"Bu birlikteliğe sahip çıkmak vatan borcu"

"Bu birlikteliğe sahip çıkmak vatan borcu"

Sivil toplum kuruluşları, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrasında, toplum ve siyasete "Birlik olalım. Bu dayanışma ruhunu bozmayalım" çağrısında bulundu- Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın: - "Sen, ben değil, biz duruşuyla hareket ettiğimiz sürece d

ANKARA (AA) - BURCU ÇALIK - Sivil toplum kuruluşları, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrasında, topluma ve siyasete "Birlik olalım. Bu dayanışma ruhunu bozmayalım" çağrısını yaptı.

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Genel Başkanı Sare Aydın Yılmaz, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nda (SETA) Uzman Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl, FETÖ'nün darbe girişimine karşı, toplumda ve siyasette oluşan "dayanışma ve birlik" ortamını AA muhabirine değerlendirdi.

- "Büyük ve güçlü Türkiye daim olsun"

Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, darbe girişiminin milletin, siyasetin ve özellikle de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iradesi ve Çanakkale ruhunun topyekun şaha kalkması ile püskürtüldüğünü belirtti.

Darbecilerin en çok bu birlik ortamından korktuğunu ve korktuklarının başına geldiğini söyleyen Yalçın, "Sen, ben değil, biz duruşuyla hareket ettiğimiz sürece değil darbeye, her türlü kirli harbe de hazırız. Bu birlik, meydanlarda kavim olsun, büyük ve güçlü Türkiye daim olsun." çağrısını yaptı.

- "Türkiye'yi geleceği taşımak açısından çok kritik"

Türk-İş Genel Başkanı Atalay ise bir milyon üyeleriyle bu darbe girişimine "Dur" demek için ilk günden itibaren sokaklarda olduklarını anlatarak milletin oluşturduğu birlik ve tüm siyasi partilerin ortak duruşunun çok önemli olduğunu vurguladı.

Bu birlik ve beraberlik ortamının Türkiye'yi geleceğe taşımak açısından çok kritik olduğunu dile getiren Atalay, bu dayanışmanın devam ettirilmesinde Türk-İş olarak üzerilerine düşeni yapmaya hazır olduklarını kaydetti.

- "Bir kesim değil, bütün kesimlerin hep beraber çaba sarf etmesi gerekiyor"

Hak-İş Genel Başkanı Arslan, FETÖ mensupları dışındaki tüm kesimlerin bu darbenin karşısında yer aldığına dikkati çekerek toplumda farklı kesimlerin sorunlarını çatışmadan barış içerisinde nasıl çözebileceğine yönelik ipuçlarının görüldüğünü dile getirdi.

Bu toplumsal duruşun oluşmasında siyasetçilerin tavırlarının çok etkili olduğunu aktaran Arslan, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Artık hepimize büyük görevler düşüyor. Dilimize, üslubumuza son derece dikkat etmemiz gerekiyor. Bu dayanışma ruhunu bozmadan, birbirimizi ötekileştirmeden sorunların çözümü noktasında bir kültürel yapıyı, demokratik kültürü inşa edebilirsek bu Türkiye'nin hayrına olacak bir durumdur. Bu anlamda çok büyük bir beklentinin de oluştuğu görülmektedir. Bir kesim değil, bütün kesimlerin hep beraber çaba sarf etmesi gerekiyor. Kolay bir iş değil alışkanlıklardan vazgeçmek ama başarılabilir. 15 Temmuz'un bize yaşattığı ağır faturanın karşılığında hiç değilse böyle önemli bir kazancı da elde etmiş oluruz."

- "Sokakların yarısından fazlası kadındı"

KADEM Genel Başkanı Yılmaz, darbe girişiminin karşısında, toplumun çok farklı kesimlerinden insanların "vatan ve devlet" söz konusu olduğunda bir araya geldiğini belirterek "Bu millet, bağımsızlığına, egemenliğine bir tehdit gördüğünde bütün ideolojik ayrışmaları bir kenara bırakarak kenetlenebiliyor. Bu bizim çok güçlü bir devlet, millet olduğumuzu da gösteriyor." dedi.

Darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz gecesi ideoloji, etnik sınıf ve mezheplerin olmadığını vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:

"Cinsiyet de yoktu. Her zaman dört duvar arasında diye görülen, ikincil plana atılmaya çalışılan muhafazakar kadınlar, başı açık, başı kapalı, farklı siyasi görüşlerden kadınlar, ellerinde Türk bayraklarıyla bu darbe girişimine tepkisini gösterdi. Sokakların yarısından fazlası kadındı. Herkesin tepkisi aynıydı. Bu millet 'Ben ne devletimden ne vatanımdan vazgeçerim' dedi."

Yılmaz, Türkiye'nin çok kritik bir eşikten geçtiğine işaret ederek şunları söyledi:

"Böyle bir ateş çemberinin ortasındayken bu birlikteliği devam ettirmek, Türk milletine yakışabilecek en onurlu davranıştır. Türkiye devletine uzanan bu tür kirli kumpaslara, işgallere, katliamlara karşı her türlü ideolojik, kimliksel ayrışmayı bir tarafa bırakarak, daha iyi bir Türkiye'yi inşa edebilmenin ancak bu birlikteliği devam ettirmekle mümkün olabileceğine inanıyorum. Bu birlikteliğin devam etmesi Türkiye sınırları içerisinde yaşayan her bir ferdin vatan borcudur. Vatan borcu sadece askere gitmekle ödenmiyor. Vatandaşın ödeyebileceği vatan borcu da bu birlikteliğe sahip çıkmaktır."

- "Yeni Türkiye açısından önemli bir süreci başlattı"

SETA'da Uzman Prof. Dr. Karagöl, darbe girişimine karşı siyasette çok önemli bütüncül bir bakış açısının ortaya çıktığını aktararak siyasetçilerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'la beraber bu darbe girişimine karşı dik durmaları ve bir araya gelmelerinin "Yeni Türkiye", reformların başlatılması, alınacak tedbirler ve anayasa değişikliği gibi kritik konular açısından da önemli bir süreci başlattığını bildirdi.

Karagöl, sürecin dikkatle yönetilmesi halinde yıllardır çözülemeyen birçok sorunun çözülmesine, yapısal reformların gerçekleştirilmesine olanak sağlayacak mutabakatın da oluşturulacağını ifade ederek "Önemli olan bu süreci bundan sonra dikkatli bir şekilde götürmek, yönetmek ve tavanda olan bu mutabakatı bir şekilde siyasi partilerin tabanlarında da yaygınlaştırmak." görüşünü kaydetti.


AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :