Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyük Roman Buluşmasında konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyük Roman Buluşmasında konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ekonomimize saldıranlara sesleniyorum; önceki oyunlarınızda nasıl başaramadıysanız şimdi de başaramayacaksınız." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kasımpaşa'da Roman kardeşlerimizle yan yana evlerde büyüdük, sokakta beraber oyun oynadık, kağıttan toplar yaptık, aynı okula gittik, aynı camide omuz omuza ibadet ettik, hayatımızın her anını birlikte yaşadık. Bizim için Türk, Roman, Kürt, Laz, Boşnak, Gürcü yoktur, biz hepimiz de birbirimizi Allah için seviyorduk, Allah'ın bir kulu olarak görüyorduk." dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde "Binbir Renk Tek Millet" ismiyle düzenlenen "Büyük Roman Buluşması"nda kürsüye Esat Kabaklı'nın seslendirdiği "Vatanına göz dikeni ez oğlum" isimli türkü eşliğinde çıktı, bu sırada salondaki Roman vatandaşlar da ellerinde Türk bayraklarıyla türküye eşlik etti.

Burdur'da dün trafik kazası geçiren Kabaklı'nın bugün ameliyat olduğunu ve kendisiyle görüştüğünü belirten Erdoğan, kendisine acil şifalar diledi.

Salonda bulunanları Romanca selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kasımpaşa'daki Roman arkadaşlarının ortak anılarını anlattığı videonun kendisini duygulandırdığını, doğduğu, büyüdüğü mahalleye, Kotra'ya götürdüğünü dile getirdi. Erdoğan, "Orada sınıf arkadaşlarım vardı, beraber top oynadığımız arkadaşlarım vardı. O mahallede o kardeşlerimizin ne kadar çalışkan olduğunu görürdüm. Şu anda o tabloyla artık yeniden 10-11-12 yaşıma döndüm. Ama oradan sadece doktor, öğretmen çıkmıyor aynı zamanda cumhurbaşkanı da çıkıyor." diye konuştu.

- "Bunların medeniyetten nasibi yoktur"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bakmayın siz Almanların o 'Nazi' uygulamasıyla Romanlara yaptıklarına, bakmayın daha şurada üç beş sene önce Fransızların Romanları adeta yurt dışı ettiklerine. Bunlar 'medeniyiz' diye konuşurlar, geçinirler ama bunların medeniyetten nasibi yoktur bunu böyle biliniz." dedi.

Romanlarla bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Birileri bu işin taklidini yapar, biz ise aslını yaparız. Biz yaşarız, birileri siyasi yatırım yapar. Sizler aracılığıyla Türkiye'deki, dünyadaki tüm Roman kardeşlerimize özellikle sevgilerimi, selamlarımı yolluyorum. Bizim Roman kardeşlerimizle muhabbetimiz çok eskilere, çocukluk yıllarımıza dayanır.

Kasımpaşa'da Roman kardeşlerimizle yan yana evlerde büyüdük, sokakta beraber oyun oynadık, kağıttan toplar yaptık, kağıttan yaptığımız o toplarla oynadık, sokak aralarında yuvarladık, yuvarlandık, aynı okula gittik, aynı camide omuz omuza ibadet ettik, hayatımızın her anını birlikte yaşadık. Bizim için Türk, Roman, Kürt, Laz, Boşnak, Gürcü yoktur, biz hepimiz de birbirimizi Allah için seviyorduk, Allah'ın bir kulu olarak görüyorduk. Ne diyor o güzel Roman şarkısında, 'İlle de Roman olsun, ister taştan çamurdan olsun, o da Allah kuludur, her kim olursa olsun.' Hepimiz de Allah'ın kulu olduğumuz için birbirimize de öyle bakıyor, öyle davranıyoruz."

- "Bu tarz olumsuz düşünceler, tavırlar, davranışlar görüyoruz"

Erdoğan, "Ülkemizde ayrımcılık hiç olmadı mı? Şimdi de olmuyor mu? Elbette vardı, az da olsa bugün de oluyor." diyerek, şunları söyledi:

"Sadece Romanlara değil, toplumun her kesimine yönelik bu tarz olumsuz düşünceler, tavırlar, davranışlar görüyoruz. İnsan, eşrefi mahlukat olmasının yanında bireysel ve toplumsal düzeyde yanlış yollara sapma eğilimi de bulunan bir varlıktır.

İşte az önce kemaniyi dinledik değil mi? Bir Roman ama nasıl bir kemani, konuşturuyor, ağlatıyor. Bakın bu dünyada şu anda ünü olan bir kardeşimiz. Mesele, onun ruhundan ne çıkıyor, mesele o ruh dışarıya nasıl yansıyor. Burada da nereye bakacaksın? O eserin sahibine bakacaksın."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Şimdi girerken içeriye, bazı sanatçılarımızı da gördüm. Ama herhalde onlar burada yok. Az önce Kibariye kardeşimizin ilahisini dinledik. Bizim klarnet virtüözümüz nerede? Yoksa dönüp gitti mi ne yaptı?" sözleri üzerine salona klarnet virtüözü Serkan Çağrı geldi.

Hazreti Peygamber'in "Veda Hutbesi"nde, "İnsanlar, Rabb'iniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Arap'ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadır. Allah nezdinde en kıymetli olanınız O'ndan en çok korkanınızdır." ifadesini anımsatarak, şunları kaydetti:

"Görüldüğü gibi Peygamber Efendimiz, bize insanlara nasıl bakmamız gerektiğinin ölçüsünü gayet açık bir şekilde gösteriyor. Irkından, teninden veya bir başka beşeri hususiyetinden dolayı kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece takvadadır. Allah'tan korkmadadır."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Her ne kadar birileri, Romanları sadece Romanlar gününde hatırlayıp istismar malzemesi olarak kullanmaya çalışıyorsa da sizler bizim ne yaptığımızı, ne yapacağımızı gayet iyi biliyorsunuz. Bay Kemal 'Ben sizin ayağınıza geldim, Cumhurbaşkanı sizi ayağına çağırıyor' diyor. Bay Kemal, ben Roman kardeşlerimin içinde doğdum, oradan çıktım, oradan geldim." dedi.

Hayatı boyunca "Yaratılanı severiz Yaradan'dan ötürü" anlayışıyla hareket ettiğini ve hangi göreve geldiyse Romanlarla iç içe olduğunu, irtibatı hiç kesmediğini belirten Erdoğan, "İşte aynı mahallede doğduk, aynı mahallede büyüdük, buyurun, demek ki bak oradan cumhurbaşkanı çıkabiliyormuş, başbakan çıkabiliyormuş." diye konuştu.

- "Roman kardeşlerimize Fransa gibi Fransız kalmayacağız"

Benzer toplantılarda, illere gerçekleştirdiği ziyaretlerde ve Kasımpaşa'ya gittiğinde, Romanlarla kucaklaştıklarını dile getiren Erdoğan, "İnşallah bundan sonra da ömrümüzün sonuna kadar aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz. Biz Roman kardeşlerimize Fransa gibi Fransız kalmayacağız." ifadesini kullandı.

"Klarnetin virtüözü" ifadesiyle nitelendirdiği sanatçı Serkan Çağrı'ya, klarnetinin yanında olup olmadığını soran Erdoğan, olumsuz yanıt alması üzerine, "Olur mu böyle şey, buraya geliyorsun klarnetin yanında değil." karşılığını verdi.

 

 

Romanlara olan sevgilerini ve muhabbetlerini sadece sözde bırakmadıklarını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin çok önemli bir rengi olarak gördüğü Romanlara yönelik mevzuata yansımış uygulamaları ortadan kaldırdıklarını anımsattı.

Erdoğan, 2006'da İskan Kanunu'nu değiştirdiklerini ve ayrımcı ifadeleri ortadan kaldırdıklarını belirterek, "Yine aynı yıl polis talimatnamesindeki ayrımcı ifadelerin kaldırılmasını sağladık. 2009 yılı sonunda ise Başbakan Yardımcımızın başkanlığında, Türkiye'nin 36 ilinde faaliyet gösteren federasyonların ve derneklerin katılımıyla bir Roman Çalıştayı topladık. Böylece cumhuriyet tarihinde ilk defa Roman vatandaşlarımız meselelerini devletin en üst düzeyinde konuşma, tartışma imkanı buldular." dedi.

Roman vatandaşların konut sorunlarını çözmek için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve TOKİ'nin iş birliğinde bir proje başlattıklarını ve Türkiye'nin farklı yerlerindeki 31 merkezde toplam 4 bin 608 sosyal konut inşa ettiklerini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Roman vatandaşlarımızın aylık 130 lira taksitle ödemesini yaptıkları bu konut projesini, maalesef devam ettiremedik. Çünkü yapılan sosyal konutlar, TOKİ'nin genel konsepti gereği çok katlı binalardan oluşuyordu. Oysa Roman vatandaşlarımız müstakil evlerde yaşama kültürüne sahipler. Şehirlerdeki arsa maliyetlerinin yüksekliği sebebiyle bakanlığımız bu projeyi finanse edemediği için konut yapımına ara verildi. Şayet Roman vatandaşlarımız kendi aralarında kuracakları kooperatifler vasıtasıyla arsa meselesini çözmede bize yardımcı olurlarsa inşallah konut inşası konusunda kendilerine yardımcı olmaya devam edeceğiz."

Erdoğan, Roman vatandaşların yaşadığı yerlerdeki camilerin özel olarak görevlendirilen imamlar vasıtasıyla aktif bir şekilde faaliyet gösterdiğini dile getirdi.

Türk Ceza Kanunu'nda 2014'te yapılan değişiklikle nefret ve ayrımcılık suçlarının yeniden tanımlandığını anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Buna göre bir kişinin dilinden, ırkından, milliyetinden, renginden, cinsiyetinden, engelinden, siyasi düşüncesinden, felsefi inancından, dininden ve mezhebinden kaynaklanan nefret nedeniyle fiil işleyenlerin cezası artırılmıştır. Bu ne demektir? Ben Roman federasyonlarına, federasyon, konfederasyon başkanına bir şey söylüyorum, bu nedir? Dil çalışmasını bence geliştirin ve bu konuyla ilgili olarak Başbakan Yardımcım Hakan Bey'in de takibinde fayda var, parti olarak da Öznur Hanım'ın bu işi takibinde fayda var diyorum ki bu dil sizin kendi aranızda bir defa bütünleşmenizi ne yapacaktır? Daha da artıracaktır, daha da geliştirecektir."

Faaliyete geçirdikleri Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ile Kamu Denetçiliği Kurumu gibi müesseselerin görevlerinden birinin de vatandaşlara yönelik ayrımcılıkların önlenmesi olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın koordinatörlüğünde 2016 yılında hazırlanan strateji belgesi ve eylem planında yer alan hususlar adım adım hayata geçiriliyor. Bu çerçevede Roman vatandaşlarımızın istihdamına destek olmak amacıyla eğitim seviyelerinin yükseltilmesine ve mesleki beceri kazandırılmalarına yönelik projeler geliştiriliyor. Nitekim sadece son 3 yılda istihdama katılmalarını sağlamak için 5 bin 608 Roman vatandaşımızın mesleki eğitim, kurs ve programlarından yararlanabilmeleri sağlanmıştır."

SİROMA adıyla yürütülen bir başka projeyle de 12 ildeki Roman vatandaşların eğitim, sağlık, iş gücü, sosyal dayanışma çabalarına yönelik çalışmalar gerçekleştirildiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu liste uzayıp gidiyor. Bu vesileyle ilgili kurumlarımızın strateji belgesinde ve eylem planında yer alan hususlarda biraz daha hızlı hareket etmeye, icraata dönük çalışmalara ağırlık vermeye davet ediyorum. Her ne kadar birileri, Romanları sadece Romanlar gününde hatırlayıp istismar malzemesi olarak kullanmaya çalışıyorsa da sizler bizim ne yaptığımızı, ne yapacağımızı gayet iyi biliyorsunuz. Bay Kemal 'Ben sizin ayağınıza geldim, Cumhurbaşkanı sizi ayağına çağırıyor' diyor. Bay Kemal, ben Roman kardeşlerimin içinde doğdum, oradan çıktım, oradan geldim. Kaldı ki mesele sadece Roman meselesi değildir, mesele Türkiye'nin topyekun gelişmesi, büyümesi, zenginleşmesi meselesidir. Öyle olduğu zaman 81 milyon vatandaşımızın tamamı bundan istifade eder. Biz Türkiye'yi demokraside ve ekonomide işte bu şekilde geliştirdik, geliştirmeyi sürdürüyoruz."

 

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :