ertesinde karşılıklı çıkar ilişkisi kurulduğu gözlendi.

Bunun en somut örneği ise PYD/PKK-YPG'nin Rakka'yı ele geçirmesi sırasında yaşandı. Terör örgütü, anlaşma gereği DEAŞ mensuplarının kentten otobüslerle çıkarılmasını sağladı.

Terör örgütü DEAŞ'ın sözde başkenti Rakka, ABD ile uluslararası koalisyonun yoğun silah, kara ve hava destekleri sayesinde PYD/PKK tarafından 17 Ekim 2017'de ele geçirildi.

Şehrin ele geçirilmesi sırasında iki terör örgütü arasında yapılan anlaşma sonucunda, DEAŞ'li teröristlerin, ABD ve uluslararası koalisyonun bilgisi dahilinde otobüslerle Rakka'dan güvenli bir şekilde çıkarılarak Markada, El Suvar ve Deyr ez Zor bölgelerine intikalleri sağlandı.

- PYD/PKK anlaşması ABD tarafından kabul edildi

Söz konusu anlaşma ve intikallere dair haberler BBC muhabirleri tarafından yapılırken, Rakka'da PYD/PKK ve DEAŞ arasında yapılan anlaşma ABD ve uluslararası koalisyon yetkililerince de kabul edildi.

Pentagon Sözcüsü Eric Pahon, Rakka'da sivil sayısının fazlalığından dolayı ABD öncülüğündeki DEAŞ karşıtı koalisyonun hava saldırısı düzenlemekte zorlandığı bir durumda, Suriye'de PYD/PKK'nın, DEAŞ ile söz konusu anlaşmayı yaptığını kaydetti. Anlaşmanın tamamen sivilleri koruma amaçlı olduğunu iddia eden Pahon, "Ortaklarımızla her zaman tam mutabık olmayabiliriz ama onların kendi sorunlarına çözüm bulmasına saygı duyuyoruz." ifadelerini kullandı.

DEAŞ karşıtı koalisyonun sözcüsü Albay Ryan Dillon ise Twitter hesabından konuyla ilgili bir açıklama yaparak, "Bu bir sır değil. Koalisyon 10 ve 14 Ekim'de basın açıklamaları yaptı, BBC Radyo dahil birçok haber kuruluşu ile konuştu. Bu yerel bir soruna yerel bir çözümdü. Koalisyon tamamen katılmasa da ortaklarımızın kararına saygı duyduk." ifadelerine yer verdi.

- İki terör örgütü arasında ateşkes anlaşması

DEAŞ terör örgütünün, birçok stratejik noktayı çatışmaya girmeden PYD/PKK-YPG'ye bırakması dikkati çekti.

Terör örgütünün Deyr ez-Zor kentinin doğusuna yönelik saldırısı sırasında DEAŞ ile yeniden bir anlaşmaya vardı.

Basına yansıyan anlaşma metni, PYD/PKK ile DEAŞ arasında ateşkes ilan edildiğini ortaya çıkardı. Yapılan ateşkes ile PYD/PKK, DEAŞ sahalarına yönelik saldırılarını kesti, DEAŞ'lı teröristlerin bölgeyi boşaltması sağlandı. Bunun ardından da PYD/PKK tarafından Deyr ez-Zor şehrinin doğu bölümü işgal edildi.

- DEAŞ'lı teröristleri Türkiye'ye karşı kullanıyor

Öte yandan PYD/PKK, hapishanelerde tuttuğu DEAŞ'lı teröristleri, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) karşı savaşmaları koşuluyla serbest bıraktı.

Terör örgütü, işgal ettiği bölgelerde etnik temizlik yapmak, bölgenin demografik yapısını değiştirmek amacıyla özellikle Arap ve Türkmen nüfusunu göçe zorluyor.

Örgütün, kendi sözde hapishanelerinde barındırmak istemediği DEAŞ terör örgütü mensuplarını da göçe zorladığı Türkmen ve Arapların arasına karıştırarak Türkiye'ye gönderdiği belirtiliyor.

DEAŞ'lı teröristler, Türkiye-Suriye sınırındaki kaçak girişler vasıtasıyla Türkiye'ye sevk ediliyor.

- "İdeolojileri farklı, kullandıkları metot aynı"

AA muhabirine konuşan İstinye Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, iki terör örgütü arasındaki organik bağa dikkati çekerek, "İdeolojilerinin farklı, kullandıkları metodun aynı olduğunu görüyoruz." dedi.

İki terör örgütünün de aynı şekilde ortaya çıktığına işaret eden Caşın, "Irak-İran savaşındaki zayıflama, Irak'ın 2003'te parçalanmasından sonra pek çok istihbarat elemanının DEAŞ'ı kurduğunu görüyoruz. Bunun içinde MOSSAD ve CIA'in olduğu da bilinmektedir. Trump, DEAŞ'ın Obama tarafından kurulduğunu ifade etmiştir." dedi.

Rakka operasyonunu anımsatan Caşın, "Hem PYD/PKK'nın DEAŞ'lı teröristlerin tahliyesinde görev aldığını hem de tahliye edilenlerin PKK üniformasıyla silahlandırıldığını görüyoruz. Bazılarının da farklı coğrafyalara, Sina, Libya, Afganistan'a gönderildiğini görüyoruz. Afganistan'da şu anda çok ciddi hareketlilik var. Pakistan'da da bombalı saldırılar var." değerlendirmesini yaptı.

Caşın şöyle devam etti:

"Türkiye, bu harekatı bozmuştur. Özellikle Cerablus harekatıyla bir efsaneyi yıkmıştır. 'Yenilemeyeceği' algısı vardı. 'Mehdi'nin Cerablus'a geleceği' söyleniyordu. Bu da olmadı. Türkiye, şimdi yeni bir model oluşturdu. Cerablus'ta hayat normale döndü. Türkiye, Afrin'de bunu uyguluyor. Türkiye'nin yeni modeli başarılı olursa Afrin'de Arap'ı, Kürt'ü, Türkmeni aynı yerde çalıştıracak, beraber yaşamı sağlayacak. Bu, Türkiye'nin, Suriye'nin toprak bütünlüğünde gözü olmadığı veya Kürtlere karşı yapılan propogandalarda öne sürüldüğü gibi sivilleri öldürüp onlara karşı mezalim etmediğinin ispat edilmesi bakımından çok önemli. Bunun için Amerika karşı çıkıyor ve 'Münbiç'e girmeyin' diyor. Ama Türkiye kararlı."

İki terör örgütünün kullandıkları askeri teknik açısından bakıldığında, PKK terör örgütünün muharebe tekniklerini DEAŞ'tan aldığının görüldüğünü belirten Caşın, bunun, iki terör örgütünün organik iş birliğini ortaya koyduğunu kaydetti.

Suriye'deki vekalet savaşında büyük güçlerin, işlerine geldiği gibi aşırı radikal grupları kullanabildiğini dile getiren Caşın, "Propoganda ve medyayı kullanarak İslamofobiyi ateşlediklerini görüyoruz. Bu da Soğuk Savaş sonrasındaki dolaylı askeri stratejinin ve emperyalizmin yeni modelidir." ifadelerini kullandı.

- "DEAŞ'ın ortaya çıkışından en çok PKK/PYD faydalandı"

Yıldız Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Okur, DEAŞ ile PYD/PKK-YPG arasındaki ilişkilerin Münbiç'te de var olduğuna işaret ederek, "Münbiç'in DEAŞ tarafından boşaltılması sırasında da Rakka'dakine benzer bir biçimde anlaşma yaptılar. Tabka barajının boşaltılması sırasında da iki terör örgütü arasında uzlaşmanın yaşandığını biliyoruz." şeklinde konuştu.

DEAŞ'ın ortaya çıkışından en çok PYD/PKK'nın faydalandığını vurgulayan Okur, "Tarih geleceğe doğru olarak bu ilişkilerin diğer boyutlarını da muhakkak bizim önümüze koyacak."diye konuştu.

Okur, Irak sınırından Akdeniz'e doğru bir terör koridoru oluşturma projesine Fırat Kalkanı Harekatıyla ilk önemli darbe vurulduğunu, Zeytin Dalı Harekatının, bunun tamamlayacısı olacağını belirterek şunları kaydetti:

"DEAŞ, Suriye iç savaşını bir taraftan zehirlerken diğer taraftan Suriye'de bir terör koridorunun önünün açılmasına, PKK devletçiği, Irak'ta örneği görüldüğü gibi Suriye'de sınırları çizilmiş özerk bölge olarak ortaya çıkacak, sonra kademeli olarak ülkenin parçalanmasına doğru gidecek süreçte yükseltilecek bir yapının kurulmasına hizmet ediyordu. Afrin operasyonu, bu yapının Akdeniz'e uzanan ucuyla ilgili beklentileri, ihtimalleri, gelecek senaryolarını ortadan kaldırmış olacak. Bu tek başına meselenin bittiği anlamına gelmiyor. Afrin'den sonra bu meselenin daha farklı şekilde konuşulacağını öngörebiliriz."

- "PKK, DEAŞ'ı bir araç olarak kullandı"

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş ise "PKK, Suriye'deki genişlemesinde, uluslararası camiada kendisini meşrulaştırma çabalarında DEAŞ'ı bir araç olarak kullandı." dedi.

DEAŞ ve PYD/PKK'nın belli yerlerde bir nevi "centilmenlik anlaşması" yaptığını kaydeden Ulutaş, birbirlerinin çıkarlarına doğrudan zarar vermekten kaçındıklarını, belli yerlerde de toprak değişimi yaptıklarını hatırlattı.

Ulutaş, "The State Of Savagery: ISIS in Syria" (Vahşet Devleti: DEAŞ Suriye'de) isimli kitabında da yer alan verilere dikkati çekerek, "Muhaliflerin elinde tuttuğu toprakların 88'ini DEAŞ'ın ele geçirmesi, sonra bu toprakların da yaklaşık yüzde 90'ı PKK/PYD-YPG'nin ele geçirmesi... Muhaliflerden DEAŞ'a, DEAŞ'tan PKK'ya yönelik bir toprak kontrolü seyri var. Bu doğal bir süreç değil." değerlendirmesinde bulundu.

PKK'lı insan kaçakçılarının DEAŞ'ın Suriye'yi terk etmesinde önemli rol oynadığının altını çizen Ulutaş, "Onların eliyle Suriye dışına, oradan Batı dünyasına giden pek çok DEAŞ'lı var. PKK'lı kaçakçılar yoluyla Suriye'nin dışına çıkarılan DEAŞ'lılar batı dünyası için ciddi bir tehlike olacak." diye konuştu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :