Bitlis'te terör saldırılarına tepkiler

Bitlis'te terör saldırılarına tepkiler

Bitlis'teki bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, terör örgütleri tarafından sivil vatandaş ve güvenlik güçlerine yapılan saldırılara tepki gösterdi- Memur-Sen Bitlis Temsilcisi Durak:"Artık her şey deşifre olmuştur. Ülkemize saldıran taşeron örg

BİTLİS (AA) - Bitlis'teki bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, terör örgütleri tarafından özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki sivil vatandaşlara ve güvenlik güçlerine yönelik saldırıları protesto etti.

Memur-Sen Bitlis temsilcisi Cabir Durak, yaptığı açıklamada, 15 Temmuz'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) millete, devlete, meclise, birlik ve beraberliğe kasteden darbe girişiminin püskürtülmesinin ardından, PKK'nın terör faaliyetlerini artırarak sürdürdüğünü belirtti.

Terör örgütünün amacının ve kaynağının belli olduğunu ifade eden Durak, şunları ifade etti:

"Özellikle Güneydoğu Anadolu bölgemizde yaşayan insanlarımız başta olmak üzere, bütün ülkenin yüreği yanmaktadır. Hain terör çocuk, kadın ve erkek demeden her önüne geleni kalleşçe katlediyor. Bir gün işinde gücünde herhangi bir Kürt aileyi yok ediyor, bir başka gün de babasının yanında 5 yaşındaki masum çocuğu katlediyor ya da emniyet binalarına saldırarak güvenlik güçlerini şehit ediyor. Biliyoruz ki acıyla yoğrulmuş bir vatanın insanlarının birliğini ve kardeşliğini bu tür saldırılar bozamayacaktır. Her saldırı bizi biraz daha kenetlemektedir. Acıda ve kederde kaynaşmış milletimiz, sabırla bu saldırılara direnecek tarihi ve manevi birikime sahiptir. Halkımız PKK'ya 40 yıldır direniyor. 15 Temmuz'da FETÖ'ye hep beraber direndik. Bundan sonra da direneceğiz. Bu iradeyi bütün dünyaya gösterdik."

- "Ülkemize saldıran taşeron örgütler ortak bir proje"

PKK'nın bölgeyi esir almaya çalıştığını ve üst aklın oluşturduğu stratejinin taşeronu olan PKK'nın, asıl niyetinin etnik fay hatlarını harekete geçirerek iç savaş çıkarmak olduğunu bildiren Durak, bu yüzden PKK'nın bir Kürt örgütü olmadığını, bölge insanının eğitimine, ekonomisine, inanç sistemine hülasa yaşam hakkına orantısız şekilde saldırarak, bütün zararı bölge halkına verdiğini vurguladı.

Bütün bunlara rağmen bölgede yaşayan insanlara baş eğdiremediğini ve bundan sonra da eğdiremeyeceğini kaydeden Durak, açıklamasında şunlara yer verdi:

"Bugüne kadar 'terör her nereden, her kimden gelirse gelsin' diyorduk. Nereden ve kimden geldiği herkesin malumu. Artık her şey deşifre olmuştur. Ülkemize saldıran taşeron örgütlerin ortak bir proje olduğu bugün açık seçik bilinmektedir. FETÖ, DEAŞ ve PKK aynı küresel odakların stratejileri çerçevesinde hareket eden terör örgütleridir. Son zamanlarda bazı Batılılardan gelen itiraf gibi açıklamalar, her üç örgütün de kaynağını göstermektedir. Amerika başkan adaylarından Trump, 'DEAŞ'ı Obama kurdu' derken, artık FETÖ'nün CIA ile iş tuttuğunu cümle alem biliyor. Bu açıklamalar göstermektedir ki ülkemize ve milletimize diz çöktürmek isteyenler, bu cani örgütlerle stratejik ortak gibi hareket etmektedir. Halbuki hepsinin amacı da aynıdır. İşte bu yüzden ülkemiz sadece terörle mücadele etmiyor, küresel güçlerin oyununu bozmak için de büyük bir savaş veriyor."

- "Bu saldırıların altından kalkacak güçteyiz"

"Emperyalist devletler hangi oyunu oynarsa oynasın, hangi terör örgütünü kullanırsa kullansın, Türkiye diz çökmeyecektir" diyen Durak, Türkiye'yi yalnızlaştırdığını zannedenlerin, mazlumları unuttuğunu ifade etti.

Mazlum milletlerin her an bu ülkeye ve ülkenin insanlarına dua ettiğini vurgulayan Durak, şunları kaydetti:

"Türkiye bu bağımsızlık ve demokrasi mücadelesini, öz kaynakları, vatandaşları, birliği, beraberliği ve onuruyla veriyor. Bütün bu hilelere rağmen birlik ve beraberlik içinde kendi yolculuğumuza devam edeceğiz. Yeniden büyük Türkiye yolunda elbette karşımıza yeni sorunlar ve saldırılar çıkacaktır. Kürt, Türk, Alevi ve Sünni hep beraber bu zorlukların ve saldırıların altından kalkacak güçteyiz. Yeter ki bu irademizi kaybetmeyelim, birliğimizi daha da güçlendirelim. Tarihi derinliğimiz, kültürel birikimimiz, kendi insanımız ve medeniyetimiz bize yol gösterecek güçtedir. Yeter ki görebilelim. Bu vesileyle Memur-Sen ailesi olarak bütün şehitlerimize rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyoruz."

Medrese Alimleri Vakfı (MEDAV) Genel Sekreteri Nizamettin Yakışık ise "Türkiye'de darbe yapanlar gayrimüslimleri öldürseydi, tüm dünya ayağa kalkacaktı." ifadesini kullandı.

Bu katliamların ortaklarının çok olduğunu belirten Yakışık, açıklamasında şunları ifade etti:

"Kürt bölgelerinde yapılan vahşet ve katliamlarda öldürülenler Müslüman olmasaydı, doğu ve batı blokundaki süper güçler sessiz kalacaklar mıydı? Birleşmiş Milletler'in (BM), uluslararası toplumun, zulme ve zalime 'dur' demesi için daha kaç masum çocuğun, kadının ve insanın ölmesi, Türkiye, Suriye ve diğer memleketlerde zulmün ve akan kanın bitmesi için daha kaç toplu katliam gerçekleştirilmesi lazım?

Başta BM olmak üzere, BM Güvenlik Konseyi'nin daimi 5 üyesi yani Amerika, Çin, Rusya, İngiltere ve Fransa, gerek Türkiye, Mısır ve Suriye'de gerekse diğer İslam aleminde işlenen cinayetlerden ve katliamlardan dolayı suçludurlar, suç ortağıdırlar. Mısır'da 5 bin, Suriye'de 100 binlerce Müslüman değil de Mısır'da 5, Suriye'de 10, Türkiye'de 15 Hristiyan veya Musevi öldürülseydi, BM'nin daimi üyeleri bu kadar umursamaz olabilirler miydi? Katledilenler Müslüman ve ehl-i sünnet olduklarından, katillerin de emperyalist ya da onların piyonları olduğu anlaşılıyor."

AA

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :