'Çocuklara N. Hoca fıkrası anlatın'

'Çocuklara N. Hoca fıkrası anlatın'

N. Hoca fıkralarının çocukların düşünme ve yorum yapabilme özelliklerini geliştirebileceği bildirildi.

Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Berat Alptekin, yaptığı açıklamada Nasreddin Hoca'nın bugüne kadar çok çeşitli yönleriyle değerlendirildiğini, fıkralarının çok yönlü olarak ele alındığını söyledi.

 

Nasreddin Hoca ve fıkralarının yerli ve yabancı araştırmacılar tarafından kitap, makale ve bildiri boyutunda ele alındığını ifade eden Alptekin, ''ancak sözünü ettiğimiz kaynaklarda Nasreddin Hoca fıkralarının bilmeceyle ilişkisi olup olmadığı konusuna hemen hemen hiç girilmemiştir'' dedi.

 

Alptekin, Nasreddin Hoca fıkralarında ''çocuklar şimdi size bir bilmece soracağım, haydi cevaplandırın'' denilmediğini ancak fıkralarının birçoğunun bilmece üzerine kurulduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

''Üzerine onlarca kitap, yüzlerce makale ve bildiri yayımlanan Nasreddin Hoca fıkralarının birçoğu, gerçekte içerdiği soru cevaplar ile bilmece yapısına uymaktadır. Nasreddin Hoca'nın en çok bilinen 'dünyanın merkezi', 'aynı merdiveni kullandı' gibi fıkralarında da hep bilmece yapıları ortaya konmuştur. Örneğin bu fıkraları soru cevap yöntemiyle bilmece durumuna getirirsek, 'dünyanın merkezi neresidir' sorusuna, 'eşeğinin ön ayağının bastığı yer' cevabı çıkar ortaya. Aynı şekilde 'gökyüzünde ne kadar yıldız var' şeklindeki bir bilmece sorusunda da 'eşeğimin kuyruğundaki kıl kadar' cevabı ortaya çıkar.''

    

FIKRALARDAKİ BİLMECE ÜSLUBU

    

Nasreddin Hoca fıkraları arasında tespit ettikleri bilmecemsi özelliklerden bazılarının Türk bilmecelerinde de bulunduğunu anlatan Alptekin, şu örnekleri verdi:

''Hoca'nın bir diğer bilmecemsi fıkrası da şöyledir: 'Hocaya sormuşlar yemeği niçin beş parmağınla yiyorsun diye o da altı parmağım olmadığı için' diye cevap vermiş. Yine Nasreddin Hoca Arabistanlı bilginlerle karşılaşmış ve onlara 'cennete girdi-çıktı-girecek, girdi-çıktı-girmeyecek, girmedi-girecek, bir de ne girdi ne de girecek' diyerek bunu açıklamalarını istemiş. Bilginler cevap veremeyince açıklamış: 'Girip çıkan ve tekrar girecek olan Hz. Adem ile Havva, giren-çıkan ve tekrar girmeyecek olan şeytan, girmeyip girecek olan Müslümanlar, hiç girmeyecek olanlar ise kafirlerdir.' Bu fıkralar hep Nasreddin Hoca'nın fıkralarındaki bilmecemsi yönü gösteriyor'' diye konuştu.

 

Alptekin, Nasreddin Hoca fıkralarını yazanlar veya sözlü kültürde anlatanların farkına varmadan veya bilerek bilmecelerden yararlandığını dile getirerek, bilmecemsi Nasreddin Hoca fıkralarından okul öncesi ve ilköğretim çağındaki çocuklara anlatıldığı takdirde, çocukların dil zekasının gelişeceğini, düşünme ve yorum yapabilme gibi özelliklerinin artabileceğini düşündüğünü bildirdi.

    

BİLMECEMSİ FIKRALARDAN ÖRNEKLER

    

Nasreddin Hoca'nın bilmecemsi fıkralarından bazıları ise şöyle:

-Günün birinde üç papazın yolu Akşehir'e düşer, Hoca'nın bilgisini denemek için ona soru sorarlar. Birinci papaz, ''Hocam dünyanın merkezi neresidir?'' diye sorar. Hoca hiç tereddüt etmeden eşeğini göstererek, ''Eşeğimin sağ ön ayağının bastığı yerdir'' diye cevap verir. İçlerinden itiraz eden papaza da ''inanmıyorsan ölç'' diye cevap verir.

 

Bu defa ikinci papaz ''Hocam gökte kaç yıldız vardır'' diye sorar. O da yine eşeğini göstererek ''Eşeğimin kuyruğundaki kıl kadar yıldız vardır'' der. ''Bunu ispatlayabilir misiniz'' denildiğinde de ''İnanmıyorsan sayabilirsiniz'' der. Hocanın verdiği cevaplara şaşıran papazlar üçüncü soruyu sormaktan vazgeçerler.

 

-Birkaç papaz Nasreddin Hoca'ya ''sizin peygamberiniz miraç için gök yüzüne nasıl çıktı'' diye sorar. Hoca da ''sizin peygamberinizin göğe çıktığı sırada kurulan merdivenle'' diye cevap verir.

-Nasreddin Hoca'ya sorarlar ''niçin bu dünyanın halkı o yana bu yana koşturup durur'' diye. O da ''eğer hepsi bir yana gitseydi dünya o tarafa devrilirdi'' demiş.

-Nasreddin Hoca'ya ''Cenazeyi götürürken tabutun önünde mi, arkasında mı bulunmalı'' diye sormuşlar. O da ''İçinde bulunmayın da neresinde bulunursanız bulunun'' demiş.

-Hocaya dünyanın kaç arşın olduğunu sormuşlar, Nasreddin Hoca da o esnada götürülen bir cenazeyi göstererek, ''bu sorunun erbabı şu gidendir. Ona sorunuz. Bakınız, o şimdi ölçmüş, gidiyor'' demiş.

aa