İSTANBUL (AA) - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, "2016 yılının ilk 6 ayına baktığımızda da başarılı bir tablo görüyoruz. Geçen yılın aynı dönemine göre, otomotiv üretimimiz yüzde 9, otomotiv ihracatımız ise yüzde 14 oranında artış gösterdi. Şu hususu da çok önemsiyoruz. Belki de dünyada en kaliteli üretim yapılan destinasyonlardan biriyiz. Araçların geri çağrılma rakamlarına baktığımızda da bunu net bir şekilde görebiliyoruz." dedi.

Otomotiv Sanayii Derneği'nin (OSD) temsilcileriyle bir araya gelen Bakan Özlü, toplantı öncesinde otomotiv sektörünü değerlendirdi.

Özlü, 2015 verilerine bakıldığında, geçen yıl, toplamda 1,4 milyon araç üretimiyle yeni bir rekor kırıldığını söyledi.

Dünyada araç üretiminde 2015 yılında 15'inci, Avrupa Birliği'nde (AB) ise 5'inci sırada Türkiye'nin yer aldığını belirten Özlü, AB'de otobüs ve hafif ticari araç üretiminde 1'inci, kamyon üretiminde ise 2'nci sırada Türkiye'nin geldiğini kaydetti.

Toplantıda otomotiv sektörünün, sanayileşmenin adeta bir sembolü olan bir sektörü olduğunu belirten Özlü, şunları kaydetti:

"Gelişmiş ülkelerin bu sektörde çok başarılı olduklarını ve çok önemli markalar yarattıklarını görüyoruz. Otomotiv sektörü ülkemizin üretim, istihdam, ihracat, Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) harcaması gibi kalemlerinde en ön sırada geliyor. Lokomotif sektör olarak tanımladığımız bu sektör, demir-çelik, cam, plastik, tekstil, elektronik ve elektrik gibi sanayi sektörleriyle çok sıkı bir ana-yan sanayi ilişkisine sahiptir. Sektör, satış esnasında ve sonrasında ise servis, finans, sigorta, akaryakıt gibi sektörlerin gelişmesine katkı sağlıyor. Dolayısıyla bu sektörü güçlendirmek, aslında bir bütün halinde ekonomiyi de güçlendirmek anlamına geliyor. Türkiye'nin otomotiv sektöründe yarım asrı geride bırakan bir geçmişi bulunuyor. Bu geçmişi incelediğimizde, ağırlıklı olarak montaja dayalı bir üretimin öne çıktığını görüyoruz. Üretimde gerçekten de çok başarılıyız."

- "Son yıllarda, Ar-Ge ve tasarım alanında da çok ciddi bir kıpırdanma var"

Bakan Faruk Özlü, bütün sektörlerde olduğu gibi, otomotiv sektöründe de esas katma değeri oluşturan alanların, Ar-Ge, tasarım ve markalaşma olduğunun altını çizdi.

Bu alanlarda üretimde olduğu kadar başarılı olunmadığını kaydeden Özlü, "Ancak son yıllarda, Ar-Ge ve tasarım alanında da çok ciddi bir kıpırdanma içinde olduğumuzu görmekten memnuniyet duyuyoruz. Artık tamamen Türkiye'de tasarlanan araçları, dünyanın değişik ülkelerinin yollarında görebiliyoruz." ifadelerini kullandı.

Özlü, otomotiv sektörünün, ana ve yan sanayiyle birlikte, Türkiye'de en çok Ar-Ge merkezi olan sektör olmasının son derece sevindirici olduğunu söyledi.

Ar-Ge ve tasarım alanında sektörün kendini daha fazla geliştirmesi gerektiğini belirten Özlü, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Önümüzdeki yıllarda yaşanacak birçok değişime en iyi şekilde adapte olabilmek için buna ihtiyacımız var. Dünyada otomotiv sektörünü etkileyen birçok değişik parametre görebiliyoruz. Mesela hem üretimde hem de satışlarda, gelişmekte olan ülkelere doğru bir kayış yaşanıyor. 2020'de gelişmekte olan ekonomilerdeki satışların gelişmiş ülkelerdeki satışları ikiye katlaması bekleniyor. Buna mukabil, gelişmiş ülkelerdeki müşteri tercihleri de hızlı bir şekilde değişiyor. Yakıt tüketimi, çevre hassasiyeti, güvenlik, sürüş konforu, şehir içi kullanım kolaylığı gibi hususlar, gelişmiş ülkelerdeki müşteriler için her geçen gün daha da önemli hale geliyor. 4. Sanayi Devrimi'nin de otomotiv sektörü üzerinde çok ciddi etkileri olacak. Hem üretim metotları hem de üretilen araçların niteliği ciddi şekilde değişecek.

Araç elektroniği, yapay zeka uygulamaları, karar destek mekanizmaları gibi özellikler çok daha ön plana çıkacak. Yine müşteriler, seri üretim ve standart araçlardan ziyade, kişiselleştirilmiş araçlara yönelecek. Bütün bu gelişmelere doğru refleks geliştirmemiz için, Ar-Ge ve tasarıma çok büyük önem vermeliyiz. Türkiye, şu anda Ar-Ge destekleri açısından dünyadaki en cazip fırsatları sunan ülkelerden birisidir. Otomotiv sektörünün de bu fırsatları iyi değerlendireceğine ve çok daha fazla Ar-Ge projesini hayata geçireceğine inanıyoruz. Önümüzdeki dönemde, sizlerden sadece yeni yatırımlar değil, yeni Ar-Ge merkezleri bekliyoruz."

Özlü, Ar-Ge ve tasarımdan sonra, sektörde diğer önemli konunun markalaşma olduğunu, bu yüzden yerli otomobil projesinin önemli olduğunu vurguladı.

- "Yerli bir marka oluşturacağız demeyi daha doğru buluyoruz"

Bakan Özlü, "Yerli otomobil yapacağız ifadesi, kastımızı tam olarak ifade etmiyor. Bunun yerine, yerli bir marka oluşturacağız demeyi daha doğru buluyoruz. Zira biz, sizlerin yaptığı üretimi de zaten yerli üretim olarak değerlendiriyoruz. Ancak Türkiye'nin bu sektörde bir marka oluşturmasının gerekli olduğuna inanıyoruz. Bunun hem otomotiv üretimine hem de iç pazara çok önemli artıları olacaktır." şeklinde konuştu.

Yerli bir marka oluşturarak, Türkiye'deki otomotiv sektörünü, bir üst aşamaya taşımak istediklerini belirten Özlü, "Bunu başarabilirsek ki başaracağız, bundan hep birlikte istifade edeceğiz. Yerli otomobili üretirken, dünyaya yeni teknolojiler sunmayı da arzu ediyoruz." dedi.

Bu yıl içinde yayınlanan Otomotiv Strateji Belgesi'nde, temel olarak 3 ana müdahale alanı belirlediklerini kaydeden Özlü, şunları söyledi: "Bunlar yerli marka araç üretimi için gerekli altyapıyı oluşturmak, sektörün markalaşma kabiliyetini ve küresel rekabet gücünü artırmak ve otomotiv sektörünün güçlendirilmesine yönelik hukuki ve idari düzenlemeler geliştirmek. Bu 3 alan için belirlediğimiz 14 önemli eylemi, sektörle birlikte başarıyla hayata geçireceğimize inancım tamdır. Ekonominin lokomotifi sanayidir, sanayinin lokomotifi de otomotiv sektörüdür. İnşallah, sizlerle birlikte, otomotiv sektörünü, sanayimizi ve ülke ekonomisini güçlendirmeye devam edeceğiz."

AA