Cumhurbaşkanı seçimi

Cumhurbaşkanı seçimi

Eski Mazlum-Der Genel Başkanı ve Milletvekili Arslan:

ANKARA (AA) - Eski Mazlum-Der Genel Başkanı ve AK Parti 22. ve 23. Dönem Milletvekili İhsan Arslan, Cumhurbaşkanlığı seçiminde, cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a destek verdiğini açıklayarak, "Kürtler ve Türkler olarak ortak bir geleceği hep birlikte inşa etme kararlılığımızda gerçekten samimi isek Sayın Erdoğan'ı desteklemekten başka çaremiz bulunmuyor" dedi.

Arslan, "Kamuoyuna açık mektup" başlığıyla yaptığı yazılı açıklamada, az konuşan biri olmakla birlikte, bugün mutlaka sesini duyurması gerektiğine inandığını belirterek, cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin kanaatini açıkladı. 

Türkiye'nin bir dönüm noktasında bulunduğunu, 10 Ağustos 2014 tarihinde, devletin kaderinin belirleneceğini ve bu tarihte milletçe, sandık başına giderek tercih yapılacağını ifade eden Arslan, açıklamasına şöyle devam etti:

"Ya yeni hal, ya izmihlal! Ya yeni bir Türkiye ya eskiye dönüş eşliğinde eski Türkiye! Tercihlerimizin geleceğimizi şekillendireceği bu tarihi dönüm noktasında, mutlaka sorumluluk bilinciyle hareket etmemiz gerekiyor. Ben eski Türkiye'de, sakallı insanların devlet dairelerine adım atmalarına izin verilmediği günleri hatırlıyorum. Başı örtülü kızımla Selçuklu Üniversitesi'nin kampüsüne alınmadığım günleri hatırlıyorum. Dindar insanların takke-tespih yüzünden hapse atıldıkları ya da sırf bu yüzden işten kovuldukları günleri hatırlıyorum. Eski Türkiye'de, Kürtçe konuşmanın ve Kürtçe şarkı dinlemenin yasaklandığı, Kürdün varlığının dahi inkar edildiği, 'Ben Kürdüm' demenin adeta günah ve büyük suç sayıldığı günleri hatırlıyorum. Dersim'deki, Zilan'daki katliamları okumuş biri olarak ben, Munzur çayının günlerce kırmızı aktığını biliyorum. 27 Mayıs 1960'taki, 12 Eylül 1980'deki askeri darbeleri, 28 Şubat'ı yaşayan biri olarak, son 30 yılda 4 bin köyün yakılıp yıkıldığını, onbinlerce Türk ve Kürt gencinin kanlarının akıtıldığını asla unutamıyorum. OHAL dönemlerini, faili meçhulleri, gayet iyi hatırlıyorum. Kürdistan sözcüğünü telaffuz etmenin, Kürtler'i muhatap almanın, barıştan bahsetmenin vatana ihanet sayıldığı günleri de hatırlıyorum.

Eski Türkiye'de neler yaşandığı tüm çıplaklığıyla ortada. Geçmiş ile günümüz arasında yapılacak bir kıyaslama, nereden nereye gelindiğini açıkça gözler önüne seriyor. Kürt sorununun çözümünde ve demokratik açılım sürecinde, geçen 12 yıllık süre zarfında alınan mesafeyi adeta yok saymak akıl ve izanla bağdaştırılamaz. Söz konusu sürecin hangi lider ve hangi iktidar tarafından başlatıldığını, sonuca ulaştırma amacıyla kararlı biçimde sürdürüldüğünü inkar etmek asla mazur karşılanamaz."

-"MHP'li bir iktidar ya da gücü sınırlı bir HDP ile sürecin devam ettirilemeyeceği gün gibi ortadadır"

Arslan, "halihazırda hüküm süren barış sürecinin devamı ve başarılı biçimde tamamlanmasının hem Kürtler hem Türkler için hayati önem arz ettiğini ve bu sürecin Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi geleceği ile doğrudan ilintili hale geldiği gerçeğinin de samimiyetle itiraf edilmesi gerektiğini" vurgulayarak, "Nitekim Sayın Erdoğan'ın 10 Ağustos seçimlerini güçlü bir şekilde kazanması, söz konusu barış ve kardeşlik projesinin tamamlanmasını mümkün kılacak, bunun aksi ise süreci sekteye uğratacaktır. MHP'li bir iktidar ya da gücü sınırlı bir HDP ile sürecin devam ettirilemeyeceği gün gibi ortadadır" ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanlığı seçimini bir Kürt sayımı biçiminde görmenin yanlışlık olduğunu belirten Arslan, seçimde asıl hedefin açılım ve "Çözüm Süreci"ni başarı ile taçlandırabilecek bir siyasi irade ve liderliği, azami düzeyde desteklemek olması gerektiğini vurguladı. 

"Kürtler ve Türkler olarak ortak bir geleceği hep birlikte inşa etme kararlılığımızda gerçekten samimi isek Sayın Erdoğan'ı desteklemekten başka çaremiz bulunmuyor" ifadelerini kullanan Arslan, şunları kaydetti:

"Kürt siyasi mücadelesinde başkalarının da çabaları ve fedakarlıkları olmakla birlikte, Sayın Erdoğan'ın çözüm sürecindeki iyi niyetini, cesaretini ve fedakarlığını asla görmezlikten gelemeyiz. Demokratikleşme adına da, hak ve özgürlükler adına da, Kürt sorununun çözümü adına da, 10 Ağustos'ta eski Türkiye'ye ve statükoculara kesinlikle geçit vermemeliyiz. Bu ülkeyi 90 yıl sonra el ele vererek yeniden inşa etmek istiyorsak, ertelenebilir küçük hesaplar peşine düşmemeye özen göstermeli ve de stratejik düşünmeliyiz. Siyasal sistemimize yeni ve çağdaş bir rota belirleme fırsatı doğurabilecek olan 10 Ağustos seçimlerinde tarafsız ve tavırsız kalmamalıyız.

Bu hassasiyetin bir gereği olarak ben de 'oy rengini belli etme modası'na uyarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında saf tutacağımı tüm kamuoyuyla paylaşmak istiyorum. Kardeşlik hukukuna, barış içinde birlikte yaşamaya, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek hazırlamaya, daha özgür, daha demokratik yeni bir Türkiye'ye gönül vermiş biri olarak, 10 Ağustos seçimlerinin hayırlara vesile olmasını diliyorum."

Kaynak:Haber Kaynağı