CHP Grup Başkanvekili Altay:

CHP Grup Başkanvekili Altay:

"Yargıtay ve Danıştayda bu kadar iş yükü varken, yıllarca dosyalar sonuçlanmazken Yargıtayın, Danıştayın yapısını küçültmeye yönelik hamle, adaleti geciktirmeden başka bir şeye yaramaz" - "Bunlar şimdi kendi ürettikleri canavarla mücadele ediyorlar"

TBMM (AA) - CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Danıştay Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Tasarı'yı, "Yargıtay ve Danıştayda bu kadar iş yükü varken, yıllarca dosyalar sonuçlanmazken Yargıtayın, Danıştayın yapısını küçültmeye yönelik hamle, adaleti geciktirmeden başka bir şeye yaramaz." diye değerlendirdi.

Altay, TBMM'de gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

TBMM Başkanlığına sevk edilen Danıştay Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'na ilişkin Altay, "Tasarının amacı kendilerinin büyüttükleri, besledikleri, devletin, yargının her kademesine yerleştirdikleri, yıllarca iş birliği yaptıkları, taşeron örgüt olarak kullandıkları, onların tabiriyle Fetullah Gülen'e bağlı hukukçuları Yargıtay ve Danıştaydan temizlemek." dedi.

Altay, hukuk ve yargıyla sık oynanmasının ülkede kaos ortamı yaratılabileceğini ifade ederek, "Ehliyetsiz, liyakatsız şekilde bir gecede Yargıtaya 160 üye atandığında yaptığımız uyarılar dikkate alınsaydı bugün garip, saçma tasarı Meclis'e gelmezdi" diye konuştu.

Yargıtay ve Danıştayda bu kadar iş yükü varken, yıllarca dosyalar sonuçlanmazken Yargıtayın, Danıştayın yapısını yeniden küçültmeye yönelik hamlenin, adaleti geciktirmekten başka bir şeye yaramayacağını savunan Altay, "Bunlar şimdi kendi ürettikleri canavarla mücadele ediyorlar. Bundan zarar gören de milletimizdir, Türk hukuk sistemidir." ifadelerini kullandı.

Altay, bir gazetecinin, TRT'de yayınlanan bir programda Prof. Dr. Mustafa Aşkar'ın, namaz kılmayanlar hakkında yaptığı yorumu hatırlatması üzerine Kur'an-ı Kerim okudum. Hiçbir ayette böyle bir şey yok, öyle bir hadis de yok. Titri profesör olabilir ama bana göre meczuptur." dedi.

Engin Altay, Aşkar'a TRT'de yorum yaptırılmasını da eleştirdi.

-"Laiklikle sorunu olan birinin Müslümanlığından da şüphe ederim"

Altay, TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın milletvekillerine gönderdiği iftar yemeği davetiyesindeki logodan "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözünün çıkarıldığına yönelik soru üzerine, TBMM'yi simgeleyen logoda, her türlü evrakta bu sözün yer aldığını belirtti.

Kahraman'ın laiklikle sorunu olduğunu iddia eden Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu tavır, kravatlı Derviş Mehmet tavrıdır. Laiklikle sorunu olan, Cumhuriyet'in laik niteliğini içselleştiremeyen bir kafanın TBMM'de başkan olabilmesi, tam tabiriyle bir marangozluk hatasıdır. Sayın Kahraman da bu konuyla ilgili şu ana kadar bir açıklama yapmadı. Sayın Kahraman da herkes de bilsin ki Cumhuriyet her yerde var. Türkiye Cumhuriyeti'nin laik niteliğinin değişmesi mümkün değil. Bu niteliğin değişmesi, Sayın Genel Başkan'ımızın işaret ettiği mesele odur. Kanla kurulan rejimler kanla değişir. 'Biz iktidardayız, biz parlamentoda çoğunluğu elde ettik, biz Cumhuriyet'in laik niteliğini değiştiririz' anlayışı içinde, böyle ufak ufak devletin laik niteliğini törpülemek, yontmak, satırlamak onların haddini aşar, boyunu aşar. Bu milletin, özellikle AKP'ye oy veren yaklaşık 23 milyon seçmenin büyük çoğunluğunun da Cumhuriyet'in, devletin laik niteliğini içselleştirdiğini, benimsediğini biliyoruz. Onun için oy aldıkları seçmene biraz baksınlar. Oy aldıkları tabanın hassasiyetlerine uygun hareket etsinler. Aksi halde Türkiye, çok kötü bir kaos ortamına süreklenir. Bir laik-antilaik kutuplaşması, Türkiye'nin hiç yaşamaması gereken, bedeli çok ağır olabilecek bir tablodur. Buna CHP'nin izni yoktur."

İftarların toplumun da dinin de vazgeçilmezi olduğunu vurgulayan Altay, "Ancak bu konuda devlet imkanlarıyla iftar vermek ne kadar doğru, o tartışılır. İsmail Kahraman bu iftarı maaşıyla, önceki birikimleriyle veriyorsa bunda tereddüt yok. Ama TBMM bütçesinden iftar vermesini çok etik bulmak mümkün değil. Laiklikle sorunu olan bir insanın ben Müslümanlığından da şüphe ederim. Allah bilir tabii... Ama ben iftara katılmayı düşünmüyorum."

- "Sınıf arkadaşını arıyorum"

Altay, bir gazetecinin, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın diploma konusu halen çözüme kavuşmadı. Rektörlükten açıklama bekleniyor." demesi üzerine, bu konuda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklama yapmasını beklemediğini söyledi. Altay, iki kişinin konuşmasını istediğini belirterek, Erdoğan'ın bir sınıf arkadaşını aradığını, YÖK Başkanı Yekta Saraç'ın sessizliğini anlamanın da mümkün olmadığını ifade etti.

YÖK'ten de Erdoğan'ın lehine destekleyici bir açıklama beklediğini, açıklamanın gelmemesini de YÖK'ün bu konuda gerekli, sağlıklı, bilgi, belge bulamayışına bağladığını dile getiren Altay, şunları kaydetti:

"Ettiği yeminden sonraki tutumu, Sayın Cumhurbaşkanı'nın meşru olmayan bir tutumdur, şaibeli bir tutumdur. Belli ki diploması da seçilme yeterliliği bakımından da gayrimeşru ve şaibeli bir durum ortadadır. Bir okuldan mezunsanız, sonra o okulun adı değiştiyse siz değişen ismiyle diploma alamazsınız. Ben Dokuz Eylül Denizli Eğitim mezunuyum. Okul, o zaman Dokuz Eylül'e bağlıydı, sonra Pamukkale Üniversitesine bağlandı. 10-12 yıl sonra diplomamı istediğimde bana gelen diplomada Pamukkale Üniversitesi değil, Dokuz Eylül Üniversitesi yazıyordu. Böyle bakmak lazım. Marmara Üniversitesi diye bir üniversite yokken, üniversite böyle bir diplomayı orası için veremez. Ortada bir hile var, evrak sahteciliği var gibi duruyor. En azından kamu vicdanının tatmin edilmesi lazım. Milletin yüzde 52'sinin oyunu almış, bu ayrı. Ama şartları yerine getirmemiş. Biz şartları yerine getirmek zorundayız. Hukuk devleti, hukukun üstünlüğü, adalet diyoruz ama bunlara riayet etmiyorsak bu olmaz. Her konuda adil olmak lazım. Orta yerde diploması sahte olan bir cumhurbaşkanı var gibi kamuoyunda, kamu vicdanında bir algı var. Bu devletimizin hak etmediği bir algıdır. Bunun giderilmesi lazım. Nasıl giderileceğiyle ilgili öncelikle birinci elden Sayın Cumhurbaşkanı'nın çıkıp kamu vicdanını tatmin edecek bir açıklama yapması lazım."

Altay bir soru üzerine, Almanya parlamentosunun aldığı kararla ilgili olarak "Ey Almanya" diye bağırmakla bu işlerin olmadığını, devletlerin, yaptırım güçleri oranında uluslararası camiada saygınlık gördüğünü ifade etti. Altay, "Türkiye, nasıl olsa dış politikada itibarsız, ilkesiz bir ülke olduğu için böyle ülkeler Türkiye'ye yönelik olumsuz şeyleri yaparlar, nasıl olsa Türkiye diğer konularda istediğimizi yapar, bizim dümen suyumuza uyar" anlayışının bulunduğunu ileri sürdü. Altay, "Orta yerde çürümüş bir devlet, yok hükmünde bir hükümet bulunduğunu" iddia etti.

- "Emniyet teşkilatına karşı tedbirli olmasında fayda var"

CHP Grup Başkanvekili Altay, bir soruyu yanıtlarken "Umarım ve dilerim AKP, Ortadoğu politikalarının bütün faturasını Sayın Davutoğlu'na kesip, işin içinden sıyrılmaya kalkmaz." dedi.

Polislerin seri cinayet zanlısı Atalay Filiz ile "selfie" yaptığının anımsatılması üzerine Altay, bu durumun emniyet teşkilatının hangi noktaya geldiğinin, devletin çürüdüğünün bir göstergesi olduğunu öne sürdü.

Altay, "Hepimiz terör örgütlerine dikkatle bakarken, onlardan çekinirken emniyet teşkilatında terörize olmuş, AKP'nin gladyatörlüğüne soyunmuş emniyet mensuplarına karşı da bütün vatandaşları bir parça daha dikkatli olmaya davet ediyorum. Özellikle AKP'li olmayan herkesin emniyet teşkilatına yönelik tedbirli olmasında fayda var." iddiasında bulundu.

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :