Bozkır için cezaevine girilir…

Bozkır ve Bozkırlı için cezaevine girilir mi? Bu soruya binlerce hemşehrimiz gibi ben de düşünmeden “evet” derim. Şimdi durup dururken bu da nerden çıktı? Sabırlı olun, sıra tam oraya geliyor.

Önceki gün öğleden önce Memleket Gazetesi’nin Yazı İşleri Müdürü Hakkı Biçer telefonla aradı, “Ağabey, siz, ben ve Murat Güzel saat 13.30’da Cumhuriyet Savcılığı’na gidiyoruz. Sayın savcı bizim ifadelerimizi alacak. Konunun ne olduğunu bilmiyorum” dedi. Ben de, hemen Konya adliyesindeki kaynaklarımı aradım, “konunun ve sorunun” ne olduğunu öğrendim. Telefonla ulaştığım Hakki Biçer’e, “Konu da, sorunda Bozkır agalar. Haberiniz ola” deyiverdim.

Bizi, beni adliyeye taşıyan konu veya sorun neymiş biliyor musunuz?

Bozkırlı milletvekili adaylarımızı savunmak… Evet, yazılarımızla, haberlerimizle Başta AK Parti adayı Hüsnü Tuna ve MHP adayı Mustafa Kalaycı’ya yerel gazetelerde yapılan linç girişimini eleştiren “Bozkırlı niye susuyor?” yazımı biri (!) suç olarak algılamış ve “Halkı İsyana Teşvik” ettiğimiz gerekçesiyle yüce adalete yazılı olarak şikayet edilmişiz.

Koçlar gibi, gittik, çok nazik bir ortamda konuk edildik, Cumhuriyet Savcısı’na ifademizi verdik. Takdir, sayın Cumhuriyet Savcısı’nın. Dosyadaki iddiaları da, savunmalarımızı değerlendirecek, ya takipsizlik kararı verecek veya ceza davası açacak. Yargının vereceği karara yürekten saygılıyım.

***

Ancak, ben (Ali Akgül) gemileri yakan bir adamım.

Hani bir söz vardır ya, “Demirden korksaydık, trene binmezdik” diye.

Burada veya başka yayın organlarında yazdığım yazılardan dolayı hiçbir pişmanlık duymadım, duymayacağım da… Çünkü, hukuka bağlı kalarak yazıyorum. Yazılarımda eleştirdiğim kişi ve kurumlarında kişilik haklarına saygı duyuyorum. İşte bu nedenle, yazının girişinde yazdığım cümleleri yine tekrarlamak istiyorum.

“Bozkır ve Bozkırlı için cezaevine girilir mi?

Bu soruya binlerce hemşehrimiz gibi bende düş düşünmeden evet derim.

Bozkır ve Bozkırlının hak ve hukukunu korumak için hukuk sistemimiz içerisinde sorunları eleştirmek, haksız ve hukuksuz olarak Bozkır’ın yetiştirdiği aydınlarımızı yıpratmak için bir bardak suda fırtına kopartmak isteyenlere karşı durmaya devam edeceğim.

Bu karşı duruşun bedeli cezaevine girmekse, koşa koşa giderim.

“Medrese-i Yusufuye”yi tanımayan biri değilim ki.

Şimdi soruyorum?

Hukuki yollardan hak aramanın adı, ne zamandır halkı isyana teşvik oluyor?

Siz ve sizin gibi düşünenler, bu sürecin sonunda hakkımızda yazdığınız şikayet dilekçesinin aynısının sizlere de yazılacağını bilmiyor musunuz?

Siz, bizi, bizleri, bizim adaylarımızı haksız ve hukuksuz olarak yıpratacaksınız, bu “kamu görevi” olacak, biz yazdıklarınızı eleştirdiğimiz zaman suçlu olacağız öyle mi?

Vay, vay…

Offf, off. Çok korktum…

Bu ülke Türkiye Cumhuriyeti, muz cumhuriyeti değil.

Bunu hiçbir zaman unutmayın, zaten unutursanız bizler hatırlatırız size.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.