Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Muhtarlar Toplantısı

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Muhtarlar Toplantısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)"(AB ile üyelik müzakereleri) Üzerimizde yarım asırdır süren oyalamacanın yorgunluğu var, çok oyalandık, 53 yıl... Kendi değerleriyle, ilkeleriyle çelişme pahasına Türkiye'ye tavır alan bir kurumun kimseye güven vermesi mümkün de

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AB ile üyelik müzakerelerine ilişkin, "Üzerimizde yarım asırdır süren oyalamacanın yorgunluğu var, çok oyalandık, 53 yıl... Kendi değerleriyle, ilkeleriyle çelişme pahasına Türkiye'ye tavır alan bir kurumun kimseye güven vermesi mümkün değildir. Bugün Türkiye'ye uygulanan çifte standarda, yarın üye devletlerden herhangi birinin de maruz kalmayacağını kim garanti edebilir? Onun için Avrupa Birliği meselesinde kararı üye ülkelere ve birlik kurumlarına bırakıyoruz. Şayet Avrupa, kendi üzerine düşenleri yaparsa, biz bugüne kadar verdiğimiz her sözün arkasında dururuz. Aksi takdirde kendileri bilirler." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "30.Muhtarlar Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, çağdaş düşünce hayatının öncü isimlerinden yazar Cemil Meriç'in sözlerine atıfta bulundu. Meriç'in "Türkiye'nin kendi kalması, insanlığın bütün keşiflerinden, bütün fetihlerinden faydalanarak ihtişamlı mazisine layık bir istikbal inşa etmesi başlıca muradım" ifadelerini aktaran Erdoğan, "Hedefimiz, kökü mazide olan atiyi kurmaktır. Mesele budur. Bunun için diğer tüm müktesebatımızla birlikte Avrupa'dan, Batı'dan da mümkün olan en üst düzeyde istifade etmenin yollarını tabii ki arayacağız." diye konuştu.

- "Ne kadar ekmek o kadar köfte"

Erdoğan, bu çerçevede şayet Türkiye'ye karşı olan anlamsız husumetini, çifte standardını bir kenara bırakırsa hemen yarın Avrupa Birliğine (AB) tam üye olmaya hazır olduklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Avrupa Birliği ülkemize söz verdiği ama kasıtlı olarak tutmadığı vize serbestisi, mülteciler için toplamda 6 milyar avro yardım, fasılların açılması gibi adımları attığında biz de elbette iyi niyetimizi göstereceğiz. Ama artık tek taraflı adım atma dönemi bitti. Hani biz de bir söz var ya 'ne kadar ekmek o kadar köfte.' Şimdi Avrupa'ya biz bunu söylüyoruz. Bize ne verirseniz, bizden o kadarını alırsınız. Çünkü bizim Avrupa'nın peşinden koşacak sabrımız ve takatimiz kalmadı.

Üzerimizde yarım asırdır süren oyalamacanın yorgunluğu var, çok oyalandık, 53 yıl... Kendi değerleriyle, ilkeleriyle çelişme pahasına Türkiye'ye tavır alan bir kurumun kimseye güven vermesi mümkün değildir. Bugün Türkiye'ye uygulanan çifte standarda, yarın üye devletlerden herhangi birinin de maruz kalmayacağını kim garanti edebilir? Onun için Avrupa Birliği meselesinde kararı üye ülkelere ve birlik kurumlarına bırakıyoruz. Şayet Avrupa, kendi üzerine düşenleri yaparsa, biz bugüne kadar verdiğimiz her sözün arkasında dururuz. Aksi takdirde kendileri bilirler."

"Türkiye'nin Batı ile olan bağı güçlü de Doğu ile olan bağı zayıf mı?" diye soran Erdoğan, "Tam tersine, tarihimizin kültürümüzün, medeniyetimizin, atalarımızın mirası olan kurumların da şahsiyetlerin de tamamı Doğu'dadır." dedi.

Geçtiğimiz haftalarda yaptığı Özbekistan ziyaretinde gitme imkanı bulduğu Uluğbey, Şirdar ve Tillakari medreselerini de içeren Registan Meydanı'nın dünyada eşine az rastlanacak bir medeniyet şaheseri olduğunu anlatan Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:

"İmam Buhari Türbesi, Umam Maturidi Türbesi, Gur Emir Türbesi gibi tarihimizin ve inancımızın önemli sembolleri bizim için İstanbul'daki, Anadolu'daki, Balkanlardaki türbelerden farksızdır. Uluğ Bey'i bir kenara koyabilir misiniz? Gök bilimlerinde, matematik ilimlerinde bir deha, böyle bir insanı bir kenara koymak mümkün mü? Özbekistan'dan hemen önce ziyaret ettiğimiz Pakistan'da Pencap Eyaleti Başkanı dostum Şahbaz Şerif'in heyetimizi ağırladığı Lahor Kalesi'de Babür döneminden kalma görkemli bir eser. Orta Asya'dan yukarı doğru Sibirya'ya, aşağı doğru Hindistan'a kadar olan coğrafyanın tamamına aynı hissiyatla, aynı samimiyetle yaklaşıyoruz. Bunun için biz Rusya'yla, İran'la, tüm Orta Asya Türk Cumhuriyetleriyle, Güney Asya ülkeleriyle, Çin'le, Japonya'yla siyasi ve ekonomik ilişkilerimizi en ileri seviyede tutmak istiyoruz."

Batı ile olan ilişkileri Doğu'ya, Doğu ile olan ilişkileri Batı'ya alternatif görmediklerini ifade eden Erdoğan, "Tam tersine bu konumumuzu kendimiz ve dostlarımız açısından birbirini tamamlayan, birbirini bütünleyen ilişkilerin teminatı olarak görüyoruz. Aynı durum Karadeniz ve Akdeniz bölgeleri için de geçerlidir. Her iki denizin de dört bir tarafındaki ülkeler kapı 'bir değilse' de 'denizimiz bir' komşumuzdur. Biz öyle addediyoruz, öyle biliyoruz. Orta Doğu, Kuzey Afrika derseniz zaten her şeyiyle bizim bir parçamız. Bu geniş coğrafyada yaşayıp da kendi kaderini Türkiye'den ayrı düşünen, hisseden pek az insana rastlarsınız. Gittiğiniz zaman çok açık net zaten bunu size söylerler." şeklinde konuştu.

- "Bölgede yaşanan çatışmalar, savaşlar, zulümler asla halkların tercihi değildir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede yaşanan çatışmalar, savaşlar ve zulümlerin asla halkların tercihi olmadığına dikkati çekerek, "Maalesef basiretsiz yöneticiler ve dış güçlerin çıkar hesapları bir asrı aşkın süredir, bölgeden kanı ve gözyaşını eksik etmemiştir." dedi.

Suriye, Irak, Libya ve diğer ülkelerde kanı dökülen ve mağduriyete uğrayan her kardeşinin acısını kendi yüreklerinde hissettiklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Halep'e düşen bombalar sebebiyle gözyaşı döken her çocuk, evladına sarılan her anne baba bizim kardeşimizdir. Musul'da, Telafer'de ve diğer şehirlerde bir yandan DEAŞ'ın diğer yandan zalimlikte onları aratmayan mezhepçi milislerin zulmü altında inleyen her insan bizim kardeşimizdir. Her kim ki bize, 'buralara karışma' derse, bilsin ki aslında 'kalbimizden bir parçayı söküp atın' diyordur. Biz bunu yapamayız. Geçmişte, Afganistan'daki, Balkanlardaki, Karabağ'daki, Kırım'daki, Kıbrıs'taki zulümlere nasıl karşı çıktıysak şimdi de Irak'taki, Suriye'deki diğer bölge ülkelerindeki baskılara aynı şekilde rıza göstermeyeceğiz. Bu duruş bize tarihin mirasıdır."

(Sürecek)


AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :