"Çok açlık çektik, bilmeden kedi maması bile yemişiz"

"Çok açlık çektik, bilmeden kedi maması bile yemişiz"

Türkiye'den Avustralya'ya göç eden Türkler, bu ülkede yarım asrı doldurdu- Melbourne'a gelen ilk kafileden Raif Güçlü:- "Avustralya bugünkü gibi değildi, geriydi. Yani çok açlık çektik. Öyle ki bilmeden kedi maması bile alıp yemişiz" - Hayati Deniz:- "Şim

MELBOURNE (AA) - RECEP ŞAKAR - Avustralya ve Türkiye arasındaki anlaşma uyarınca 1968'den itibaren gruplar halinde Türkiye'den Avustralya'ya göç eden Türkler, bu ülkedeki 50'nci yılını geride bıraktı.

İki ülke arasında 5 Ekim 1967'de imzalanan anlaşmanın ardından yaklaşık bir yıl sonra 14 Ekim 1968'de ilk kafilenin Sydney'e varmasıyla başlayan Türkiye'den Avustralya'ya göçün yarım asırlık tarihi, ülke genelinde düzenlenen etkinliklerle kutlanıyor.

İlk kafiledeki Türklerin Avustralya'daki yaşantılarını konu alan yıl içinde hazırlanan belgesel filmler, festivaller, konserler ve sergiler yoğun ilgi görüyor.

Melbourne'e 15 Kasım 1968'de ulaşan 179 kişilik ilk kafilede bulunan Türklerden 76 yaşındaki Raif Güçlü, 82 yaşındaki Hayati Deniz, Avustralya'ya gelişlerinden bugüne anılarını AA muhabirine anlattı.

- "Kıbrıslı kardeşler ellerinde Türk bayrağıyla karşıladı"

Hayati Deniz, Melbourne'a aktarma yapmak üzere Sydney Havalimanı'na indiklerinde Kıbrıs ve Avrupa'nın farklı ülkelerinden gelen Türk kökenliler tarafından karşılandıklarına değinerek, toplanan kalabalığa teşekkür konuşması yaptığını söyledi.

Avustralya'ya çok fazla bir bilgiye sahip olmadan, sanki bir Avrupa ülkesine gider gibi "çıkıp" geldiklerini belirten Deniz, "Havaalanına indik, arkadaşlar beni tuttular, kaldırdılar bir sandalyenin üzerine çıkardılar konuş diye, iğne atsan yere düşmeyecek şekilde çok kalabalıktı." dedi.

- "Ben nohutu nereden bulacağım"

Deniz, İngilizce bilmemenin sıkıntılarını da çok çektikleri ifade ederek, ilk işe girdiği fabrikada ürettikleri lastikleri test eden birim amiriyle aralarında geçen olayı şöyle anlattı:

"Elinde bir şiş, yaptığımız tekerlere batırıp duruyor, 'no good, no good' diye söyleniyor. Ben de dedim ki arkadaşa 'bu adam nohut, nohut diyor, ben nohutu nereden bulacağım.' Meğer sonra öğrendik ki 'no good' demekle lastiklerin iyi olmadığını anlatmak istiyormuş."

Deniz, o dönemde göçmenlerin büyük kısmının iki ya da üç işte birden çalıştığını, kendisinin de sabahtan öğleden sonraya kadar bir fabrikada, akşamdan sabaha kadar ise başka bir fabrikada çalıştığını dile getirdi.

- "Açlıktan ölmezdik, keşke gelmeseydik"

Deniz, Avustralya'ya ekonomik sıkıntılar yüzünden "başını sokacak bir ev" alabilmek gayesiyle geldiğini ancak çok zorluk çektiklerini belirterek, "Şimdiki aklım olsaydı vatanımdan bir adım dışarı atmazdım. Açlıktan ölmezdik, keşke gelmeseydik." diye konuştu.

4 çocuk 7 torun sahibi Deniz, Türkiye'deki yakınlarının neredeyse tamamını kaybettiği için çok özlediği vatanına gitse bile yalnızlık çekeceğine inandığını kaydetti. Deniz, "Gitmek isterim fakat çoluğum çocuğum burada, ben orada yapayalnız kalacağım, Türkiye'de dikili bir ağacım bile yok." dedi.

Farklı işlerde çalıştıktan sonra yaklaşık 22 yıldır Melbourne'de market işleten 3 çocuk, 9 torun sahibi Raif Güçlü de Türkiye'yle bağının hiç kopmadığını ancak kendisini, 26 yaşında geldiği ve 50 yıl geçirdiği Avustralya'ya ait hissettiğini dile getirdi.

İlk kafilenin başkanı olan Güçlü, buradaki karşılamadan oldukça etkilendiklerini ve o anki sahneyi hiç unutmadıklarını vurgulayarak, "Sağolsun Kıbrıslı kardeşler bizi ellerinde kıpkırmızı bayraklar, çocukları da milli kıyafetlerle karşıladı. 'Hoş geldiniz, sizinle beraberiz' pankartları vardı. O manzarayı görünce tabii ki çok sevindik." ifadelerini kullandı.

- "Çok açlık çektik, bilmeden kedi maması bile yemişiz"

Güçlü, Avustralya'da o yıllarda iş bulmanın çok kolay ancak yiyecek bulmanın zor olduğunu belirterek, "Avustralya bugünkü gibi değildi, geriydi. Yani çok açlık çektik, istediğimiz yiyecekleri bulamadık, zeytini bile yiyemezdik. Öyle ki bilmeden kedi maması bile alıp yemişiz. Bunlar hep yaşandı." diye konuştu.

Avustralya'ya göç eden Türklerin "Türkiye'de daha az çalışıyorduk" yönündeki görüşlerinin doğru olduğunu aktaran Güçlü, "Mesela ben Türkiye'deyken PTT memuruydum. Evime oduncu odunu bırakırdı, sobaya sığması için de adam tutar kestirirdim. Ama burada her işimizi kendimiz yaptık, çalışmayı öğrendik, o bir gerçek." yorumunu yaptı.

- Türkler en iyi uyum sağlayan göçmenlerden

Avustralya'ya geldikleri ilk günden itibaren sıkı çalışan Türkler, Avustralya başbakanlarının da belirttiği gibi iş, kültür, sanat, eğitim, spor ve siyaset gibi alanlarda önemli katkıda bulundular.

Victoria Eyalet Parlamentosuna 1'i bakan 3 milletvekili gönderen Avustralyalı Türkler, okulları, camileri, dernekleri ve spor kulüpleriyle çok kültürlü Avustralya toplumuna asimile olmadan en iyi uyum sağlayan göçmen gruplardan biri olarak görülüyor.



Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :