CHP MYK Toplantısı

CHP MYK Toplantısı

Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Böke:- "15 Temmuz'da milletin ve Meclisin iradesine kastedenler, vatandaşlarımızı şehit edenler ve onlara bu ülkeyi teslim eden bütün sivil uzantılar ve sivil darbecileri mutlaka hukuk, tarih ve millet önünde hesap

ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, "15 Temmuz'da milletin ve Meclisin iradesine kastedenler, vatandaşlarımızı şehit edenler ve onlara bu ülkeyi teslim eden bütün sivil uzantılar ve sivil darbecileri mutlaka hukuk, tarih ve millet önünde hesap vermeye götüreceğiz." dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında, parti genel merkezinde toplandı.

Toplantının ardından açıklamada bulunan Böke, geçen hafta TBMM'nin yeni yasama yılının başladığını ancak OHAL nedeniyle bilinen anlamda bir yasama faaliyetinin başlayamadığını bildirdi.

Türkiye'yi yönetenlerin, bir utanç tablosunu daha ortaya koyarak OHAL'i uzattığını savunan Böke, CHP'nin, OHAL'in kaldırılması gerektiğini kuvvetle dile getirdiğini anımsattı. Böke, Türkiye'nin normalleşmesi gerektiğini ifade ederek, bunun, OHAL uzatılarak, milletin iradesi gasp edilerek, sivil darbe yapılarak sağlanamayacağını belirtti.

Böke, millet iradesinin kalesi olan, Türkiye'de egemenliği savunan ve inşa eden, bombalar altında dahi bundan feragat etmeyen Meclisin sivil darbeyle bütün yetkilerinin gasp edildiği bir yasama dönemine başlandığını iddia etti. Böke, "Üniformalı darbecilerin 15 Temmuz gecesinde yapamadığını, üniformasız darbeciler bir kez daha OHAL'i uzatarak yeniden yaptılar. Türkiye'nin Gazi Meclisi'nin en temel yetkisini, millet adına, millet için yasama yapma yetkisini bu OHAL rejimi ile gasp ettiler." diye konuştu.

Türkiye'nin terörle ve darbecilerle mücadele etmesi için OHAL'e ihtiyacının olmadığını savunan Böke, bunun için çok acil demokrasiye ihtiyacın olduğunu vurguladı. Böke, "Gazi Meclis eğer eli kolu bağlanmazsa, ayağına prangalar vurulmazsa, üzerine saraydan vesayet kurulmazsa, terörle de darbeyle de ne kadar iyi mücadele edebileceğini 15 Temmuz gecesinde o bombaların altında gösterdi. Yeter ki Meclis özgür bırakılsın, yeter ki Meclis hak ettiği şekilde milleti temsil ederek işini yapabilsin." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin değil, AK Parti'nin ve onun yönetildiği sarayın OHAL rejimine ihtiyacının olduğunu ileri süren Böke, şöyle konuştu:

"Bu OHAL, Türkiye ihtiyaç duyduğu için değil, AKP'nin kendisini korumak için ortaya koyduğu bir gerçeğe dönüştü. OHAL, açıkça AKP'nin sivil darbe yapmak için kullandığı bir araca dönüştü. 14 yılda ülkeyi cemaatlere teslim ederek, 15 Temmuz gecesini bize yaşatanlar, şimdi darbe fırsatçılığı ile kendilerini Meclis yerine koymaya bir kez daha devam ediyor. Meclis iradesi üzerine kendi iradesini koyanları tarih, 'darbeyle mücadele edenler' olarak değil, 'darbeci' olarak mutlaka yazacaktır. Burada sorulması gereken soru, AKP ve saray rejiminin neden OHAL'e ihtiyaç duyduğu sorusudur. Meclisteki dört parti, FETÖ ve darbe konusunda ortak bir tutum ortaya koydu. 15 Temmuz gecesinde müthiş, olağanüstü bir durum yaşanırken dört parti bir araya geldi ve ortak bir bildirgenin altına imza attı, üstelik de bombaların altında. Üniformalı darbeciler karşısında, bombalar altında bunu yapabilmiş olan Meclise şimdi dönüp, 'Demokrasi iradesini elinizden alıyoruz.' demek, Türkiye adına bir utanç kaynağıdır."

- "OHAL'in FETÖ'ye kalkan yapılmasına izin vermeyeceğiz"

Böke, iktidarın tek derdinin, kendi içindeki FETÖ'cüleri himaye etmek, korumak olduğunu iddia ederek, "Siyasetteki ve Meclisteki FETÖ'cüleri korumak için Meclisin ayağına pranga vurmayı açıkça tercih ediyorlar. Meclis'in darbeyle açıkça hesaplaşması, bu darbeye neyin yol açtığının araştırılması ve yeni darbe girişimlerinin önlenmesi için tedbirlerin alınması yerine, AKP, yeni darbeleri kendi eliyle yapıyor." görüşlerine yer verdi.

Böke, şunları ifade etti:

"OHAL rejimi ile bir yandan AKP içindeki FETÖ'cüler himaye edilirken, öte yandan da darbeyle bağı olduğuna dair ortada hiçbir hukuki delil olmayan on binlerce vatandaşımız hapsediliyor, işten atılıyor, fişleniyor, hem bugünleri hem yarınları karartılıyor. OHAL rejimi ile Türkiye'nin başına FETÖ belasını açan, Meclis'in ve milletin bombalanmasına zemin hazırlamış olan siyasetçiler korunuyorlar. FETÖ'nün faturası AKP'ye muhalif olan memura, televizyon kanalına, polise, öğretmene ve akademisyene, kısacası millete kesiliyor. Türkiye, AKP'nin 14 yıldır cemaatlerle koalisyonunun sonucunda 15 Temmuz gecesinde bir felaket yaşadı. Bu felaketin sorumluları mutlaka hesap vermek zorundalar. Hiç kimse, siyaseten zarar görmemek için OHAL rejimi arkasına sığınarak içindeki FETÖ'cüleri himaye edemez."

Böke, iktidarın yanıtlaması istemiyle, "İçinizdeki FETÖ'cüleri ne zaman temizleyeceksiniz? Devleti 14 yıldır FETÖ'ye teslim etmiş olan AKP'lileri, FETÖ'cüleri daha ne kadar koruyacaksınız? Siyaset içindeki FETÖ'cüleri araştırmak üzere kurulmasını teklif ettiğimiz Meclis Komisyonunun kurulmasını neden reddettiniz, neden korkuyorsunuz? Darbe Komisyonunu işler kılmak yerine önüne engel oluşturmakta neden ısrar ediyorsunuz? Kısacası, OHAL'i içinizdeki FETÖ'cülere can simidi yapmaya daha ne kadar devam edeceksiniz?" sorularını yöneltti.

Bu soruları, yanıt alıncaya kadar tekrarlayacaklarını belirten Böke, iktidarın, OHAL'i FETÖ'ye kalkan yamasına izin vermeyeceklerini belirtti. Böke, "15 Temmuz'da milletin ve Meclisin iradesine kastedenler, vatandaşlarımızı şehit edenler ve onlara bu ülkeyi teslim eden bütün sivil uzantılar ve sivil darbecileri mutlaka hukuk, tarih ve millet önünde hesap vermeye götüreceğiz. Açıkça OHAL rejimi ile FETÖ'nün AKP uzantılarına bir kalkan oluşturuluyor." ifadesini kullandı.

- "Bir darbe yaşanıyor"

OHAL rejimi ile iktidara ve FETÖ'ye muhalif olanların sesinin bastırıldığını iddia eden Böke, darbeyle mücadele kılıfında bir darbenin yaşandığını bildirdi.

Böke, iktidarın Türkiye'ye çok açık bir faşizm yaşattığını ileri sürerek, "Bugün saray rejiminin hukuku, güçlüyü, zengini koruyor." dedi.

Cerattepe'de Artvinlilerin bir olarak doğayı savunduğunu hatırlatan Böke, "iktidarın mahkemelerinin, rantçı holdingleri" yandaş bildiğini öne sürdü.

Böke, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ancak faşist rejimlerde televizyon kanalları, radyolar, gazeteler sadece muhalif oldukları için susturulurlar, üstelik de polis zoruyla susturulurlar. Bugün sarayın OHAL rejimi, üniformalı darbecilerin o gece yapmaya kalktığını şimdi sivil bir darbeyle, basın kuruluşlarını polis zoruyla susturuyorlar. Şunu herkesin iyi bilmesi gerekiyor, asker üniforması üzerilerinde, silah zoruyla medyayı susturmaya kalkanların karşısında durduğumuz gibi bugün de sivil darbeyle televizyonları ve radyoları kapatanların karşısındayız. Asla Türkiye'de farklı seslerin susturulmasına, farklı renklerin görülmesine engel olunmasına izin vermeyeceğiz. Askeri darbeye de karşıyız, sivil darbeye de."

Böke, faşist rejimlerde, öğretmenlerin liyakate göre değil de diktatöre biat edip etmediklerine göre atandığını öne sürerek, "Bugün sarayın OHAL rejimi, öğretmenleri mülakatla atıyor. Öyle pervasızlar ki mülakatta 'Reis kimdir?' diye sormayı hak görüyorlar. Türkiye'yi 14 yılda asker üniformalı FETÖ darbecilerine işte tam da bu kafayla teslim etmişlerdi. Şimdi aynı kafa Türkiye'ye bir OHAL rejimi dayatıyor." diye konuştu.

- "2023 hedefleri hayale dönüştü"

Baskıcı, faşist rejimlerde, sınır ötesinde savaşların arandığını belirten Böke, "Bugün sarayın OHAL rejimi, ülkemizin kuruluş belgesi, tapu senedi olan Lozan'ı tartışmaya açarak, Irak'ta, Suriye'de uzun ve topyekün bir savaşa hazırlanarak, iç ve dış politikada kendi sıkışmışlığını, Mehmetçiğin canı pahasına aşmaya kalkıyor." iddiasında bulundu.

Böke, bugün Türkiye'de işkence iddialarının gündemin ana maddesi haline geldiğini, OHAL ile bunların sümen altı edilmeye çalışıldığını savundu. İşkence iddialarının Mecliste araştırılması teklifini yinelediklerini belirten Böke, eğer işkence yoksa, komisyonun çalıştırılması gerektiğini söyledi.

İktidarın yönetme kapasitesini kaybettiği için kendini kurtarmak adına Türkiye'yi OHAL faşizmine teslim ettiğini iddia eden Böke, bu tip rejimlerde güven, istikrar, huzur ve dolayısıyla da ekonomik kalkınmanın olamayacağını bildirdi.

Hükümetin dün Orta Vadeli Planı (OVP) açıkladığını hatırlatan Böke, bu OVP ile "Türkiye ekonomisinin küçüleceğinin, işsizliğin artacağının, enflasyonun yükseleceğinin, cari açığın artacağının, Türkiye'nin uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının iki dudağı arasına sıkışmaya devam edeceğinin, fakirleşileceğinin" itirafının yapıldığını öne sürdü.

Türkiye'nin 2023 hedeflerinin hayale dönüştüğünü iddia eden Böke, iktidarın, OHAL'lerle bütün vatandaşlara çok ağır bir ekonomik ve siyasi bedel ödettiğini vurguladı. Böke, iktidarın bütün bu uygulamalarına karşı, faşizmin mağdur ettiği, ezmeye kalktığı bütün kesimlerle omuz omuza mücadele etmeye devam edeceklerini kaydetti.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :