Boykot listesinin zirvesinde Konya Çin'i solladı
İsrail'e destekle suçlanan Unilever, Türkiye'de boykot çağrılarına rağmen büyüyor. Konya’daki fabrikası Çin’i geçerek devler ligine girdi.
İsrail’in Gazze’deki saldırılarına dolaylı destekle suçlanan markalara yönelik boykot çağrıları Türkiye genelinde büyürken, bu markalardan biri olan Unilever’in Konya’daki fabrikasının başarısı dikkat çekti. Şirketin Türkiye Ülke Başkanı Ali Fuat Orhonoğlu, Konya tesisinin Çin’i geride bırakarak Unilever’in dünyadaki ikinci en büyük ev bakım fabrikası konumuna yükseldiğini duyurdu.
Boykota rağmen satışlar arttı
HaberTurk'te yer alan habere göre Unilever, Türkiye’de yerel üretim ve ihracatta büyümeye devam ederken, boykot çağrılarına rağmen artan satışlar kamuoyunda tartışma konusu oldu. Orhonoğlu, 2017’de 350 milyon Euro yatırımla faaliyete geçen Konya tesisinin üretim kapasitesini %30 artırdığını, bu büyümenin arkasında ise artan hayat pahalılığı sebebiyle insanların evde daha fazla zaman geçirmesi olduğunu belirtti.
39 ülkeye ihracat: Şili’den Avustralya’ya
Konya’daki fabrikada yapılan yeni yatırımlarla birlikte ihracat yapılan ülke sayısı 33’ten 39’a çıktı. Toz deterjan üretimine yapılan son yatırımlar sayesinde Orta Asya’dan Libya’ya, Şili’den Avustralya’ya kadar geniş bir coğrafyaya ürün sevkiyatı gerçekleştiriliyor.
Yapay zekâyla enerji tasarrufu: 760 ton CO2 engellendi
Konya fabrikasında devreye alınan “Dijital Kule” projesi, yapay zekâ destekli enerji verimliliği uygulamasıyla öne çıktı. Bu sistemle doğal gaz tüketiminde %6 azalma sağlanırken, yıllık 760 ton karbon salımı önleniyor. Orhonoğlu, bu başarıda Türk mühendislerin katkısının büyük olduğunu vurguladı.
Son 5 yılda 720 milyon dolarlık ihracat
Unilever’in Türkiye’deki dört fabrikasında üretilen ürünlerin %90’ı iç pazara sunulurken, geçtiğimiz yıl 150 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Son beş yılda bu rakam 720 milyon doları aştı.
Boykot listesinde ilk sırada
Unilever, tüm bu büyüme ve başarıya rağmen, İsrail’e doğrudan ya da dolaylı destek verdiği iddiasıyla Türkiye’deki boykot listelerinde ilk sıralarda yer almaya devam ediyor. Satış rakamlarının bu çağrılardan etkilenmemesi, tüketici davranışları ve toplumsal refleksler açısından çarpıcı bir tablo ortaya koyuyor.
