CHP MYK toplantısı

CHP MYK toplantısı

Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Böke:- "Bu saray cumhurbaşkanı yine İzmir'de bir parti propagandası esnasında başbakanla beraber çıktı ve dedi ki, 'İzmir bir başbakan çıkardı.' Binali Yıldırım'ı değil başbakan, İzmir halkı belediye başkanı olara

ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, "Bu saray cumhurbaşkanı yine İzmir'de bir parti propagandası esnasında başbakanla beraber çıktı ve dedi ki 'İzmir bir başbakan çıkardı.' Binali Yıldırım'ı değil başbakan, İzmir halkı belediye başkanı olarak bile seçmedi. Bir seçilmiş değil, atanmış başbakanla karşı karşıyayız." ifadesini kullandı.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında haftalık olağan toplantısını gerçekleştirdi. Toplantı sonrası basın mensuplarına açıklamada bulunan Böke, bugünün Gezi Parkı olaylarının yıl dönümü olduğunu hatırlattı.

Gezi'deki gençlerin "Özgür bir Türkiye" hayalini savunduğunu, bunu savunurken de "Despotizmin polis şiddetiyle karşı karşıya kaldıklarını" belirten Böke, olaylar sırasında hayatını yitiren ve sakat kalan tüm gençleri saygıyla andıklarını ifade etti.

"Onların hayalini kurduğu aydınlık Türkiye'nin beyazını bugün giyerek karşınıza çıktım" diyen Böke, "Onlar Türkiye tarihine bir sayfa açtılar. Onlar Türkiye tarihine hep birlikte yaşama kültürünü, farklılıkları zenginlik bilme kültürünü ve daha başka Türkiye'yi birlikte inşa etme heyecanını Gezi'den haykırarak bizim hayatımıza dokundular." değerlendirmesini yaptı.

Olaylar sırasında hayatını yitiren gençleri bir kez daha anan Böke, şöyle devam etti:

"Unutmayalım ki onların Türkiye hayalleri, bizim siyasi emanetimiz. Biz bu emaneti sonuna kadar taşıyacağız. Özgür, demokratik, aydınlık, beyazı ağır basan Türkiye'yi mutlaka hep birlikte var edeceğiz. Bugün Gezi hala TOMA'larla korunuyor. Tek adam, bu gezi ruhunun ne olduğunu anlayamadığını oraya yığdığı TOMA'larla bize açıkça haykırıyor. Gezi sandıkları gibi tek bir ağacın savunması değildi. Gezi sandıkları gibi sadece çevre talanına 'hayır' diyenlerin bir karşı çıkışı değildi. Esasında Gezi, tarihsel bir kırılmaydı. Gezi, bu ülkenin gençlerinin, bu ülkenin bütününe 'biz buradayız, hep birlikte var olmayı istiyoruz' dediği bir andı. Gezi, tek bir adamın iki dudağı arasına kendi geleceğini hapsetmek istemeyen bir Türkiye'nin haykırışıydı. Baskıya, tek tipleşmeye, Türkiye'nin içe kapanmasına 'hayır' diyen, 'biz bir karanlığa hapsedilmeyeceğiz' diyen bir haykırıştı Gezi."

- "Gezi bizi birleştiren bir direnişti"

İktidarın Gezi olaylarından, "Siyasi ders çıkarmak yerine, kendi iktidarını pekiştirecek bir ayrışmaya gitmeyi tercih ettiğini" öne süren Selin Sayek Böke, "Bir kez daha hatırlatalım, Gezi bizi birleştiren bir direnişti ve bu direnişler, Türkiye'nin aydınlık sayfalarında bir ilk olacak." dedi.

İktidarın, insana değer vermediğini ve kadını küçük gördüğünü de ileri süren Böke, "Bu rejim kadının hayatına hükmetmeyi kendine hak gören bir rejim." ifadesini kullandı.

"Bırakın kadınlar kendi meselelerini kendileri konuşsunlar" diyen Böke, şu görüşlerini paylaştı:

"Öyle ki Cumhurbaşkanı kadınlar adına konuşmayı kendine yine hak görüyor ve kadın rolü üstleniyor. Din üzerinden ayrıştıran bir yaklaşımla kadının tercihleri üzerinden siyaset yapan bir Türkiye, karanlık Türkiye'dir. Unutmayalım, Cumhurbaşkanının bu çıkışı sadece siyasi bir polemik değildir. Bu çıkışı açıkça kendi siyasi programının tarifidir. İşte burada CHP, AKP'nin Türkiye vizyonundan sonsuz biçimde ayrışmaktadır. CHP, bu az gelişmiş diktatöryal yapıların tercih ettiği daha çok çocuğa değil, daha iyi yaşam garantisi edilen çocuklara bir gelecek vadetmektedir. Biz, kimin kaç çocuk yaptığına değil, dünyaya gelen bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı çocuklarına daha iyi bir gelecek vadediyoruz. Kadınlar sadece doğursun diyen yaklaşıma da 'hayır' diyoruz."

- "Yargıyı feshetmek konusunda kararlı görünüyor"

"Saray darbesi" ile ortaya çıkmış hükümetin yargıyı da feshetmek konusunda çok kararlı göründüğünü iddia eden Böke, Türkiye'nin bütün kurumlarının itibarsızlaştırıldığını ve tahrip edildiğini kaydetti.

Bu kurumsal yapının çürümesini destekleyen Başbakan Yardımcıları bulunduğunu savunan Böke, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ama öyle ki önce destekledikten sonra hızla çark etmeye çalışıyorlar. Ama bu gayretleri bir yere ulaşmaz, çünkü sarayın bu konudaki tavrı çok net. Saray, kendi yanında sepet gibi taşıyıp, çay toplatacağı bir hukuk istiyor. Oysa biz vatandaşın hakkını ve hukukunu savunan bir yargı istiyoruz. Sepet gibi taşınıp, çay toplayan değil. Bize siyaset öğretmeye kalkanlar önce hukuku öğrenmeliler. Yargıya çay toplatıp, kendi yanlarında parti propagandasını alkışlatanlar bize demokrasiyi öğretemezler. Bu rejim sadece yargıyı yok etmiyor aynı zamanda bir talan ekonomisi inşa ediyor. Bu rejim çalıyor, çırpıyor, çalanları da koruyor. Öyle ki halının altına süpürdüğü pisliklerin kokusu artık ABD'den çıkıyor. Türkiye'de yargı tarafından örtbas ettirilen yüzyılın yolsuzluğu, başka ülkelerde bütün dünyaya ifşa ediliyor. Biz de CHP olarak, bu süreci yakından takip etmeye devam ediyoruz. Rıza Sarraf, Türkiye'de bu talan ekonomisinin bir sonucu olarak ortaya çıkmış gerçektir ve bu talan ekonomisinin bir piyondur. Bize düşen bu piyonun ortaya koyduğu oyunu ortaya çıkarmaktır ve üstü örtülmüş olan bu durumu yeniden tartışmaya açmaktır. Bugün ortaya çıkan manzara bu durumun bizzat iktidar tarafından örtbas edildiğini gösteriyor. Bu AKP'nin alnından asla silinmeyecek bir kara lekedir."

"Birkaç hafta önce malulen emekli edilen başbakan döneminde AB ile vizelerin kaldırılmasına yönelik bir anlaşma imzalandığını" anımsatan Selin Sayek Böke, kendilerinin bu adımı desteklediğini açıkça ifade ettiklerini belirtti.

Bu konuyu kapattırmayacaklarını vurgulayan Böke, Türkiye'nin dünyadan kopmasına ise asla izin vermeyeceklerini kaydetti.

"Bu rejim parti propagandasını yargıya alkışlatırken, kendisi de parti propagandası yapmaktan hiç çekinmeyen ve hukuku çiğneyen bir saray cumhurbaşkanı tarafından yönetiliyor" ifadesini kullanan Böke, "Bu saray cumhurbaşkanı yine İzmir'de bir parti propagandası esnasında başbakanla beraber çıktı ve dedi ki 'İzmir bir başbakan çıkardı.' Binali Yıldırım'ı değil başbakan, İzmir halkı belediye başkanı olarak bile seçmedi. Bir seçilmiş değil atanmış başbakanla karşı karşıyayız." diye konuştu.

Açıklamalarının ardından, gazetecilerin sorularını yanıtlayan Böke, Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun "Başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsiniz" sözleri hakkında fezleke hazırlandığının anımsatılarak, "Dokunulmazlıklarla ilgili bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, şunları söyledi:

"CHP, ilkesel tutumu konusunda hiç taviz vermeden bu süreci yürütmüştür. Anayasada tarif edildiği şekilde her milletvekili kendi iradesiyle ve kendi vicdanıyla baş başa kalarak karar vermiştir. Bunu korkusuzca yapmıştır. Kendi fezlekelerinden korkmayan çünkü Türkiye’de bir demokrasi mücadelesi veren CHP'liler, bu mücadeleyi vermeye devam edecekler."

- "Kimsenin CHP'ye demokrasi dersi verme hakkı yok"

Böke, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "Kılıçdaroğlu'nun Genelkurmay'dan brifing alındığı" yönündeki iddiaların sorulması üzerine de şöyle konuştu:

"Siyasetin dedikodular üzerinden yapılmasını çok üzücü buluyorum. Özellikle HDP’nin CHP’ye bir demokrasi, samimiyet testi yapmasını da açıkçası biraz komik buluyorum. Hatırlarsanız, Gezi sürecinden bir 'darbe' okumuşlardı. Hatırlarsanız, bütün Türkiye’yi ilgilendiren bir çözüm sürecini kapalı kapılar ardında, şeffaf olmayan biçimde yürütmeyi 'demokrasi' diye tanımlamayı kendilerine hak görmüşlerdi. Gerçek demokrasi mücadelesini, kendi siyasi davasının ötesinde görebilenler, ancak Türkiye partisi olabilirler. Bu açıdan CHP’ye kimsenin demokrasi dersi verme hakkı yok diye düşünüyoruz."

Selin Sayek Böke, başka bir soruyu yanıtlarken de CHP'nin Türkiye'de "Özgürlük, birlikte yaşayalım ve birlikte yaşarken, farklılıklarımızdan korkmayalım" diyen herkesi kendi çatısı altına davet etmeye de devam ettiğini bildirdi.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Önceki ve Sonraki Haberler