
Başörtüsü yasağının kalkmasıyla Türkiye’de özgürlükler başladı
Türkiye’de en fazla mağduriyetlerin yaşandığı başörtüsü yasağının AK Parti hükümeti tarafından kaldırılmasının üzerinden 6 yıl geçti.
Türkiye’de en fazla mağduriyetlerin yaşandığı başörtüsü yasağının AK Parti hükümeti tarafından kaldırılmasının üzerinden 6 yıl geçti. Başörtülü olduğu için işinden ve memuriyetinden atılan binlerce kişi, 8 Ekim 2013 tarihinde Resmi Gazete'de başörtüsü yasağının kaldırılması ilanıyla birlikte yeniden işlerine dönme imkânı buldu
AK Parti iktidarıyla birçok alanda özgürlüğe kavuşan Türkiye’de, özellikle başörtüsü yasağının kaldırılmasıyla birlikte birçok değişiklikler yaşandı. Başörtüsü yasağının, 8 Ekim 2013 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çabaları sonucu kalkmasıyla birlikte toplumda büyük bir rahatlama oldu. Yasak son olarak TSK bünyesinde de kaldırılarak, tarihten silinmiş oldu. Bugün üniversitelerde okuyan kız öğrenciler ve tüm kamu kuruluşlarında çalışan kadınlar başörtüsüyle işlerini rahat bir şekilde yapabiliyorlar. Başörtüsü yasağının kaldırılması hakkında gazetemize açıklamalarda bulunan, AK Parti Konya Milletvekili Gülay Samancı, 28 Şubat Öğrenci Derneği Genel Başkanı Emine İlyas ve Diyanet-Sen Kadın Komisyonu Konya İl Başkanı Psikoterapist Elif Pınarcık Türkiye’nin karanlık günleri geride bıraktığını söylediler.
MİLLETVEKİLİ SAMANCI: TABULARI YIKTIK
Yasağın kaldırıldığı 8 Ekim 2013 tarihinden sonra Meclis’e ilk olarak başörtüsüyle giren vekiller arasında AK Parti Konya Milletvekili Gülay Samancı yer aldı. Samancı yasağın 6. Yılında gazetemize yaptığı açıklamada, 31 Ekim’de TBMM’ye başörtülü girerek büyük bir tabuyu yıktıklarını söyledi. Samancı karanlık günlerin geride kaldığını ifade ederek, “Daha önce mecliste ve tüm kamu kurumlarında başörtülü insanların işlerini yapma hakkı yoktu. Daha önce Milletvekili Merve Kavakçı’nın başörtülü olarak girdiği mecliste, ‘Burası devlete başkaldırılacak mekan değildir. Buna haddini bildirin” konuşmasının acısını yaşamıştık. Bugün gelinen noktada meclise ilk başörtülü giren kadın milletvekili olmanın gururunu yaşıyoruz.
Tabi yasağın kalmasıyla birlikte birçok kurum ve kuruluş buna alışık değildi. Özellikle üniversitelerde rektörlerin aldığı kararlar başörtüsü konusunda kısıtlamalar vardı. Bizim meclise başörtülü olarak girmemiz birçok tabuyu yıktı ve insanlara büyük bir özgüven verdi. 8 ve 31 Ekim, Türkiye özgürlükler tarihi için bir dönüm noktasıdır” dedi.
BAŞKAN İLYAS: SORUN KIBRIS’TA DEVAM EDİYOR
28 Şubat Öğrenci Derneği Genel Başkanı Emine İlyas, gazetemize yaptığı açıklamada, başörtüsü yasağının Türkiye’de utanç verici bir yasak olduğunu söyledi. Yasağın 8 Ekim 2013’te kalkmasıyla birlikte toplumda büyük bir rahatlama olduğunun altını çizen İlyas, “Sığ gündemlerden kurtulduk. Umarım ülkemiz bir daha böyle yasaklarla tekrar sınanmaz. Geçmişte neler yaşadığımızı unutmamalıyız.
Kazanımlarımızın farkında olmalıyız. Derneğimize başvuranlar arasında KKTC 'den mağdurlar var. Yavru vatanımız Kıbrıs’ta hala bu yasakların devam ettiğini üzülerek ifade etmek zorundayım. Bize gelen bilgilere göre maalesef başörtüsü yasağı Kıbrıs’ta devam etmektedir. Bu konuda mücadele vermek gerekiyorsa hep beraber ülkemizde nasıl bu yasakları aştıysak Kıbrıs’ta da aşmamız gerekir. Bunların hala konuşuluyor olması bile üzüntü verici. Yasağın kalkınmasına katkı sunan herkese şükranlarımızı sunuyoruz. Başörtüsü nedeniyle yasakla karşılaşıp hala istihdam edilemeyen Cumhurbaşkanımızın talimatına rağmen hala istihdam için bekleyen mağdurlara da haklarının verileceği günü sabırla beklemekteyiz” dedi.
PINARCIK: TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK BAŞARI
Diyanet-Sen Kadın Komisyonu Konya İl Başkanı Psikoterapist Elif Pınarcık, ise yasak yüzünden birlerce kişinin yıllarca mağduriyet yaşadığını söyledi.
1980 darbesiyle yasağın geldiğini hatırlatan Pınarcık, “Türkiye birçok zorlukların üstesinden AK Parti iktidarıyla geldi. Bunun en bilineni ise başörtüsü yasağının kalmasıdır. Bugün Türkiye’de en büyük nimetlerden birisi de başörtüsüyle çalışmaktır. Doktor olan İki yakınımı başörtüsü yasağı yüzünden yıllarca uzmanlık sınavına girip uzman olamadılar. Yasağın kalkmasıyla birlikte her ikisi de alanında uzman olma imkanı buldular. Türkiye için bu yasağın kalkması büyük bir başarıdır” şeklinde konuştu.
EN ÇOK KONUŞULAN KONULARIN BAŞINDA GELDİ
2002 yılındaki seçimlerde AK Parti'nin iktidara gelmesiyle, başörtüsü yasağında ani bir değişim olmadı. Başörtüsü konusu Türkiye’nin en hassas ve aşılması zor bir konu olarak devam etti. Uygulamada bazı yumuşamalar olsa da, yasal düzenleme yapılmadı. Yüksek mahkemelerin verdiği kararlar da, yasağın kaldırılmasına engel oldu. 2007'de YÖK başkanlığındaki değişimle, üniversitelere başörtülü öğrencilerin girmesinin önü açıldı. YÖK başkanının rektörlüklere gönderdiği talimatla yasak uygulamada kalktı. Başörtüsü, yıllar içerisinde birçok dönem Türkiye’de siyasetin seyrini belirleyen bir konu oldu. Başörtüsüne getirilen yasak, 28 Şubat dönemi ve AK Parti hükümetleri süresince en çok konuşulan başlıklardan biri olmuştu.
ERDOĞAN’IN YASAĞIN KALMASININ ARDINDAN YAPTIĞI TARİHİ KONUŞMASI
8 Ekim 2013 tarihinde o zaman Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan, Resmi Gazete'de başörtüsü yasağının kaldırılması sonrası ile tarihi konuşma yaptı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşmasında, “Ben tüm başörtülü kardeşlerime sesleniyorum. Süreci provoke etmeye çalışanlar olabilir lütfen bunları sizler uyarın. Bu oyuna asla gelinmesin. Onun için valilerimizle gerekli görüşmeler yapılıyor. Bir karanlık dönem sona eriyor. Devlet vatandaşına bakarken muteber ve muteber olmayan, öz-üvey evlat muamelesi yapıyordu. Devlet vatandaşına yaşam tarzı, kılık kıyafet, resmi ideoloji dayatıyordu. Biz buna son veriyor, 76 milyonun devlet nazarında bir ve beraber olması için tarihi bir adım atıyoruz. Elbette gurbette geçen yılların vatan sıla aile hasretinin telafisi mümkün olmayacak. İkna odalarında onurlarına dokunulan kızlarımızın yaraları elbette kapanmayacak. Mahkemelerde hapishanelerde tüketilen hayatlar elbette geri verilemeyecek, gözlerindeki damlalarla başlarındaki örtüyü çıkartmak zorunda kalan kız çocuklarının eğitim şevkleri elbette tamir edilemeyecek. Ancak inanıyorum ki bugün başlayan normalleşme, bugün başlayan yeni özgür süreç hepimiz için milletimiz için bir teselli, bir güvence olacak. Bizlere 76 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının her birine bugünleri gösteren Rabbime hamdolsun."
//////////////////////////////////////////////////////////
YASAĞIN KALDIRILMASI İÇİN İLK ADIM: DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ
2002 yılındaki seçimlerde AK Parti'nin iktidara gelmesiyle, başörtüsü yasağında ani bir değişim olmadı. Kılık kıyafet yönetmeliğinin 5. Maddesinde bazı yumuşamalar yapılmaya başladı. 2007'de YÖK başkanlığındaki değişimle, üniversitelere başörtülü öğrencilerin girmesinin önü açıldı. YÖK başkanının rektörlüklere gönderdiği talimatla yasak uygulamada kalktı.
Kamu personeli için başörtüsü yasağının kalkması ise dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 1 Ekim 2013'te açıkladığı demokratikleşme paketi ile oldu. Kılık kıyafet yönetmeliğinin 5. maddesinde yapılan değişiklikle kısıtlayıcı hükümler kaldırıldı. Askerler, emniyet mensupları, hakimler ve savcılar bu düzenlemenin dışında tutuldu. Avukatların, barolar tarafından belirlenen kurallar çerçevesinde başörtüsü takamayacaklarına ilişkin uygulamalar ise, mahkeme kararları ile aşıldı. Daha sonra yapılan düzenlemelerle tüm kamu kurumlarında başörtüsü yasağı kaldırıldı.
YASAĞIN ZİRVE YAPTIĞI ZAMAN: 28 ŞUBAT
Askerin dolaylı yoldan siyasete müdahale ettiği '28 Şubat süreci', kamuda başörtüsü yasağının zirveye çıktığı dönemlerden birisi oldu. 1997 yılında yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında "irtica" öncelikli tehdit olarak kabul edildi. İrticayla mücadelede yapılması gerekenler, 18 maddede toplandı ve kararlar, hayata geçirildi. Listenin en etkin bir şekilde uygulanan maddesi başörtülülere karşı kamu kurumlarında yaptırımlar içeren madde oldu.
O dönemde, başörtüsü yasağı, zamanın İstanbul Üniversitesi Rektörü’nün başörtüsünü yasaklayan 23 Şubat 1998 tarihli genelgesiyle başladı. Bu tarihte üniversitelerde eğitim gören başörtülü öğrenci sayısı binlerle ifade edilmekteydi. Bu öğrenciler okula geldiklerinde güvenlik ekipleriyle karşı karşıya kaldılar ve "ikna odalarında" başlarını açmaya zorlandılar. Açmayanlar hakkında davalar açıldı. Öğrencilerin önünde iki seçenek vardı; ya başlarını açarak yüksek öğrenime devam edecek ya da açmayarak üniversiteye veda edeceklerdi. Kimi evlerine döndü. Kimi, istemeyerek de olsa başlarını açarak ya da peruk, bere takarak okullarına devam ettiler.
YASAK 12 EYLÜL 1980 DARBESİ’YLE GELDİ
12 Eylül 1980 Darbe sonrasında çıkarılan ve yaklaşık 31 yıldır yürürlükte kalan 'kamuda kılık kıyafet yönetmeliği' nedeniyle kadınlar kamu kurumlarında başörtüleriyle çalışamadı. Milli Güvenlik
Konseyi'nin oluşturduğu Bakanlar Kurulu tarafından 'Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık Kıyafetine Dair Yönetmelik'in 5. maddesine göre, kamuda kadınların başlarının daima açık olması gerekiyordu. Aynı yıl, hem Milli Eğitim Bakanlığı hem de Yüksek Öğretim Kurulu da benzer bir genelge yayımladı.
//////////////////////////////////
Kamu Kurum Ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık Ve Kıyafetine Dair Yönetmelik
YENİ HALİ
Madde 5 – 2 nci maddede sözü edilen personelin kılık ve kıyafette uyacakları hususlar:
a. Kadınlar;
(Mülga birinci cümle: 4/10/2013-2013/5443 K.) (…)(1)
Kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise ile strech, kot ve benzeri pantolonlar giyilmez. Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olamaz. Terlik tipi (sandalet) ayakkabı giyilmez.
ESKİ HALİ
Madde 5 – 2 nci maddede sözü edilen personelin kılık ve kıyafette uyacakları hususlar:
“a) Kadınlar;
Elbise, pantolon etek temiz, düzgün, ütülü ve sade, ayakkabılar ve/veya çizmeler sade ve normal topuklu, boyalı, görev mahallinde baş daima açık, saçlar düzgün taranmış veya toplanmış, tırnaklar normal kesilmiş olur. Ancak bazı hizmetler için özel iş kıyafeti varsa görev sırasında kurum amirinin izni ile bu kıyafet kullanılır. Ancak bazı hizmetler için özel iş kıyafeti varsa görev sırasında kurum amirinin izni ile bu kıyafet kullanılır. Servet R. Çolak-Memleket